Hamas'ın Lübnan temsilcisi Ahmed Abdülhadi şu önemli bilgiyi vermişti: "Tünel fikri iki kişiden geldi. Birincisi şehit komutan İmad Muğniye, ikincisi ise Hacı Kasım Süleymani. General Süleymani Gazze'ye birden fazla kez gitti ve en başından beri Gazze'nin savunma stratejisinin geliştirilmesinde yer aldı."
Stepan Bandera, 20. yüzyılın başlarında Ukrayna için bağımsız bir devlet kurmak isteyen Ukraynalı bir milliyetçiydi. Ancak bu arayış onu Nazi Almanyası ile el ele vermeye götürdü. Bandera ve bugünlerde Ukrayna Milliyetçileri Örgütü (OUN) olarak bilinen destekçileri, daha sonra Nazi rejiminin emriyle binlerce Polonyalının sistematik olarak öldürülmesinden sorumlu olacaktı. OUN sonunda Sovyetler tarafından ezilecek ve hapsedilecek olsa da, hücreleri Ukrayna'nın batı kesiminde on yıllar boyunca güçlü kalmaya devam etti.
Yazar Kenneth Rogoff ise Batı yaptırımlarının Rus ekonomisini felce uğratamamasını, bu yaptırımların İran ya da Kuzey Kore'ye uygulananlardan çok daha hafif olmasına, özellikle de üçüncü bir tarafa yaptırım uygulanmasını içermemesine bağlıyor.
Al-Monitor için haber yapan Yemenli gazeteci Mareb al-Ward, Çin'in Yemen büyükelçilerinin Ensarullah'ın temsilcileriyle düzenli olarak görüştüğünü ve Çinli görevlilerin örgütten 1962 devrimcilerinin halefi olarak bahsettiğini belirtti.
"Dünya nüfusunun en yoksul yarısından bir kişinin, en zengin %1'den birinin bir yılda kazanacağını kazanması 112 yıl sürer. Son on yılda, en zengin yüzde 1, tüm yeni servetin yaklaşık yarısını ele geçirmişti; şimdi bunun üçte ikisini yakalıyorlar. Davos'un istikrara kavuşturmak istediği dünya, işte bu aşırı adaletsiz dünyadır."
"Ayrıca, her devlet geleneğinde yönetim biçimini değiştirmek basit bir halk iradesi meselesi değildir. Örneğin, Kanada'da monarşiyi ortadan kaldırmak için anayasal ölçüt o kadar yüksek tutulmuştur ki, bazı hukuk uzmanları bu arkaik kurumun kaldırılmasının pratikte imkânsız olduğunu düşünmektedir."
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler'in Üçüncü Reich'ının baş propagandacısı olan Joseph Goebbels'e atfedilen bir propaganda kanunu şöyle der: "Bir yalanı yeterince sık tekrarlarsan gerçeğe dönüşür." Psikologlar bu fenomeni "sahte hakikat etkisi" olarak adlandırıyorlar ve tekrarın hakikat hakkındaki inançları etkileyebileceğini doğruluyorlar. İran bugün dörtnala giden “Gish gallop” süreci ile karşı karşıya; bu, yanlış beyanlar ve düpedüz yalanlarla rakibi alt etmeyi hedefleyen bir retorik tekniğidir.