"İran İslam Devrimi, siyasi, ekonomik ve askeri egemenliğin yanı sıra kültürel egemenliği de hedefliyordu. Miraslarının ihtişamıyla uyanan ve Batı yörüngesinden kararlı bir şekilde çıkan İslam uluslarının hayaleti, İran modelinin yayılmasını önlemek için bir ‘çevreleme’ stratejisi başlatan yeni sömürgecileri dehşete düşürdü."
Son haftalarda çevrimiçi olarak sızdırılan gizli Pentagon belgeleri, Washington'un küresel nüfuzunda keskin bir düşüş yaşandığını ortaya koyuyor. Amerikan müesses nizamı bile bu gerçeği inkâr edemez. Mısır ve BAE gibi temelsiz rejimlerin Amerika'nın çıkarlarını hiçe sayacak siyasi irade göstermeleri, dünyanın önemli değişimlerden geçtiğinin işareti.
Bu rivayetlerde İmam Mehdî’nin biri çok uzun iki gaybetinin olacağı ve sonrasında da kıyam edeceği belirtilmektedir. Dolayısıyla bu rivayetler henüz gerçekleşmemiş bir durumun haberini vermektedir. İmam Mehdî’nin doğumundan yarım asır önce Şia’nın elinde -Hasan b. Mahbûb es-Serrâd’ın (h. 149-224) Müşeyhe’si ile diğer kitaplarında ve başka müelliflerin eserlerinde- bu rivayetler mevcuttu ve biz bunları ileride ele alacağız.
Emperyalizmin neo-kompradorlara olan ihtiyacı, siyasi aktivizmi bir istihdam piyasasına dönüştürdü. Böylece, işsiz entelektüeller ve disiplinsiz solcular, devrimci deneyimlerini ve potansiyellerini emperyalist çıkarlara satmak için yarışmaya başladılar.
Zira velâyetin hatminin temel ölçütü, Peygamberlerin Hâtemi’ne (s.a.a.) manevî yakınlıktır. Şahsına münhasır bu yakınlığı pek çok rivayet açıklamıştır. İbn Arabî'nin “İnsanların ona en yakını, âlemlerin İmamı ve tüm nebilerin sırrı olan Ali ibn Ebî Tâlib’dir” ifadesi de hem şekilsel hem manevî hem şuhûdî hem de gaybî bir yakınlığı ifade etmektedir. Onun o Hazret’e yakınlığının bir benzeri yoktur; dolayısıyla onun velâyeti de benzersizdir.
Dikey veraset yasası ve İmam Hasan ile İmam Hüseyin’den (a.s.) sonra imametin kardeşe geçmesinin caiz olmayışı İmam Sâdık’tan sonraki hicri ikinci ve üçüncü yüzyıl İmâmiyye Şiası’nın ittifak ettiği hususlardandır. Bu hakikati, Şeyh Tûsî’den yüzyılı aşkın bir süre önce yaşamış olan dayı yeğen Nevbahtî’ler ve Eşarî el-Kummî aktarmıştır. Buna ek olarak bu konu çerçevesinde sahih rivayetler de vardır.
"Bu, İran devletinin bu kişiye sağladığı aylık yardımların, bu vatandaşın çeşitli hizmetler için yaptığı harcamalardan daha fazla olduğu anlamına geliyor. Bu durum, gelişmiş Batı ve zengin Arap ülkeleri de dahil olmak üzere tüm dünyada son derece nadirdir. Devlet, bu hizmetlerin yanı sıra eğitim, sosyal güvenlik ve eğlence sektörlerinde de vatandaşlarına yardım sağlamaktadır."