Geçen hafta Beyrut'taki barışçıl protestocuların sekter bir saldırıya uğraması; sağcı, militan Hıristiyan Lübnan Kuvvetleri (LK) siyasi partisinin lideri Semir Caca'nın adını bir kez daha gündeme getirdi. Caca'nın adı, Lübnan iç savaşının tarihiyle ve bu 15 yıllık mücadele sırasında işlenen korkunç savaş suçlarıyla eş anlamlıdır.
Hasan Sivri, FHKC Siyasi İlişkiler Başkanı Semir Loubani ile Beyrut’ta bulunan Mar İlyas Filistin kampında Kudüs gelişmelerini ve İstanbul’daki İslam İşbirliği Konseyi toplantısını konuştu.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlık Lideri Ahmed Cibril'in, Lübnan Al-Mayadeen televizyonunda İran'da 21 Şubat 2017'de düzenlenen İntifadayı Destekleme Konferansı ve Filistin Davası konulu mülakatı.
Safevi, Al Monitor sitesinin kendisiyle yaptığı röportajda “İslam Devrimi’nden (1979) yıllar önce babam, binlerce genci Filistin’i özgürleştirmek amacıyla oraya gidip savaşmaları için hazırlamıştı. İran’ın Filistin trajedisine ilgisi o dönemlere kadar gider. Babam, halkı Filistin konusunda uyaran ve onların farkında olmalarını sağlayan ilk insanlardandı” dedi.
İran nükleer anlaşmasının muhtemel olumsuz sonuçları hakkında farklı bir analiz...
Ana akım medyada, insanlığın ortak tarihi mirasına karşı işlenen bunun gibi suçlar IŞİD barbarları tarafından yapılan bir takım akıldan izandan yoksun hareketler olarak tasvir ediliyor. Ancak, gerçekte bu Irak ve Suriye ulus devletlerini Balkanlaştırmak isteyen Amerikan planının bir parçası: Bu ülkelerin ulusal kimliklerinin temeline, onların tarihlerine saldırmak.
Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, 2014’de CNN’e verdiği röportajda kendi partisiyle zıt düşerek, “Biz [Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti], Suriye’de IŞİD ile müttefikiz,” dedi.