hz. emîrü’l-müminîn (a.s) allah’ın kâmil bir velisidir, bir insan-ı kâmildir. o, tüm peygamberlerle sırlarında ve hz. hâtemü’l-enbiyâ ile ise açıkta beraber olan bir kimsedir. şu söz çok önemlidir: “kuntu meal enbiyai sırren ve mea muhammedin (s.a.a.) cehran.” (ben (hz. ali) peygamberlerin sırrında idim, muhammed (s.a.a.) ile açıkça zuhur ettim.)
abdestin yaygın şekli emevi kaynaklı ve yaygınlaştırılması tamamen politik / bidatlerin yaygınlaşmasında yahudi etkisi / ümmü külsûm’un evliliği konusu / ehl-i beyt imamlarının çocuklarına halifelerin isimlerini vermeleri meselesi
nokta vahdetin sembolüdür. sonuçta bir noktaya ulaşıyorsun ki orada hiçbir boyut yoktur. yani hiçbir kesret yoktur. nokta hiçbir şekilde bölünemez. bölünememesi demek kesretin olmaması demektir. işte o nokta sizin kendi varlığınızın nihai sırrıdır.
kelâmcılar hâlik ile mahlûktan, filozoflar vacibu’l-vücud ile mümkinü’l-vücuddan ve genel olarak da hepsi “kadim” ve “hadis”ten söz ederken aynülkudât bunu “cemâlin beni” suretinde hem âşıkane ve ârifane hem zarifçe ve hem de hekimâne bir şekilde ifade etmiştir. / o nokta da bismillah’taki ali’nin (a.s.) noktasıdır. evet üstat, konu çok iyi bir yere geldi. ancak süremiz de burada bitti.
ben çok yaygın olan bir görüşün aksini söyleyeceğim, bunu diyeyim. ben her aşkı hakiki görüyorum, ben mecazi aşk diye bir şey kabul etmiyorum. kişi gerçekten âşık olmuşsa onun zahiri aşkı da bence hakiki aşktır.
hâlbuki bu mesele zamanla ilgili değildir. “kuntu” şu anda da böyledir, gelecekte de böyledir. yani “ben bir zamanlar gizliydim” demek değildir. allah, zât makamında şu anda da gizlidir. gelecekte de gizli olacaktır.
direniş lideri seyyid hasan nasrallah’ın, işgal uçaklarının lübnan hava sahasında uçuşunu engelleyen kararı, savaşın ilk defa hava savunma silahları ile cereyan edeceğinin göstergesidir. bu silahlar ortaya çıktığı zamandan bu yana kullanılmayı bekliyor.
bu niteliksel sıçrama 2014 yılındaki savaşın ardından gerçekleşti. kassam tugayları önderleri o tarihte tahran’a giderek hassas isabetli roketler talep ettiler (al-akhbar’ın 7 şubat 2015 tarihli baskısına bkz.). islam cumhuriyeti kendi teknolojisini gazze’nin kalbine aktarma sözü vermişti ve bu söz çoktan yerine getirilmiş durumda.
amerikalı tarihçi ve muhalif akademisyen howard zinn’e göre, hiroşima’da 140.000 japon sivil “toza ve küle dönüştü”. nagazaki’de 70.000’in üzerinde sivil yandı ve her iki şehrin 130.000 sakini de takip eden beş yıl içinde radyasyona bağlı hastalıklardan dolayı hayatını kaybetti.
eğer biz bu anlamı bilmezsek bu sözü küfre sebep olan, hatta açıkça küfür olan bir söz olarak görürüz. fakat onun bundan kastettiğini dikkate alırsak bunun küfür olmadığı gibi tevhidin ta kendisi olduğunu anlarız. yani ezeli, ebedi, mutlak, hiçbir kaydı ve şartı olmayan, yokluğu ve faniliği olmayan varlık (vücud) sadece hak tebarek ve teâlâ’dır. diğer her varlık (mevcud) da hak tebarek ve teâlâ’nı
diğer islam mezhepleri şia’nın gadir hadisi hakkındaki görüşleri aleyhinde bazı deliller sunarak bu rivayetin emirülmümin imam ali’nin (a.s.) hz. peygamber’den sonraki kesintisiz hilafetine kanıt olamayacağına inanmıştır. biz burada onların bu görüşlerini 11 başlık altında inceleyeceğiz.
öncelikle, iran’ın askeri personelinin sayısı -aktif görevde ve yedekte olmak üzere- bir milyonun üzerinde olarak tahmin ediliyor. eğer saldırılırsa, abd ordusuyla sonuna kadar savaşacak, kadın ve erkek, politik inançlarının ne olduğu önemli olmaksızın 40 milyon daha ilave olacaktır.
hizbullah lideri hasan nasrallah, iki savaşa girdi ve ikisini de kazandı. birincisinde hizbullah liderliğindeki direniş 2000 yılında güneyi kurtardı ve burnunu yere sürttükten sonra israil işgaline son verdi. ikincisinde ise, 2006 yılında lübnan’a karşı savaşa giren düşman israil, yenilmez olduğunu öne sürdüğü ordusuna olan güvenin çöküşüyle birlikte ağır bir bedel ödedi. eğer bölgede israil’in kı
ey savaş meydanının erleri, imam hüseyin’in (a.s.) kişiliğinin cisimleşmiş halleri, muhammed mustafa'nın (s.a.a.) sünnetinin altın süsleri, parazitizme karşı savaşmış kahramanlar, islam’ın hazineleri, cesaret yıldızları, direniş’in ışıldayan gök taşları! bu dünya sizin hatırınıza dönüyor!
2008’de elimizde sadece iran islam cumhuriyeti’nin sağladığı birkaç (bm-21) grad füzesi ve ilaveten de lokal üretimiz füzeler ve bazı havan mermileri vardı. direniş beerşeba’yı 40 kilometre menzilli grad füzeleriyle vurduğunda dünya çok şaşırdı. dört yıl sonra, 2012’de direnişimiz iran sağladığı fecr füzeleri ve kendi üretimimiz füzelerle tel aviv’i ilk kez vurdu.
biz iki cephe ile karşı karşıyayız: amerika, siyonist rejim ve bazı arap ülkeleri liderlerinden -ki geçmişte iran şahı da bu topluluk arasında idi- müteşekkil istikbar cephesi ve ezilenler, yurtlarından atılanlar ve filistin, lübnan ve yemen halkı gibi mazlum milletlerden oluşan cephe. bu iki cephe birbirinin karşısındadır. bu çatışmanın sembolü de filistin ve mescid-i aksa’dır.
imam bakır’ın (a.s.) şöyle buyurduğuna dair rivayette olduğu gibi: “kaim'imiz kıyam edince allah teâlâ onun elini kullarının başları üzerine tutacak, onunla insanların aklını mükemmelleştirecek, düşüncelerini yetiştirerek kâmil kılacaktır.”
aşağıdaki metin aylık “mevud” dergisinin “zuhur” olgusunun tarihin tekâmül seyrindeki yeri üzerine ayetullah mir bakıri ile yaptığı ve derginin 42-43. sayılarında yayımlanan söyleşisinden alınmıştır.
marks’ın “tarih iki kez tekrar eder, birincisinde trajedi, ikincisinde komedi” şeklindeki sözünün aksine siyonistler için ilkinde tarih komediydi, şimdi ise onun trajedi kısmı yaklaşıyor.
sizlere mehdi’yi müjdeliyorum. halkın ihtilaf ve çekişme zamanında ümmetime gönderilecek ve yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır. o, malları sahih olarak (doğru) taksim edecektir. adamın birisi “sahih olarak nasıl taksim edecek?” diye sordu. buyurdu ki “halkın arasında eşit olarak (dağıtacak).”
bugün salavattan “âlihi” kısmını atıp da “ve sellem”i ekleyenler ümeyyeoğullarının sünnetine tabi olduklarını bilsinler. emeviler için bir taraftan âl-i beyt’in lideri olan ali’ye (a.s.) lanet edip diğer taraftan da “sallallahu aleyhi ve âlihi” demek mümkün değildi.
tevatür sınırı beş iken 30’u aşkın sahabî tarafından rivayet edilen bir hadisin durumunu varın siz düşünün! mehdi hadisleri sadece mütevatir değil tevatürün çok üstündedir. çünkü yukarıda geçen kuralları ve ibn hazm’ın beş sahabînin nakli şartını birbirine eklediğimizde bir haber mütevatir oluyor. peki 30’u aşkın kişi tarafından rivayet edilen bir hadis hakkında ne denir?
yemen sağlık bakanı taha el-mütevekkil, ülkesi karşısında suudi önderliğinde devam etmekte olan saldırıların yılda 100 bin çocuğun ölümüne yol açtığını ve ambargo yüzünden tıbbi teçhizatın da eskidiğini söyledi.
hâkim en-nisaburî ise mehdi ile ilgili rivayetlerin birçoğunun sahih olduğunu belirtir. o, dahası, bu rivayetlerin bir bölümü hakkında “buharî ve müslim’in şartlarına göre sahih olduğu halde onlar bunu tahric etmemişlerdir” ifadesini kullanır.
süruş: humeyni, bu ülkenin bugüne kadar gördüğü en bilgili liderdi. hahamenişler döneminden bugüne kadar hiç kimse ilmi açıdan onun ayağına yetişemez. neden? çünkü o, birinci derece bir fakihti, irfan da okumuştu felsefe de okumuştu.
birinci ve ikinci karine kabul edilmese dahi ömer b. hattab’ın sözlerinden “mevlâ” kelimesinin işlerin yönetimini ele alan kimse anlamına geldiği anlaşılmaktadır. aksi takdirde "benim ve bütün mümin ve müminelerin mevlâsı oldun!" sözünün hiçbir anlamı kalmaz.
sizler allah resulünün kelamında geçen veli sözcüğünü neden sevgiye yoruyorsunuz da iki halifenin sözlerinde geçen “veli”den siyasî imameti anlıyorsunuz? yani veli kelimesi imam ali söz konusu olduğunda neden muhabbet anlamına geliyor da ebubekir, ömer ve diğerlerinde siyasî imamet oluyor?
allame hadisi rivayet eden sahabîlerin isimlerine alfabetik sıraya göre verir. 41. sayfadan başlar ve 144. sayfada sonlandırır. o, hadisi rivayet eden 110. sahabînin ismini şöyle verir: ebu merazim yala ibn mürre ibn vehb es-sakafî. bu 110 sahabî gadir hadisini rivayet eden isimlerden bulabildiklerimizdir. hadisi rivayet edenlerin sayısı muhtemelen bundan daha fazladır.
albanî bu özet bölümde gadir hadisini 10 sahabiden rivayet etmektedir. ibn hacer el-heytemî ise kendi eserinde 30 sahabiden rivayet etmişti. ibn ukde 70, diğerleri ise 150 sahabiden rivayet etmişlerdir.
bölgesel politikalar uzmanı enis nakkaş’ın tahran’da stüdyo konuğu olduğu programa siyaset bilimci elif sabbağ israil işgali altındaki el-celil’den, fkö merkez kurulu üyesi nebil amr da ramallah’tan konuk olarak katıldı.
el-nüceba hareketi lideri şeyh ekrem el kaabi: ırgc (islam devrimi muhafızları ordusu) ve lübnan hizbullahı subayları amerikan kuvvetleriyle savaşımızda 2004’ten bu yana bize rehberlik ediyor: “zırh delen patlayıcılar (efp) kullanmaya başladık... tankın içinde patlayabiliyor, tankı tahrip ediyor ve içindeki amerikalıları öldürebiliyorlardı.”
sahadaki kaynakların iddiasına göre: “suriye, israil ordusuna ait farklı hedeflere 5 yüksek isabet kapasiteli füze ateşleyerek karşılık verdi, bunlardan sadece biri israil’in demir kubbe’si tarafından karşılanabildi. bu, -türünün ilk örneği olarak- israil’in neden rastgele ve çeşitli hedeflere yoğun saldılar düzenlediğini açıklayabilir.
hasan sivri, medya şafak için güvenlik ve strateji ağı koordinatörü enis nakkaş ile son gelişmelere, filistin ve suriye’ye dair çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdi. (röportaj tarihi: 5 aralık 2018)
bir arifin tabiri ile söyleyecek olursak “ba marifet-i kâmil duzeh, beheşt mi gerded ve ba cehl u nadani beheşt, duzeh mi şeved” yani “bilmekle (marifet ile) cehennem, cennete dönüşür. cehalet ve bilgisizlikle ise cennet, cehennem olur.” hele de “cehl-i mürekkeb” (bilmediğini bilmemek) olursa vay halimize!
bunlardan biri oilprice.com’da 18 eylül 2018’de yayınlanan “iran yaptırımları dolara zarar veriyor” (ıran sanctions are damaging the dollar) başlıklı makaledir. yazarı nick cunningham, yaptırımların iran’ın ihracatını azalttığını doğrulamakla birlikte “sonu abd dolarının gücünün aşınmasıyla sonuçlanabilecek uzun bir hikâyenin sadece ilk birkaç bölümündeyiz” uyarısında bulunuyor.
insan bir şeylerini unutabilir; ama insan “ben”i unutabilir mi? allah korusun bir kişi bir kaza yapabilir ve komaya girebilir. o hastanedeyken mekânı zamanı, nerde olduğunu vs. her şeyi unutabilir. hatta ismini bile unutabilir. ancak “ben”ini unutabilir mi? yani “ben” olduğunu unutamaz. ismini bile unutabilir, ama ben demeye devam eder. işte o ben huzurdur.
asli başlangıç, yani hak teâlâ... her şey hak teâlâ ile başlar. peki nerede biter? mutlaka hak’ta bitmelidir. her şey hak teâlâ ile başlar ve her şeyin sonu da hak teâlâ’ya varır. bakın kur’an ayeti ne diyor? “kema bedeekum teûdûn” (sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine o’na) döneceksiniz.) (araf:29)
fakat buradaki eksiklik arz ettiğim gibi fikir ve zikrin birlikte olmamasıdır. eğer bu fikir ve zikir birlikte olsaydı biz şu an farklı bir durumda olurduk. fikir ne kadar gelişse de eğer zikirle birlikte değilse, yani o bâtınî katmanlara aşina olmazsa işte o zaman sizin de buyurduğunuz gibi insanı sınırlar.
arifin biri şöyle diyor: ben bu dünyadaki insanlara hayret ediyorum. onlar âlemin zahir, allah’ın ise gizli olduğunu sanıyor. hâlbuki zatıyla zahir olan allah’tır, siz gidin de gizli olan âlemi bulun.
el kaide lideri eymen el-zevahiri, ebu musab zerkavi’ye (bu mektup abd güçleri tarafından 9 temmuz 2005’te ele geçirildi) yazdığı bir mektupta -zerkavi abd’nin ırak işgalinin ilk yıllarında işgalciler yerine şiileri hedeflediğinde- şöyle sormuştu: tarihte şiileri ortadan kaldırmayı başarmış herhangi bir islam devleti var mı?
o tarihten bu yana idlib iki kampa ev sahipliği yapıyor: suudi destekli tahrir eş-şam ve türkiye-katar destekli ahrar eş-şam. birincisi selefi, ikincisi ise müslüman kardeşler köklerine sahiptir. savaşçı toplama ve saha hâkimiyetinde birbirleriyle yarış içerisindeler.
iki hasım tarafın dikkatli gözleri altında heyecanlı hazırlıkların yapıldığı lübnan sınırındaki israil-hizbullah gerginliği sessizce tırmanış gösteriyor. çok alışkın olunmayan ve çıplak gözlerce görülmesi zor bir teyakkuz durumu mevcut...
suriye komutası, abd ve israil tarafından yapılan “hizbullah ve iran müttefiklerinin deraa’da yer almamaları” taleplerini de dikkate almadı. dahası suriye başkanı beşar esad hizbullah’ın özel rıdvan kuvvetlerinden deraa ve çevresinde pozisyon almalarını ve önümüzdeki çatışmaya katılmalarını istedi.
elinizdeki makalede bu konuda varid olan hadislerden bazıları incelenecek ve masum imamların (a.s.) isimlerinin kur’ân’da bulunmamasının hikmetleri açıklanmaya çalışılacaktır.
aklın mertebe olarak bedenden önce olduğunu daha önce söylemiştim. tüm bu âlemden önce tümel akıl (akl-ı küll) vardı. bu âlem tümel akıl tarafından idare edilmektedir. bu, tüm dünyayı idare eden bir akıldır. bu da ilahî bir tecellidir, o’nun şuûnâtındır.
çünkü varlığın dışında başka bir şey yoktur. varlıktan başka ne vardır ki gelip varlığı tarif edebilsin? çünkü tarif eden daima tarif edilenin dışındadır. hatta biz varlığı tarife kalkıştığımızda -ki varlığı tarif edemiyoruz- söylediğimiz her şeyi varlığın diliyle söylüyoruz. varlık bizim dilimizle konuşuyor, biz varlık hakkında konuşmuyoruz.
“hizbullah’ı tam olarak anlayamıyorsun” diyor. yüzündeki ciddiyet samimiyetini gösteriyor. “sen hizbullah’ı göremezsin… onlar seni görür!” onun uyarısı ve yorumu, bugünün hizbullah’ını tanımlamak için oldukça isabetli veriler sunuyor.
kimi vehhabî müellifler, mevcut koşulları fırsata çevirerek ilahî kitabın azametine halel getirecek birtakım görüşler ileri sürmüşler, ehl-i beyt mektebi’nin, şia’nın kur’ân’ın tahrif edildiğine inandığını iddia etmişlerdir. bu makalede, şiî ulemanın görüşleri çerçevesinde vehhabîlerin bu iddiası çürütülmeye çalışılacaktır.
şimdi size bir örnek vereyim, belki bu örnekle biraz açıklayabilirim. mesela herkes sonsuzdan (gayri mütenahi) söz eder, matematikçiler bunu daha iyi anlar. bilgin insanlar sonsuzu bilirler mi bilmezler mi? bilirler… peki sonsuzu tasavvur edebilir misiniz? hayır; çünkü tasavvur ettiğiniz anda o sonlu (mütenahi) olur.
afrin kürtlerine, suudi arabistan’ın bölgeyi yeniden inşa etmesi ve daha iyi evlerin yapılması için yatırım yapması, aynı zamanda da abd’nin koruması altında, kürtlerin her zaman peşinde koştuğu bir rüya olan kuzeydoğu suriye’de bir mini kürt devletinin oluşmasına katkı sağlaması sözü verildi. işte bu sebeple kürt ypg, suriye’deki bu toprak parçasını türkiye’ye teslim etti.
hasan sivri, güvenlik ve stratejik araştırmalar enstitüsü başkanı enis nakkaş ile israil f-16’sının düşürülmesinin önemini ve türkiye’nin eksen arayışını konuştu.
2006 savaşı esnasında hizbullah, israil deniz kuvvetlerine ait sa’ar-5 sınıfı korveti vurduğu zaman bütün bir deniz kuvvetlerini muharebenin dışına çıkardı. bir israil f-16’sının düşürülmesi hiç kuşkusuz tel aviv’e, suriye’nin kendini yenilediği ve 1973’ten beri yapmadığı şeyi yapmaya hazır olduğu bilgisini vermiştir: suriye’nin savaşa hazır olduğuna şüphe yoktur.
israil’in anlatısının sahte olduğunu, uçağın israil hava sahasında vurulduğu gerçeğini kamufle etme çabası olduğunu ortaya koyuyor. “eğer f-16’yı bir sam-5 füzesi vursaydı, havada patlardı ve geriye hiçbir şey kalmazdı. uçak, f-16’lar gibi manevra yapabilen, daha küçük fakat daha hassas bir füzeyle vuruldu.” bu olay, ayetullah humeyni’nin tahran’a dönüşünün ve iran islam cumhuriyeti'nin...
"görüştüğüm #suriyeli komutan teyit etti: f-16’yı vuran bir s-200 değildi. 'hazırlanmış bir pusu' idi. yarın @alraimediagroup üzerinden daha fazlasını okuyun."
hz. peygamber (s.a.a.), veda hutbesinde, kendisinden sonra gelecek olan on iki imamı haber vermiştir. bu hadis ehl-i sünnet kaynaklarında üç râvi tarikiyle nakledilmiştir. ehl-i sünnet âlimleri ise üçünden yalnızca câbir b. semure tarafından nakledilen rivayete ilgi göstermişlerdir.
üstat ali rabbani golpayegani makalesinde imam mehdi’nin ehl-i sünnet rivayetlerinde geçen şeceresinin incelemesini ve buna ilişkin bazı rivayetlerin eleştirisini yaptı.
hz. mehdi’nin doğumu ve hayatı, sadece şiilere özgü bir inanç değildir. ehl-i sünnet’in muteber kaynaklarında da bu konunun işlendiği apaçık görülmektedir. ehl-i sünnet kaynaklarında, hz. mehdi’nin doğumunun işlendiği ve ehl-i sünnet âlimleri nezdinde kabul gördüğüne dair rivayetlerin varlığı, o’nun dünyaya geldiği inancının ispatı için çok önemli bir dayanak noktasıdır.
hasan sivri, fhkc siyasi ilişkiler başkanı semir loubani ile beyrut’ta bulunan mar ilyas filistin kampında kudüs gelişmelerini ve istanbul’daki islam işbirliği konseyi toplantısını konuştu.
bu, yani bir insanın batında gidebilme imkanına sahip olacağı en ileri noktadır. mirac, hatemu’l enbiya’nın (s.a.a.) batıni seyridir. bunu derken ben bunun zahirde olmadığını söylemiyorum, ancak daha çok batın söz konusudur. bu yola herkes gidemiyor. eğer zahirci bir insansa allah’ı kendi tasavvur ettiği gibi bilir. o, kendi tasavvurunda yarattığı bir tanrıya sahiptir.
arafat şöyle devam etti: “ancak benim de bir şartım var, türkiye’de bu öneri hakkında bir referanduma gidilecek. eğer türk halkı bu mabedin inşa edilmesini kabul ederse, bu anlaşmayı ilk önce ben imzalayacağım.” ismail cem’in morali bozuldu ve kaşları çatık bir şekilde hızlıca ofisin dışına çıktı.
trump yönetiminin kudüs kararını ilanından birkaç saat önce fhkc üyesi leyla halid ile kudüs’ü ve bölgedeki son gelişmeleri konuştuk.
pazartesi günü, israilli gazeteci ben tzion’un suudi arabistan’ın medine şehrindeki mescid-i nebevi içinde poz verdiği fotoğrafları, arap haber kuruluşlarında ve sosyal medyada sel olup aktı. suudi arabistan’daki birkaç noktada açık şekilde poz veren tzion, üzerinde ibranice yazıların olduğu bir çanta taşıyordu. bu görüntüler, suudi-israil ilişkilerinde eşi görülmemiş bir gelişmeye işaret ediyor.
peki yüzünü göstermiyor ne demektir? yani sizin zihninizin kalıbına sığmaz. o'nun her yerde huzuru var; ama sizin o’nun huzurunu kavrama kapasiteniz yok. siz onu bir kalıp içinde tasavvur etmek istiyorsunuz. siz ona zihinsel bir suret vermek istiyorsunuz. ya da sizin gözünüzün önüne gelmesini istiyorsunuz. ya da sizin zihninizde canlanmasını istiyorsunuz. bunlar bizim sorunumuzdur, o’nun değil.
mühendis, saddam hüseyin’in kürtlere karşı düzenlediği halepçe ve enfal operasyonlarında şahsen yaralanmış. “1991’den sonra kürdistan’ın kurtarıldığını görmekten” memnun olmuş ve “kürdistan’da onları savunurken düşen şehitlerimiz var” diye vurguluyor; kendini de, liderleriyle iyi ilişkileri koruyan bir kürt dostu olarak görüyor. ırak ordusu ve hsb’lerin yanında iranlı danışmanlar aynı zamanda, “da
tabi ki hepsi marifettir, biraz önce okuduğunuz şu beyitte ‘men be hiş numudem sad ihtimam veli ne şod’ (ben kendime yüz ihtimam gösterdim ama olmadı) derken bununla üzüm şarabının sarhoşunu mu kastediyor? tabi ki hayır. üzüm şarabı yüz ihtimam istemez, ayrıca üzüm şarabının sarhoşu için ‘ama olmadı’ diye bir şey olmaz ki.
washington'un lübnan hizbullahı komutanı ali musa dakduk’u amerika'ya götürmek yönündeki arzusunu dile getirdiğinde hizbullah abd yönetimine -ırak liderleri aracılığıyla- bir mesaj göndermiş; dakduk’u ırak dışına çıkarmanın, başta ırak olmak üzere ortadoğu’daki her abd’li asker ve subayın rehine olarak alınabileceği anlamına geldiğini belirtmişti.
o dönemde sühreverdi, islam dünyasının doğusunda, iran’da ibn rüşd’ün aklına bile gelmeyen başka bir felsefe kurdu. sühreverdi’den sonra da islam felsefesinde bir başka akım yine iran’da başladı; molla sadra’dan allame tabatabai’ye kadar ilerledi.
esad arzulu bir şekilde bir tehdit durumunda kendisinin de parçası olduğu direniş ekseni’nin yanında yer almayı bekliyor. esad’ın 2006’da silah depolarını hizbullah’a açması bugün sadece geçmişe ait küçük bir jest olarak görülebilir: israil ile yapılacak sonraki çatışmada esad tüm suriye ordusunu hizbullah ve genel sekreteri seyyid hasan nasrallah’ın yanında savaşa sokacak.
“zamanının imamını tanımaksızın” veya “zamanının imamına biat etmeksizin ölen kimse cahiliyye ölümüyle ölmüştür” hadisi bağlamında bizim problemimiz çözülmüştür ki bu da on ikinci imam'dır. size göre bu imam kimdir? azizlerim muhammedî (s.a.a.) varisin kim olduğunu araştırınız. bize göre muhammedî varis şu anda on ikinci imam'dır. sizler ne düşünüyorsunuz?
israil’in ilk başbakanı david ben gurion, nadir görülen bir açık sözlülük anında, arap rejimlerin israil’in ilk savunma hattı olduğunu söyleyivermişti. bu doğru olsa da, arap yöneticiler bu gerçeği yakın zamanlara kadar kendi halklarından ve geniş müslüman ümmetinden hep gizlemeye çalıştı. ancak bir yandan müslümanlara karşı olan ihanetlerini gizleyememeleri diğer yandan da emperyalizme ve siyoniz
elinizdeki makalede, akılcı ve tarihe felsefî yaklaşımlarıyla tanınan ibn haldun’un hz. peygamber’den (s.a.a) sonraki hilafet meselesi hakkındaki görüşlerini genel hatlarıyla ele alıp, özelde hz. ali’nin (a.s) hilafetine dair düşüncelerine odaklanacak ve güvenilir tarih kaynaklarıyla belgelere dayanarak onun bu konudaki görüşlerinin kritiğini yapacağız. neticede, ibn haldun’un hz. ali’nin imameti
hasan sivri, lübnanlı gazeteci ve körfez uzmanı ali murad ile suudi arabistan’daki 15 eylül hareketini, suud-katar krizini ve yemen'i konuştu.
evet, ben şu andan bahsediyorum. ben “seyyid hasan çağrı yapsa ve savaş için bu kadar insan istiyorum derse’’ varsayımından bahsetmiyorum. şu an, hâlihazırda mevcut ve seyyid hasan komutası ile tam ve doğrudan koordine içinde olan oluşumlardan ve 500 bin savaşçıdan söz ediyorum.
enis nakkaş’ın bölgedeki gelişmelerle ilgili farklı televizyon (al-mayadeen, syria akhbaria gibi) programlarında yaptığı analizleri her biri ayrı konuda olmak üzere çeviri dizisi şeklinde medya şafak’ta okuyabilirsiniz. dizinin ilk konusu kudüs’teki olaylar ve filistin.
anneler çocuklarının infaz edildiğini görürken, suud hanedanı’na değil de islam peygamberi’nin soyundan gelenlere biat ettikleri için onları defnetmelerine bile izin verilmezken objektiflik aranır mı? avamiye’deki bir görgü tanığı, “küçük kızıma ‘babanı öldürüp kafasını bacaklarını arasına atacağız’ dediler” diye anlatıyor.
al-monitor, hamas heyetinin ilave olarak, iran’ın kudüs gücü komutanı, tümgeneral kasım süleymani’yle de görüştüğünü öğrendi, ancak görüşmede nelerin vuku bulduğuna dair başka bir bilgi bulunmuyor. iranlı bir siyasi kaynak al-monitor sitesine, şu an itibariyle önceki beş yılın tüm sonuçlarının geride kaldığını ve iran’ın hamas’a olan desteğinin şu anda, suriye krizinin öncesinde olanın dahi ötesi
israil askeri liderliği ve özellikle israil istihbaratını endişelendiren önemli bir nokta var. hizbullah’ın artık iran’dan füze ithal etme ihtiyacı kalmadı. hizbullah artık füze teknolojisine ciddi bir etkinlik düzeyinde sahip. dağların en az 50 metre derinliğinde, güney lübnan dağlarında füze üretim merkezleri inşa etti. israil bu füze üretim merkezlerini ne ortadan kaldırabilir ne de imha edebil
elijah j. magnier yazdı: hizbullah askeri kapasitelerinin birçoğunu kasıtlı olarak göstermekten çekinmedi ve bunda amacı, israil’e anlayacağı mesajlar göndermekti (kısa süre önce bir volkan roketi, arsel’de el kaide’yle girilen çatışmalarda kullanılan 1 ton patlayıcıyı taşıyabilecek şekilde geliştirildi).
fhkc'li yazar ve gazeteci rasim ubeydat kaleme aldı...
filistinli kaynaklara göre, on binlerce müslüman protestocuya, üzerinde 1979 iran devrimi’nin lideri ayetullah ruhullah humeyni’ye atfedilen ünlü bir alıntının olduğu, önceden paketlenmiş yemekler verildi: "allah’ın yardımıyla filistin kurtarılacak! kudüs bizimdir.” paketlerin üzerindeki notta kubbetüssahra resmi ve filistin bayrağı da görülüyordu.
molla sadra olarak bilinen sadreddin muhammed bin ibrahim şirazi kavami, (980-1051 hicri kameri) hikmet-i müteâliye ekolünün kurucusu ünlü bir filozof ve meşhur bir arif olarak felsefi ve irfani düşüncede büyük bir değişim yaratmıştır. bu ekol kendinden önceki 800 yıllık islam felsefesini bir kenara bırakarak yeni bir dönem başlattı.
eldeki kanıtlar, siyonistlerin mescid-i aksa’nın altında kazdığı tünellerin yapının güvenliğini tehdit ettiğini, bu kutsal mekanı yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını gösteriyor. yahudilerin inancına göre bu mekanda süleyman tapınağının yeniden inşası mesih’in zuhur etmesinin şartlarından biridir.
suudi arabistan ile katar arasında eskiye dayalı bir sınır ihtilafı var. hatta suudi arabistan birkaç defa katar’a saldırdı ve katar’a ait toprak parçasını ele geçirdi. katar’daki al-i sani ailesi, soyunun vehhabiliğin kurucusu şeyh muhammed abdulvehhab’a dayandığını söylüyor. suudiler ise bunu reddediyor.
umm el-fecm kentinden ve fethu’l intifada grubuna mensup olan bu gençler, bu operasyonu çok özel siyasi şartlarda ve özel bir zamanlama ile yaptılar. fethu’l intifada, suriye destekli bir örgüttür ve onların güçlerinden bir kısmı suriye topraklarında tekfircilere karşı savaşıyor.
bir hafta boyunca suyumuz yoktu, neyse ki kar yağıyordu. bize biraz badem, kiraz, incir ve üzüm sunan bir bahçemiz vardı. bodrumda kutular içinde mısırlarımız da vardı, onlardan yedik. bir pazar sabahı kapı açıldı, bir adam içeri girdi ve "bitti" dedi. adamın ismi ruhullah’tı, yani “allah’ın ruhu”!
iranlı batı asya uzmanı hadi muhammedi, ‘basiret’ sitesine verdiği mülakatta trump yönetiminin bölge politikasını değerlendirdi.
hasan sivri, filistin davasının sembollerinden ve fhkc politbüro üyesi leyla halid ile filistin’de zaferle biten açlık grevi ve bölgedeki gelişmeler üzerine röportaj yaptı.
ırak’taki en güçlü şii milis grubu olan bedir tugayları’nın komutanı hadi el-amiri, 31 mayıs çarşamba günü, kuvvetlerinin suriye’ye girmeye hazırlandığını söyledi. iran öncülüğündeki bu güçlü milis grubunun gelişmiş kapasiteleri, suriye’deki savaşın dengesini güçlü bir şekilde iran lehine çevirecek, bunun ise abd, israil ve ürdün için alarm verici sonuçları olacaktır.
hasan sivri, lübnanlı analist dr. enis nakkaş ile abd’nin suriye’ye yönelik saldırısından iki hafta önce medya şafak için röportaj yaptı. işte o röportaj:
her ne kadar 2003 ırak işgali hakkındaki yaygın görüş bunun tamamen petrol meselesi olduğu şeklinde olsa da, israil’in baskısı da burada pek bilinmeyen, ancak temel önemde bir rol oynadı. seçkin amerikalı profesörler john maersheimer ve stephen walt, “israil lobisi ve abd dış politikası” başlıklı derinlemesine makalelerinde, amerikan dış politikasının temel odak noktasının kendi çıkarları değil, i
bize sıklıkla, ırak işgalinin ve suriye’deki savaşın, batı’nın dış politikasının felaket getiren başarısızlıkları olduğu söylenir. bu makale ise, bu savaşların mimarlarının, askeri çabalarının istikrarsızlaştırıcı sonuçlarının gayet bilincinde olduğunu ve gerçekte her zaman, ırak ve suriye’nin mezhep çizgileri üzerinden bölünmesine arzulanabilir bir sonuç olarak baktığını savunuyor.
elinizdeki makalede, söz konusu eleştirel yaklaşım ele alınmış ve bu yaklaşımın temellerini oluşturan istidlal unsurları şeffaflaştırılmaya çalışılarak delillerinin, imamî-şiî literatür göz önüne alınmadan, ehlisünnet’in yazılı mirası çerçevesinde ilmî itibardan yoksun olduğu gösterilmiştir.
abd, yaklaşan bir “yeşil devrim 2.0” provoke etmek için iran gençlerini etkilemeye ve yanlış yönlendirmeye çabalıyor; ki bu “devrim” bu kez ülkenin iç periferisinde asimetrik terörist savaşla güçlendirilecek ve abd’nin körfez müttefiklerinden dolaylı “perde arkası” destek alacaktır.
el-zevavi, sözlerine şöyle devam etti: “imam humeyni, kutsal necef şehrindeyken bizim [filistin] devrimimizi benimsedi ve zekât ve humusların hayatlarını riske atan filistinli savaşçılara gönderilmesine ilişkin meşhur fetvasını da o zaman verdi.”
israil’in suriye’ye yönelik bu nefreti, alternatifinin ne olduğu üzerine pek de düşünmeden suriye yönetiminin bir an evvel yıkılmasını istemesine neden oluyor. halk sarayında beşşar esad’ın yerine şeytanın oturmasını tercih ediyor.
velayet, islâm ümmetinin bekasını güvence altına alır; velayet olmaksızın ne ümmet kalır ne imamet, islâm’dan da geriye birtakım ilahî kanunların dışında bir şey kalmaz. islâm’ın dinamik, mücadeleci ve yapıcı hale getiren velayettir. imam hüseyin’in (a.s.) ifadesiyle, namaz, oruç, zekât gibi islâm’ın şartları dahi velayet ve imamet sayesinde toplumda tahakkuk ve tebellür eder.
hizbullah, 2013 yılından beri, oradaki on binlerce savaşçısının varlığıyla ilgili bütün kolları ve kurumlarıyla suriye’de askeri varlığını sürdürüyor. lübnan ve suriye’yi birbirinden ayıran dağlar, tahrip gücü yüksek dördüncü nesil fatih-110 uzun menzilli füzeleri ve başka benzeri roketleri kamufle etmek için mükemmel bir örtü işlevi görüyor. bu füzelerin her biri 250 ila 500 kg. arası patlayıcı
yaklaşık 15 ay kadar önce şehid muhanned el-halebi kudüs'ün eski şehir bölgesinde bıçaklı eylem gerçekleştirmişti. eylemin sonucunda iki israilli ölmüş, ikisi de yaralanmıştı. ancak operasyonun uzun vadedeki sonuçları bundan çok daha fazlası oldu. bu eylem, filistinlilerin çok sayılı bölgede yürüttüğü bir dizi bıçaklama eyleminin başlangıcına dönüştü.
ahir zamanda bir kurtarıcının ortaya çıkacağı inancı bütün semavî dinlerin başat inançlarından birini oluşturur. aşağıda okuyacağınız söyleşide, hüccetülislam necmeddin tabesî, temel ehl-i sünnet kaynakları çerçevesinde imamet ve mehdîlik konusunu ele aldı.
iran rusya ve çin, birlik ve işbirliğinin, karşılıklı güçlenmenin yegâne araçları olduğunu tümüyle kavradı. ülkelerin içişlerindeki büyüyen bir amerikan etkisinin temsil ettiği ortak bir sorunla mücadele ihtiyacı, tahran, pekin ve moskova’yı, farklılıklarını çözümlemeye ve egemenliklerini savunma yönündeki ortak çıkarlarında birleşik bir stratejiyi benimsemeye zorladı.
eski suudi kralı'nın, suriye yönetiminin değişmesi için 200 milyar dolar harcadığı söyleniyor. katar ve birleşik arap emirlikleri de aynı şekilde bu konu için büyük para harcadı. şu an ise, destekledikleri eksenin yenilgisini kabul etmekten başka yapacakları hiçbir şey yok.
bu, tek bir kişinin herhangi bir grup veya örgütle temas veya koordinasyon olmaksızın gerçekleştirdiği kişisel bir eylemdir. hiçbir gruptan destek almayan saldırgan, saldırıyı belli bir grup, hareket, yahut ideoloji ve inancı savunmak için gerçekleştirir.
halep'in kuzey kısmındaki beni zeyd kasabası, temmuz ayında, bizim halep’e gelişimizden birkaç hafta önce suriye ordusu tarafından özgürleştirilmişti. mahalle kurtarılmadan önce, batı halep’teki yerleşim alanlarına fırlatılan ölümcül “cehennem topu” füzeleri için bir fırlatma rampası işlevi görüyordu, bu yüzden de bu gelişme, suriye halkı tarafından dev kutlamalarla karşılandı.
efraim ınbar tarafından yazılan bu analizde, ışid'in varlığının devamının ve hizbullah ile savaşmasının batı ve israil'in stratejik çıkarlarına daha uygun olduğu belirtiliyor.
"bizler de ehl-i beyt’i seviyoruz" demesinler sadece. azizim, alimler sekaleyn hadisini tutunma anlamına gelen temessük ile ifade etmektedir. hadis-i şerif ‘ikisine sıkıca tutunduğunuz müddetçe benden sonra asla sapıtmazsınız’ buyurmaktadır. yani kuran’ı ve ehl-i beyt’imi sevdiğiniz müddetçe demiyor ifade. evet sevmek zorunludur, ancak yeterli değildir.
peter koenig bir iktisatçı ve jeopolitik analisti, ünlü bir yazar. khamenei.ir sitesine verdiği özel röportajda bay koenig, dünya bankası ve ımf’deki deneyimleri hakkında ve ilave olarak abd’nin küresel hegemonya üzerindeki tahakkümüne ilişkin kendi perspektifi hakkında bizi aydınlatıyor.
ben kitabımda da yazdım. bölge güçlerinin yeniden inşa edilmesini ve bölge güvenliğini sağlayan iran’dır. aksi halde bölgeni tamamı israil’in ayakları altında olurdu. iran hizbullah’ı silahlandırdı, hamas ve filistinli gruplara yardım etti. direniş güçlerine sürekli destek sundu. iran bu dengenin sağlanmasındaki esastır.
hasan sivri yazdı...
asghar, hacı mehdi’ye “seni oğlumun cenazesinin peşinde olduğum için mi aradığımı düşündün? allah’a yemin olsun ki buna ihtiyacım yok” dedi: “sadece, abbas artık senin biriminde olmadığı için suriye’ye gidebileceğimi söylemek istedim.”
suriye’deki kan dökme beş yıldan daha uzun süre önce, paris’te suudi-amerikan-israil yetkililerinin kurduğu ortak bir komployla başladı. korkunç üçlü, çoğu londra, paris veya washington’da sürgünde yaşayan oportünist suriyelileri kışkırttı ve onlara beşar esad’ın kellesinin tepside sunulacağı hızlı bir zafer vaat etti. komplocular suriye rejiminin – tıpkı muammer kaddafi’nin libya'sı gibi – birka
geride kalan beş yıl içinde, suriye devlet başkanı esad ve suriye arap ordusu aleyhtarı propaganda, senaryosu yazılmış (otpor tarafından teşvik edilmiş “devrimde”) “barışçıl protestoculara ateş açılıyor” retoriğinden, “iç savaş” ve “ılımlı isyancılar” gibi bir diğer aldatıcı kelime dağarcığına kadar değişiklik arz etti.
alwaght sitesi lübnanlı analist, yakın doğu stratejik araştırmalar merkezi başkanı prof. galip kandil ile bir röportaj gerçekleştirerek batı asya’daki son bölgesel gelişmeleri ele aldı. bunlar arasında bir zamanlar bölgesel dosyalarda yavaş ilerleyen suudilerin son diplomatik hareketleri, son derece hızlı işleyen bölgesel gelişmeler, bölgesel krizlere çare bulma ihtiyacı ve suudi-mısır ilişkilerin
zafer bengaş yazdı: abd liderliğindeki tek kutuplu dünya sona doğru gelirken, küresel siyasette büyük değişiklikler ufukta görünüyor. yeni ve daha sağlam oyuncuların aktif olduğu çok-kutuplu bir dünya doğuyor. islami iran bu yeni düzenin temel bileşenlerinden biri.
hasan sivri, beyrut'a giderek medya şafak için hizbullah'a yakın stratejist dr. enis nakkaş ile son gelişmeleri ele aldıkları bir röportaj yaptı. bu önemli röportajı iki bölüm halinde yayınlıyoruz... ilk bölümde rusya'nın geri çekilmesi, suriye'de federasyon ilanı, bunun yansımaları ve federasyonun hangi şartlar altında tüm bölge için seçenek olabileceği konularına ağırlık veriliyor...
bu arada israil kanal 10 televizyonu, suudi yetkililerin bu toplantılarda filistin davasını çözüme kavuşturmakla ilgilenmediklerini söylediklerini ve israil rejiminden iran karşısında suudi arabistan’ın yanında durmalarını istediklerini bildirdi. netanyahu şubat ayının ortasında da tel aviv’in bazı arap ülkeleriyle olan yakın bağlarını ifşa etmenin zamanının geldiğini söylemişti.
hasan sivri medya şafak için beyrut'ta enis nakkaş ile çok önemli bir röportaj daha gerçekleştirdi...
ebu mücahid: israil rejimi, yenilgiyi kabul etmemekte kararlı bir filistinli kuşağıyla karşı karşıya
çünkü o “bu hadis bize ehl-i beyt sevgisini, ehl-i beyt’i ululamayı, onların hz. resulullah’ın (s.a.a.) oğulları olmaları münasebetiyle konumlarını gözetmeyi anlatmak istiyor” demiyor. o, bu hadis “temessük”ü (tutunmayı) emrediyor, diyor. kimileri hadisin anlatmak istediği ehl-i beyt’e sevgi duymaktır, demek suretiyle hadisin içini boşaltmaya çalışmaktadır, oysa hadisin kendisinde “ma in ehaztum/a
erdoğan, kendisine beşar esad’ın haftalar içinde düşeceğini söyleyen amerikalılara ve avrupalılara inandı. suriyeli mültecileri ülkesine kabul ve davet etti, onlar için dev mülteci kampları inşa etti. şimdi türkiye’de 2 milyondan fazla suriyeli ve ıraklı mülteci var ve ülke onlarla ilgilenmek için sekiz milyar dolar harcadı.
nisan ayında wall street journal’da yayınlanan bir makaleye göre istihbarat raporları, iran’ın bu yılın başlarında gazze'de yeni tünel inşaatlarını ve roket tedariklerini finanse etmeye başladığını gösteriyor, dolayısıyla da ilave fonlar, yeni başlayan bu projeyi hızlandırabilir.
askeri alanda fetih ordusu’nu normal bir orduya dönüştürecek şey, suudilerin temin ettiği tow füzeleridir, dolayısıyla türkiye'nin buradaki rolü kısıtlıdır. suriyeli askeri bir yetkili, suriye ordusunun sahip olduğu araçların ve cisru’ş şuğurdaki mevzilerinin 700 antitank tow füzesinin saldırısına uğradığını ifade etmektedir.
suudiler husi ilerlemesini yavaşlatmayı başaramadıkları gibi, 6 haziran günü husi güçleri tarafından ateşlenen scud füzeleri de suudi arabistan’ın en büyük hava üssü ve şu andaki bombalama kampanyasının operasyon merkezi olan kral halid hava üssü’nü vurdu. her ne kadar suudi yetkililer, gizlilik içinde düzenlenen saldırıyı önemsiz göstermeye çalışsa da, kısa süre içinde saldırıda, suudi hava kuvve
2006'da medya aygıtını savaşa sokmaması nedeniyle hizbullah bu noktada çok eleştirilmişti zira medyanın ve dolayısıyla insanların çatışmanın boyutlarından çok da fazla haberi olmadı. burada tabii bir özeleştiri yapıldı ve bu arızanın arkasındaki neden belirlendi, daha sonraki süreçlerde direnişin yararlanacağı bir şekle dönüştürülmesine yardımcı oldu.
asıl olan, devrim muhafızları ordusu’nun uzun süredir, güneyden çıkarma yapıp kuzeyde bulunan ana kentlere ulaşmaya çalışan bir işgal ordusuna karşı çıkarılacak ayaklanmalar ve yapılacak gerilla savaşı üzerine çalışmakta olduğu. devrim muhafızları tarafından “mozaik savunma” olarak adlandırılan bu taktik, devrim muhafızları’nın, besic’in, ve düzenli ordu güçlerinin işbirliğini öngörüyor.
islami direnişi 90’lı yıllarda ve 2000’den sonra tanımayanların direnişin geçirdiği değişimin boyutlarını anlamaları oldukça zordur. bahsettiğimiz, direnişçilerin sayısı ya da cephane çokluğu değil, eğitimin düzeyi ve yeniden yapılanma, her gelişmeye kendi koşullarında karşı koymak için başvurulan taktikler, her savaşa kendi özelliği çerçevesinde adapte olmaktır.
2013 yılının eylül ayında iran’ın dini lideri ayetullah ali hameney, iran’ın düşmanlarıyla ilgili bir konuşmasında beklenmedik bir ikazda bulundu. hamaney, abd ve israil gibi alışılagelmiş şüphelilerin yanında, birçok kişinin hiç duymadığı bir aktörden de söz etti: merkezleri batı’da bulunan şii uydu kanalları
kısa süre önce gizli olmaktan çıkan bir belge, bir kez daha, amerika birleşik devletleri’nin ışid’in yükselişindeki suç ortaklığını gösteriyor.
geçtiğimiz birkaç gün içinde, iran-ırak-suriye ortak kararı ile 20 binden fazla iranlı, ıraklı ve lübnanlı savaşçı idlip'e, curin cephesine ve suriye ordusunun cisr el-şuğur'dan 6 km uzaktaki hatlarına ulaştı. iran devrim muhafızlarına bağlı kudüs gücü komutanı general kasım süleymani, ırak'ta savaşmış ve selahaddin'in geri alınmasına yardım etmiş birimle birlikte bölgeye geldi.
saddam hüseyin’in ortadan kaldırılmasıyla birlikte abd, kasıtlı olmadan iran’ın nüfuz kemerinin filistin’e kadar uzanan bir coğrafyaya kadar genişlemesine sebep oldu ve israil sömürgeci projesini korunmasız halde bıraktı. eski başkan george w. bush derhal, iran’ın müttefikleri hizbullah, suriye ve hamas’ı etkisizleştirerek direniş ekseni’ni yok etme görevini üstlendi – ve başarısız oldu.
“hizbullah’ın hücum odaklı düşündüğünü anlıyoruz. suriye’de kırsal alandan ziyade şehirlere ve yerleşim yerlerine yaptıkları saldırılarla iyiden iyiye tecrübe kazanıyorlar. [...] yüzlerce askeri kumanda etmeyi öğreniyorlar, istihbari bilgiyi, ateş gücünü, emir-komuta zincirini koordine etmeyi öğreniyorlar. bunlar karşılığında önlemler almamızı gerektirecek ciddi gelişmelerdir.”
yakınlarda bilgi edinme özgürlüğü kanunu çerçevesinde yayınlanan ağustos 2012 tarihli abd savunma bakanlığı istihbaratı’nın 7 sayfalık bir belgesi, suriye muhalefeti’nin “açık ve net bir şekilde mezhepçi biz çizgide ilerlediği” ve “selefilerin, müslüman kardeşler ve ırak el kaidesi’nin suriye’deki isyanın en büyük aktörleri oldukları” yönünde bilgiler veriyor.
"artık daha fazla sessiz kalmayacak ve hiç kimseyi idare etmeyeceğiz. bu, direnişin varlık yokluk savaşıdır. onur ve din savaşıdır. gün seferberlik günüdür. buna herkes katılabilir, isterse sadece dille olsun. herkes bu seferberliğe katılabilir. halkın gözünde itibarı olan herkes bu seferberliğe katılmalıdır, alimler konuşmalıdır."
hizbullah'taki kardeşlerimize ve dostlarımıza saygı ve sevgimizi belirterek demek isterim ki bir yemen savaşçısı, iki hizbullah savaşçısına denktir. pratik olarak bir örnekle bakalım. bizim burada 100 savaşçıdan 10 tane keskin nişancı seçebiliyorsak yemen'de iş tersine döner ve 100 savaşçıdan 90 keskin nişancı çıkar.
öncelikle, iran’ın stratejik bab el mendeb boğazı’nı ele geçirmesi ve israil gemilerinin, sorumluluğu resmen kimse tarafından üstlenilmeyecek şekilde ateş altında kalması ihtimali, yahudi devleti için iyi olmayacaktır.
demek ki müslümanların bir bölümü “allah’ın kitab’ı ve sünnet’im” şeklindeki isnad zincirinden yoksun bir rivayeti hadis diye aktarıyorken “allah’ın kitab’ı ve itret’im” şeklindeki mütevatir hadisi ise zayıf görüyor ve nakletmiyormuş.
bu konvoy ırak’a haziran 2014’te girmişti. askeri bir açıdan bakıldığında, hiçbir etklili uçaksavar kapasitesi bulunmayan bir ışid konvoyunu ortadan kaldırmak için ne gerekirdi? eğer ışid birliklerini ortadan kaldırmak isteselerdi, haziran ayında suriye’den ırak’a girmek için çölü geçtikleri sırada toyota pikap kamyonetlerden oluşan konvoylarına “halı” bombası atabilirlerdi.
hamas’ın sözde “ılımlı araplar”la ve müslüman kardeşler’e yakın olanlarla yaşadığı siyasi deneyim, iran’ın filistin davasına ve israil işgali karşısındaki direnişine verdiği desteğin daha tutarlı olduğunu gösterdi. hamas liderlerine göre israil’in gazze’ye düzenlediği son – altı yıldaki üçüncü – saldırı, örgütün daha yakın ilişkiler kurmaya çalıştığı arap ılımlılar ekseninin savaş sırasında hamas’
enis nakkaş'tan yine çarpıcı analizler, bilgiler: "iran'ın hala 'türkiye'ye uzatılmış el' olarak isimlendirdiği siyaseti, türkiye'nin nato'dan çıkması gerektiği üzerinedir. rusya da aynı şekilde 'türkiye'nin çıkarları amerika'da değil, bizdedir' diyor."
ışid komutanlarından ebu esir, el cezire’ye, grubunun öso’dan silah satın aldığını söylemiştir. “her durumda öso’dan silah satın alıyoruz. 200 uçaksavar füzesi ve koncourse tanksavar silahı aldık. öso’dan kardeşlerimizle iyi ilişkilerimiz var.”
1996 yılında benyamin netanyahu ve richard perle gibi siyonistler tarafından hazırlanan bu ünlü rapor, günümüzdeki suriye ve bölge karşıtı kampanyaya da ışık tutacak noktalar içeriyor.
batı kudüs'ün har nov adı verilmiş bölgesindeki bu merkezin 30 bin dindar haredim yahudisi tarafından işgal edildiğini belirtmemiz gerekiyor. bu bölge 1948 yılında siyonist çetelerin katliam yaptığı deyr yasin köyü üzerinde kurulmuştur. siyonistlerin bu ünlü ve korkunç katliamında kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere yüzlerce filistinli şehid edilmiş, kadınların karınları deşilmiş ve çocuklar ya
ehlisünnet’in meşhur âlimi ve ibn teymiyye’nin çağdaşı olan zehebî, zeğalu’l-ilm adlı kitabın ve nasihatü’z-zehebiyye başlıklı risalenin/mektubun yazarıdır. zehebî bu iki eserinde, bilhassa nasihat’ında ibn teymiyye’yi ve takipçilerini sert bir dille eleştirmiş ve onları sapkın olarak nitelemiştir. kitabın ve mektubun muhtevası kendi akideleriyle bağdaşmadığından selefî ve vahhabî âlimler bu iki e
neden bölgesel-konfederal bir proje önermeye çalışmıyoruz? dolayısıyla alternatif proje var aslında. bunu küçük kapılarda önermek yerine yüksek sesle dillendirmek gerek. silahlı çatışmalardan endişe duymuyorum. bu anlamda bütün bölgede elimizi değil, parmağımızı koyduğumuz her yerde zafer kazandık.
tahran tarafından hamas’a her yıl 250 milyon dolardan fazlası veriliyor. bu, hareketin yoluna devam etmesine ve uluslararası yaptırımlara direnmesine olanak verdi. hamas yetkilisi ahmed yusuf’a göre “iran’ın filistin sahnesindeki varlığı, en samimi olan varlıktı ve bölgede pek çok sonuç verdi. filistinlilere, gürültü-patırtı çıkarmadan milyonlarca dolar sundu.”
mehdi darius nazemroaya: "abd’nin kaygısı, ortadoğu’da washington’un çıkarlarına hizmet eden ışid’le savaşmak değildir. amerika’nın ana kaygısı, dağılan imparatorluğunu korumak ve avrasya entegrasyonunu engellemektir.
bu arka planı bilmeyen biri, iranlılar ve amerikalıların kamuoyu önünde düşman olduklarını iddia ederken perde arkasında oynadıkları “oyun” hakkındaki basitleştirici anlatılara ve komplo teorilerine kolayca inanabilmektedir. bunların amacı ise elbette biz arapları kandırmaktır.
hasan sivri, abd ve müttefikleri tarafından suriye'de "ılımlı" etiketiyle pazarlanmak istenen terör gruplarını analiz etti...
“suriye topraklarına yönelik hava saldırılarının sadece [ışid] militanları tarafından kontrol edilen bölgeleri hedef almayabileceği, beşar esad’a bağlı ordunun pozisyonlarını zayıflatmak için sessizce hükümet askerlerinin de vurulabileceği yönünde şüphe taşımak için sebepler var” diyen lavrov, böyle bir gelişmenin “ortadoğu ve kuzey afrika’daki çatışmada çok büyük bir tırmanışa yol açabileceğini”
bizden hiçbir şeyi esirgemeyen hizbullah’tan kardeşlerimize büyük şükran duyuyoruz ve bunu çok kıymetli buluyoruz. tugaylar’dan pek çok savaşçıyı, lübnan’da hizbullah’la yapılacak pek çok askeri eğitim çalışmasına kaydettiler. biz ayrıca roket yapma ve fırlatma konusunda adamlarımızı eğiten hizbullah üyeleriyle gazze içinde ve dışında bir araya geldik.
o halde bu, el aksa şehitleri tugayları'nın geri döndüğü anlamına mı geliyor? özellikle hizbullah’ın batı şeria’da tugayları doğrudan finanse ettiğine dair haberlerin ışığında, uyuyan hücreler israil güçleriyle çatışmak üzere aktive olacak mı?
hizbullah hamas’ı yalnızca desteklemiyor, aynı zamanda fiili destek sağlamak için elinden gelen her şeyi yapmak istiyor. bu, israil’in çok iyi dinlemesi gereken bir taahhüttür, zira herkes şu anda bunun beyhude olduğuna ikna olmuşsa da, ona karşı yeni bir cephe açma yönünde açık bir istek anlamına geliyor. bir cephe açılması kararı hizbullah tarafından, fakat suriye ve iran’la koordinasyon içinde
kudüs günü
yanlışlıkla sivil bir uçağı düşürdüklerini tartışan bir rus generali ile ayrılıkçılar arasında geçtiği iddia edilen bir youtube videosu bulunuyor. raporlara göre video üzerinde yapılan uzman incelemesi, videonun uçağın vurulmasından bir gün önce hazırlandığını ortaya çıkardı.
birkaç gün önce gazze şeridi’nde kuruluşu ilan edilen bir örgütün bayrağı ve logosu, hizbullah’ın şimdi gazze’de bulunduğunu gösteriyor. örgüt, filistin’in zaferi için el-sabirin (sabırlılar) adını taşıyor ve logosu çarpıcı bir biçimde hizbullah logosuna benziyor. yerel muhalifler örgütü bir şii hareketi olmakla suçluyor.
israilli yazar ronen bergman, “iran’la gizli savaş” isimli kitabında fevzi eyüb’den iki defa bahseder: bunlarda biri, “kuzey amerika’daki hücreler” ile hizbullah arasındaki ilişki bağlamında, diğeri ise imad muğniye’yle olan ilişkisi bağlamındadır. bu örnekler üzerinden 1992 yılında 28 yaşındayken kanada’ya gelen eyüb’ün parti içinde çok aktif olduğu ve oradaki şebekeler arasında bir “elçi” haline
hz. peygamber’den sonra, o’nun naibi ve islam ümmetinin önderi olan 12 imam ve halifenin varlığına inanç, bizzat resûl-i ekrem’in sözlerinden kaynaklanmıştır ve geçmişi risâlet dönemine dek uzanmaktadır.
müfessir kadı beydavî ile mektuplaşmış, mektuplarında kelam, hadis, usul ve fıkıh başta olmak üzere çeşitli disiplinlerde görüş alışverişinde bulunmuştur. beydavî allâme hıllî’ye yazdığı ikinci mektubuna şu cümlelerle başlar: “efendimiz cemaleddin! -allah ömrünü daim etsin- sen usulde, fıkıhta, hadiste müçtehitlerin imamısın!”
bu, başkan esad hükümetinin bir avuç aşiret destekçisinin yardımıyla ülkenin geri kalanını yok etmeye niyetli olduğu şeklindeki batı anlatısıyla nasıl bağdaşabilir? olguları düşünün. esad’ın 30 kişilik kabinesinden sadece bir avuç kişi (bana bu sayının 2 olduğu söylendi) alevi. başbakan, içişleri bakanı, adalet bakanı, dışişleri bakanı, hatta savunma bakanı sünni
2012 yılında bahreyn yönetici hanedanı ülkenin demografisini değiştirmek amacıyla sistematik olarak yabancılara vatandaşlık vermeye beşladı. belli özelliklere sahip ve belirlenmiş ülkelerden gelmiş olan onbinlerce yabancı bahreyn vatandaşlığı alarak, şiilerin devlet kurumlarında adil temsil hakkını ortadan kaldıracak şekilde yeni bir mezhep çoğunluğu oluşturma tehdidi yarattı.
2011’den bu yana suriye, batı destekli bir rejim değişikliği girişiminin hedefi oldu. abd’nin hazırladığı “arap baharı”nın ivmesine dayanan protestocular, suriye çapında sokaklara çıkarak, abd, israil ve suudi arabistan’ın en azından 2007 gibi erken bir tarihten beri – kayıt altına alındığı üzere – hazırladığı silahlı militanlar için örtü işlevi gördü.
siyonistlerin filistin’i işgal etmesi ve 1948 filistin nakba’sı sürecinde bm genel kurulu, filistin topraklarını bölen, kabul edilemez nitelikli 181 no’lu kararı yayınladı. o tarihten bu yana israilliler, bu kutsal topraklarda fesada yol açıyor.
siyonist yerleşimcilerin el aksa camii’ne saldırısını yorumlayan hizbullah, aşağıdaki açıklamayı yayınladı:
ingiliz günlük gazetesi the times, pazartesi günü, suriye’de ve ırak’ta savaşan el kaide bağlantılı suudi aşırıcıların sayısının, önceden düşünüldüğünden birkaç kat daha fazla olduğunu doğruladı.
ırak’ta özenle korunan hapishanelerden kaçan yüzlerce hüküm giymiş suçlu, kısa süre önce ırak ve şam islam devleti’ne (ışid) ve el kaide bağlantılı isyancı güç el nusra cephesi’ne katıldı.
iran’ın dünya güçleriyle gerçekleşen son görüşmelerde elde ettiği başarının sırrı, son on yılda elde ettiği nükleer kazanımlardı. eğer iran 19 bin santrifüj inşa edip yüzde 20 saflıkta uranyum zenginleştirmeyi başaramasaydı, batılı taraflar iran’ın yüzde beşlik uranyum zenginleştirme hakkını asla kabul etmezlerdi.
ikinci olarak, terörizmle mücadele bu aşamada bir öncelik haline gelmiştir. bu nedenle lübnan’daki içişleri, adalet ve haberleşme bakanlıklarının şii olmayan yetkililerin kontrolü altında olması daha iyidir. bu, ülke içindeki terörizmle mücadelede lübnan ordusuna uluslararası destek verilmesini kolaylaştıracaktır. aynı zamanda 14 mart güçlerini, bazı lübnan bölgelerinde kendilerini iyi karşılayan
ahrar şam ve cund el-aksa adlı silahlı gruplar, hama'nın kuzeyinde bulunan maan köyünde katliam yaptı. çoğu sivil olan 70 şehit, sonlanacağa benzemeyen suriye'nin ölüler listesine eklendi.
gelecek partisi (el müstakbel) milletvekili ukab sakr’ın kahramanlıkları, suriyeli muhalif savaşçılara silah temin etmekle sınırlı değil. el ahbar’ın elde ettiği kayıtlar onun, suriye’de askeri operasyonların yürütülmesini yakından izlemedeki, hatta türkiye ve lübnan çapına yayılan askeri operasyon odalarını kişisel olarak yönetmedeki merkezi rolüne de ışık tuttu.
"adının ve tanımının ortaya koyduğu üzere, bu blogun temel odak noktası fikirsel ve söylemsel emperyalizmi, yani emperyalistlerin bizim gerçekliğimizi tahrif etmek için kullandığı ve arkasından bizim içselleştirdiğimiz dili ifşa etmektir. eğer bu girişimlere başarılı bir şekilde direneceksek, kendimize ait bir karşı-hegemonik söylem oluşturmamız gerekir."
tirmizî’nin cabir ibn abdullah’tan rivayetine göre o şöyle demektedir: hz. resulullah’ı (s.a.a.) hacda arefe günü kasva isimli devesine binmiş hutbe verirken gördüm; şöyle diyordu: ey insanlar! size iki şey bırakıyorum onlara uyarsanız asla sapıtmazsınız, allah’ın kitabı ve itretim olan ehl-i beyt’im. rivayet sahih li-ğayrihidir.
“gerçekte el nusra tarafından gerçekleştirilen operasyonlar kamuoyu önünde öso’nun operasyonları gibi sunuluyordu” diyen ve ılımlı olduğu varsayılan öso savaşçılarına göre “el nusra savaşçıları, sınırlardan kolaylıkla geçebilmek için öso’da yer alıyorlardı.”
öso'nun islami cephe'ye yenilgisi ve liderlerinin suriye'den kaçışından sonra ''yarı finalde'' olduğunu söyleyebiliriz. ana karargahını ve depolarını savunamayan bir örgüt zaten kendi kendinin matemini tutmalıdır. komuta üzerindeki yarı final için islami cephe'nin, herkesi kendisine biat etmesini bekleyen ışid ile karşı karşıya kalacağını söyleyebiliriz.
abd, suudi arabistan’a binlerce tanksavar füzesi satacağını açıkladı. anlaşma, toplam 1 milyar dolar değerinde 14 bin kablo güdümlü füze ile 1700 başka füzenin tedariğini kapsıyor.
abd askerleri ırak’ta savaşırken bile batı ile onların suudi arabistan, katar ve israil’deki ortakları, özel olarak iran, suriye ve lübnan’a karşı yürütülecek bir örtülü vekâlet savaşı için gerekli stratejik varlıkları oluşturmak için tasarlanmış mezhepçi şiddeti körüklemek üzere teröristleri silahlandırıyor ve onları ülkeye sokuyorlardı.
on yıldır suriye’yi bilen ve iki yıl şam’da yaşayan biri olarak, ülkenin nasıl değiştiğini anlayabiliyorum. on yıl önce herkes, herşeylerine ve herşeylerine burunlarını sokan muhaberat ile yaşadıkları sorunlardan kısık sesle bahsederdi. bugün, çok sayıda yozlaşmış yetkili yurtdışına kaçtı ve muhaberat, yalnızca cihadçıların şikayet etmesi gereken esas misyonuna, yani yurtiçi savunma misyonuna geri
"hizbullah bizim bu umutsuz durumumuzu haber aldı. sonra adamları gelip bize yemek getirdi. ev için gerekli olan ne varsa bizim için satın aldılar, fırından yatağa kadar. hizbullah sünnilere ayrımcılık yapıyor diyenler yalan söylüyor. hizbullah'tan gördüğümüz yardımı kimseden görmedik."
"tüm bunlara rağmen, meşal’in ziyaretinin ertelenmesi hamas’ın tahran ile ilişkileri yakın bir zamanda balayı dönemine dönmeyecek işareti veriyor. bununla birlikte, aynı zamanda, hamas da iran ile geri alınamaz bir ayrılığa düşmemek için dikkatli davranıyor."
amerikalı müslüman kevin barrett'ten siyonist rejim ile suudi rejimi arasındaki benzerlikleri ele alan önemli bir analiz...
"bu yıl filistinli hacılar, israil işgal rejimi altında onlara yapılan baskıya – ve hatta işkenceye – yardım eden bir şirket tarafından karşılanacak. bu yıl hac güvenliğini getirecek olan, g4s şirketinden başkası değil."
"halid meşal'e lübnan'a hizbullah'a gidin dedim. hizbullah sizi koruyacaktır. olmadı mısır'a gidin. ama doha ve amman'a gitmeyin. körfezin parasına da güvenmeyin. körfezin parası zehirlidir. amaçları sizi pasifize etmektir, dedim."
bence bu önemli ölçüde obama’ya, sağlık reformu nedeniyle değil, benyamin netanyahu’nun suriye’de, iran’da istediklerinin hiçbirini alamaması nedeniyle baskı oluşturmak için yapıldı. hükümet için gerekli olan harcamayı durdurmaktan sorumlu olan tek kişi, benyamin netanyahu’nun yakın arkadaşı ve israil destekçisi olan eric cantor’dur.
bu kuruluşlar genç insanların zihinlerini demokrasi ve sivil toplumu filistin politik topluluğunun gelişmesi için en iyi yol olarak tanıtmak suretiyle biçimlendirmek isterler. ancak, filistin’in işgal altında olduğu ve yönetimi ve politik topluluğun gelişiminden evvel özgürleştirilmesi için bir plana ihtiyaç duyduğu gerçeğini gözden uzak tutarlar.
iran'da yayın yapan mashreghnews.ir adlı web sitesinde yayınlanan bu makale, geçenlerde imam hamenei'nin tehlikeli misyonları hakkında uyarıda bulunduğu, avrupa üzerinden yayın yapan amerikan güdümlü selam, fedek ve ehlibeyt kanallarının gerçek yüzünü ortaya çıkartıyor.
filistin halk kurtuluş cephesi (fhkc) (ahmed cibril’in önderliğini yaptığı filistin halk kurtuluş cephesi - genel komutanlık, fhkc-gk ile karıştırılmaması gerekiyor, çev.) ile iran islam cumhuriyeti arasındaki ilişki bir çıkmazdan -zira iran yirmi yıl boyunca bölgedeki islamcı hareketleri desteklemekteydi- iran’ın örgütün siyasi ve askeri kanadına finansal ve lojistik destek verme aşamasına geldi.
iranlı değerli tarihçi ve âlim resul caferiyan'ın ünlü tarihçi, fakih ve müfessir taberî'nin fazla bilinmeyen yönlerine ışık tutan önemli bir makalesinin çevirisini yayınlıyoruz...
global research'tan önemli bir chossudovsky analizi daha: abd kimyasal silah provokasyonunu önceden nasıl planladı?
the world tribune gazetesi salı günkü sayısında suriye ordusunun ürdün’den yapılan bir amerikan sızma harekatını nasıl püskürttüğünün ayrıntılarına yer verdi.
ünlü stopimperialism.org sitesinden analist eric draitser, abd'nin suriye devletinin kimyasal silah kullandığına dair yayınladığı raporu çürütüyor...
suriye libya gibi “çantada keklik” olmayacaktır: ki bütün cephelerde tükenmesine rağmen kaddafi bile nato insani bombalamasına başladıktan sonra sekiz ay boyunca direnmişti. suriye, 200 bin askerden oluşan yorgun ama hâlâ güçlü bir orduya, çok miktarda sovyet ve rus silahına, çok iyi uçaksavar sistemlerine ve iran ve hizbullah’tan asimetrik savaş uzmanlarının tam desteğine sahip.
iran'ın önde gelen radikal kanat gazetelerinden keyhan'ın genel yayın yönetmeni hüseyin şeriatmedari'nin, suriye ile savaş ihtimalini tüm boyutlarıyla ele aldığı başyazısı...
abdulbari atvan: suudi arabistan istihbarat başkanı ve ulusal güvenlik müdürü emir bender bin sultan’ın her belirişi ve ziyaret turuna çıkışı bölgeye savaşın yaklaştığının göstergesidir.
franklin lamb'tan önemli bir analiz..."suriye’deki on üç filistin kampından yedisi şimdi selefi cihadçıların kontrolünde..."
derslerin çevirisine devam ediyoruz...
kaynaklar, pazartesi günü fars haber ajansı’na yaptıkları açıklamada, cıa, general john wright’ı ürdün yoluyla güney şehri dera’nın işgali için hazırlık yapmak üzere suriye’deki vekalet savaşında operasyon ve işbirliği komutanı olarak atadı, dediler.
lübnanlı ünlü solcu akademisyen amal saad-ghorayeb'den dosyalık çapta önemli bir analiz daha...
modern literatürde “uluslararası ilişkilerde gerçekçilik” kisvesi altında sunulan yaklaşım, daha güçlü olanı haklı kabul eder ve hak için doğal bir temel düşünmez. imam humeyni uluslararası kudüs günü’nü ilan ederek bu tutuma karşı dünya çapında başkaldırı tesis etmiştir ve 34 yıldır kudüs günü’nün ayakta kalmasının temeli bu hak arayışıdır.
"halid meşal'e lübnan'a hizbullah'a gidin dedim. hizbullah sizi koruyacaktır. olmadı mısır'a gidin. ama doha ve amman'a gitmeyin. körfezin parasına da güvenmeyin. körfezin parası zehirlidir. amaçları sizi pasifize etmektir, dedim."na karışarak bir konuşma yaptı...
press tv beyrut’tan politik yorumcu rıdvan rızk ile israil medyasında yer alan, israil’in suriye’deki isyancılar için silah ve malzeme sağlamak üzere suudi arabistan ile 50 milyon dolarlık bir anlaşma yaptığına dair haber hakkında bir röportaj gerçekleştirdi.
koalisyon'un yeni liderinin ipliğini pazara çıkan önemli bir yazının çevirisini sunuyoruz. el ahbar'dan...
derslerin çevirisini kaldığımız yerden sürdürüyoruz...
m. d. nazemroaya'dan mısır'daki duruma ışık tutan önemli bir analiz...
"bombalamayı planlayan ve gerçekleştiren bu suçlular, yeryüzünün neresinde olduklarına bakılmaksızın, bir daha asla güvende olmayacaklarını bilmeliler."
"hayallere kapılmamalıyız. her ne kadar mısır ordusu içinde önemli görüş ayrılıkları olsa da, omzu kalabalık komutanlar emirlerini pentagon’dan almaktadırlar."
"ihvan'ın en büyük hatası, direniş eksenine, yani büyük bir başarıyla siyonist ve emperyalist güce karşı duran hamas-hizbullah-suriye-iran eksenine katılmayı reddetmekti."
lübnanlı ünlü akademisyen ve yazar amal saad-ghorayep'ten bu netameli konuya zengin verileriyle ışık tutan, dosyalık çapta önemli bir analiz...
iran'da yeni cumhurbaşkanı seçilmesinin bölge havzasının diplomasisinde yol açacağı değişimlerin incelenmesi konusunda, iran tarihi çalışmaları dairesi müdürü abbas süleymani numin ile yapılan söyleşiyi siz okurlarımıza sunuyoruz.
zbigniew brzezinski the national interest ile 24 haziran’da yaptığı bir röportajda, “suriye’deki isyanlar 2011 sonlarında orta doğu’nun iyi bilinen iki otokrasisi tarafından kışkırtılmasıyla üretildi: katar ve suudi arabistan”, dedi.
cunningham: katar’da iktidarın el değiştirmesi suudi düşmanlığının tetiklediği bir pr çalışmasından ibarettir.
el menar'da yayınlanan önemli bir başyazı...
bir lübnan gazetesi ahmed el esir yanlısı militanların lübnan’ın güneyindeki sayda kentinde çıkardıkları fitnenin katar devleti tarafından önceden hazırlanmış bir plan çerçevesinde gerçekleştiğini iddia etti.
arap kaynaklar, lübnan gazetesi essefir’e, militanlar silahları halep, hums, şam ve idlip’teki farklı gruplara dağıtmadan önce bender bin sultan’ın geçen hafta antakya’da bolca alman uçaksavar füzesi dahil olmak üzere suriye’deki militanlara ağır silahlar sağlanmasını denetlediğini söylediler.
abd'nin suriyeli militanları eğittiğini ifşa eden los angeles times'daki makalenin tam tercümesini sunuyoruz...
reuters pazartesi günü verdiği bir haberde, fransa, suriye karşıtı silahlı grupların içinde riyad’ın “öncüsü” olan sözde özgür suriye ordusu’nun lideri selim idris’in istediği omuzdan atılan uçaksavar füzelerin nakli için ödeme yaptı, dedi.
beyaz saray sözcüsü jay carney’ye göre "hükümet yanlısı güçler" kazanmak için, “zulüm ortaklarının” – hizbullah ve iran’ın – desteğine ihtiyaç duydu. o halde soralım: suudi arabistan, katar ve cıa tarafından silahlandırılan “isyancı”lar, ki nusra cephesi'nden bahsetmiyoruz bile, neyin ortakları? “
bu kapsamlı dosyada, islami direnişin neredeyse her bir günü (33 gün savaşı da dahil olmak üzere) tarihe not düşecek şekilde kayıt altına alınmış. medya şafak gururla sunar...
press tv, suriye’ye yabancı askeri müdahale ihtimali hakkında, “executive ıntelligence” dergisinden lawrence freeman ile bir röportaj yaptı.
içinde bulunduğumuz imam humeyni'nin bu rihlet ayında, günümüzdeki sözde islami önderliklerle kendisinin devrimci liderliğinin farklarını ortaya koyan önemli bir analiz yayınlıyoruz...
"bankerler ilk gerçek küresel imparatorluğu yaratmaya çalışıyorlar. john perkins’in söylediği gibi, onların en büyük silahı aşırı faizdir; askeri güç ikinci sıradadır."
son derece önemli bir analiz: hizbullah ve iran, hangi istihbari veriler üzerine doğrudan sahaya girmek zorunda kaldı? / israilliler nusralıları nasıl eğittiler? / hizbullah'ın hamas'a aktardığı teknik bilgiler nusra'nın eline nasıl geçti?
11 mayıs günü rusya dışişleri bakanı sergey lavrov, ülkesinin suriye’ye yapılan karadan havaya füze teslimatını tamamladığını ileri sürdü. lavrov, varşova’da gazetecilere “rusya satış yapmayı planlanmıyor, rusya uzun zaman önce satış yaptı ve sözleşmeler imzaladı" dedi.
bu, el-kaide orijinli gruplar, uluslararası savaşlarda görev almaktan da fazlasını yapabiliyor, abd ve müttefiklerinin çok zaman önce anlaştıkları üzere “şii hilali’nin direnişini” kırmak için besleniyor, büyütülüyor ve kontrol ediliyorlar. cıa “danışmanlığı” altındaki katar suriye’de şu an liderlik eden adı geçen bu grubu açıkça destekliyor.
özgür suriye ordusu komutanı selim idris “abd ve müttefikleri suriye’deki militanlara tanksavar ve uçaksavar füzeleri sağlamadığı sürece önümüzdeki cenevre konferansına da katılmayacağını” da ilan etti.
"bu gelişmelerin ortaya koyduğu şey, el nusracı isyancıların harcandığıdır. artık desteklenmiyor ve özgürlük savaşçıları olarak savunulmuyorlar. washington, batılı müttefikleriyle istişare içinde, şimdi suriye ordusu tarafından yenilgiye uğratılan el kaide bağlantılı piyade askerlerini feda etmeye karar verdi."
cartalucci'den, suriye'deki kimyasal silah bilmecesini ve bağlantılı konuları masaya yatıran önemli bir analiz...
"suriye ve müttefikleri bugün önceliğin içerideki cephe olduğunu anlıyorlar. iran ve hizbullah silahlı muhalefeti israil’in tarafında olmakla suçladığı sürece, onlara indirilecek bir darbe, arkalarındaki siyonistlere indirilecek bir darbeyle eşdeğer olacaktır."
derslerin çevirisini sürdürüyoruz...
"washington, mübarek dönemi mısır’ı, bahreyn ve uganda ile aynı sıralara katılmak üzere. senatör lindsay graham’in şu çirkin çalışmasının ortaya koyduğu gibi, bugün 'anayurt savaş alanıdır'. o halde siz de düşman savaşçılarsınız."
press tv, afganistan'daki haşhaş ekiminin artışı konusunu tartışmak üzere, new york city’den, stopimperialism.com adlı internet sitesinin kurucusu eric draitser’le bir röportaj gerçekleştirdi.
"haziran ayı yazın sıcak aylarından bir ay, ironik bir şekilde de bu yıl, ramazan ayından 40 gün önce başlıyor. bu ayın, arap tarihindeki bütün aylardan daha iltihaplı bir ay olabileceğini göz ardı etmiyoruz."
siyonist rejimin istihbarat kaynaklarına yakınlığıyla bilinen site, suriyeli militanlara verilen tıbbi desteği açıkça ifşa ediyor. yazının tam çevirisini sunuyoruz:
"arap birliği’nin yaptırımlarının neden filistin’de olanlar hakkında eyleme geçmeyi hiçbir zaman başaramadığını ve neden halklarının iradesine aykırı bir şekilde israil büyükelçiliklerine ev sahipliği yapan ülkelerin arap birliği üyeliğini askıya alma sözünü hiçbir zaman tutmadığını soruyor.”
suudilerin islam mirasına karşı savaşı siyonistler tarafından mı düzenleniyor? bazıları suudi hanedan ailesinin sapkın siyonist “dönme”lerden -siyonist sahte peygamber sabetay sevi’nin gizli takipçilerinden- geldiğini iddia ediyor. eğer bu iddialar doğruysa bu, suudi prenslerinin meşhur kumar alemlerini açıklamalıdır. suudilerin neden rothschild temelli yeni dünya düzeni’ni desteklediklerini de...
islami cihad'ın sitesinden 3. intifada ihtimalini ele alan bir analiz...
bir gerilla gücü olan hizbullah'ı klasik benzerlerinden farklı kılan yönleri ve siyonist rejim için hazırladığı sürprizleri içeren yeni stratejisini masaya yatıran önemli bir analiz...
"suriye halkı iki yıl önce , özgürlük ve demokrasi için haklı bir şekilde ayaklanmıştı. ancak bunu fırsat bilen emperyalist devletler, amerika ve avrupalılar, bu ayaklanmaları hızlı bir şekilde, kendilerinin , israil'in ve gerici arap sistemlerinin çıkarları için, gerici bir savaşa dönüştürdüler."
"müslüman kardeşler örgütüne bağlı mısır yönetiminin, filistin-mısır sınırındaki tünelleri atık su ile doldurup tahrip etmesi karşısında, hamas liderliği ve gazze'deki hükümet sessizliğini koruyor."
bir analist, avrupa merkez bankalarının ekonominin tümü yerine bankerler ve zengin kurumlar adına hareket etmeye devam etmesi halinde avrupa’nın yakında bir “ekonomik ayrıcalık” ile karşı karşıya geleceğini söylüyor.
islamî mukavemet düşüncesi, devletlerin ötesinde varlık göstermiş ve halklar arasında kök salmıştır. uluslararası ilişkiler teorilerine göre devletler asıl oyuncular olarak kabul edilir. ancak mukavemet düşüncesinin pratikleşme sürecinde hem devletler hem de devlet dışı unsurlar birlikte çalışmıştır.
şam’da suikasta uğramasının 4. yıldönümünde el ahbar gazetesi hizbullah’ı inşa etmek ve bu örgütü zorlu bir direniş hareketine dönüştürmek için 25 yıl birlikte çalışmış iranlılarla buluştu.
imad muğniye, "şii mezhebini kabul edip şii olan bazıları, filistin'de bize bağlı veya hizbullah'ın filistin kolu gibi bir örgüt kurmaya çalıştılarsa da bunu kabul etmedik ve etmeyeceğiz" diyordu.
"ayetullah humeyni iki ülkeye karşıydı ve devrimci hareket de böyle oldu. bunlardan biri güney afrika apartheid yönetimi, diğeri de israil apartheid devleti idi."
bana göre iran islam cumhuriyeti’nin ortaya çıkışı, şah’ı, savak’ı ve iranlı kardeşlerinin ve kız kardeşlerinin elindekileri çalan yağmacı seçkinleri alaşağı eden devrimci hareket, hâlâ ortadoğu ve dünyanın geri kalanında yankılara sahip.
bir analist, israil’in suriye saldırısının gelecek olan çok sayıda saldırıdan bir tanesi ve abd ile koordinasyon içindeki bir savaş için hazırlık olduğunu söylüyor.
6 ekim’de suriyeli isyancılar için 400 ton silah taşıyan bir libya gemisi türkiye’nin güneyine demirledi. geminin kaptanı yeni hükümet için çalışan bingazili bir libyalı idi. yükü organize eden bu adam, tripoli askeri konsey başkanı abdulhakim belhac, libya devrimi sırasında doğrudan stevens ile çalışmıştı.
"pulitzer ödüllü gazeteci seymour hersh’a göre amerikalı, suudi ve lübnanlı yetkililer yıllar evvel, henüz 2007 yılında plan yaptılar ve planları mezhepçi aşırıların bölgesel ordusuyla suriye halkını düşürmekti ve bu çatışma binlerce insanın hayatına mal oldu."
birçoğu esad’ın 2012’de hatta daha öncesinde devrileceği kehanetinde bulundu. şimdilerde ise yeni yılda devrilme tarihi vererek kehanette bulunuyorlar.
ünlü gazeteci seymour hersh'in 2007 yılında yazdığı ve içeriği itibariyle, günümüzdeki abd-suud politikalarına ışık tutarak bölgemizdeki mezhepçi ayrışmayı anlamamızı kolaylaştıracak , ses getiren uzun makalesi. türkçe'de ilk kez medyasafak.com'da...
abdülbari atvan'ın kuds el arabi'de yayınlanan son yazısı...
havza haber ajansı, hz. isa’nın doğum günü olduğu iddia edilen içerisinde yer aldığımız günler vesilesiyle hüccetülislam resul rezevî ile şiî hadislerde hz. isa’nın öğretilerine dair bir söyleşi gerçekleştirdi. aşağıda bu söyleşinin metnini okuyabilirsiniz.
hala gazze’de, dünyanın en geniş açık hava hapishanesinde, bir başka katliam gözler önüne seriliyor. tanıdık gelen bir gevezelikle çevreleniyoruz: “israil’in kendisini savunma hakkı”; “filistinlilerin (1967) yılında işgal edilmiş topraklarda meşru direnme hakkı”...
amerikalı muhalif sitede yayınlanan bu analizde iran karşıtı ekonomik yaptırımların sivil halka verdiği zarar ele alınıyor.
imam humeyni’nin âl-i suud hakkındaki ikazlarını dikkate alsaydık bugün onlar islam ülkelerinde fitne çıkaramazlardı. bugün fitnenin hâkim olduğu bütün islam ülkelerinde, bahreyn’de, ırak’ta, suriye’de, filistin’de, pakistan’da, lübnan’da, afganistan’da… âl-i suud’un parmağı vardır.
elektronik intifada sitesinden önemli analiz: "iran’ın yerine geçmekten büyük ihtimalle oldukça uzak olan mısır’a ilişkin olarak hamas, bütün yumurtalarını kahire’nin sepetine koyarsa aptalca bir kumar oynamış olur."
"gerçek şu ki, orta doğu’da şimdi israil’in jeostratejik zafiyetlerini açıkça gösteren yeni bir politik ve askeri denge var. israilli siyasi liderler bu acı yeni hakikat için hazırlıksız görünüyorlar. bunun başlıca tezahürü filistin direnişinin siyonist yapının derinliklerine saldırma kapasitesidir, bu yetenek gelecekte daha da artacaktır."
el ahbar gazetesinin başyazarı ibrahim el emin'den, hamas'ı ılımlı kampa dahil etme çabalarını mercek altına aldığı önemli bir yazı...
"dikkat çekici olan ise direnişin teslim olmaması idi. direniş; koşulsuz uzun süreli ateşkes, silahları teslim etme ve füze geçişlerini engelleme gibi şartları dayatan israil’e boyun eğmedi."
el ahbar, filistinli “direniş grupları”na yakın, ismini vermek istemeyen kaynaklara istinaden iran ve hizbullah’ın silahları sağlayan yolları açık tutmayı başardığını ve şimdi gazze’ye uzun menzilli füzeler nakletmeye odaklandıklarını aktardı.
el ahkbar'da yayınlanan bu yazı, hamas'ın ve diğer direniş örgütlerinin gazze'yi nasıl silahlandırdığı; iran, suriye ve hizbullah'ın bunda oynadığı rol hakkında ilginç ve fazla bilinmeyen ayrıntılar içeriyor.
"filistin halkı, ölümden korkmuyor artık, bütün haklarını sonuna kadar alana kadar direnişe devam edecek. geri sayım ise fecr-5 füzesini tel aviv ‘in kalbine göndermekle başladı. o füze, tarihe yeni bir sayfa açarken ondan önceki bütün denklemleri bozdu."
hizbullah lideri seyyid hasan nasrallah, dün akşam yaptığı konuşmasında gazze ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.
"heniyye, suriye ve iran’ın füzeleriyle övüneceğine tunus ve mısır’ın dini hükümetlerini övdü. iran ve suriye’den askeri yardım isteyeceğine, arap baharını –ki bahar denirse- suikasta uğratan liderlere selamlar gönderdi."
"bender b. sultan ve diğer suudiler, beyaz saray’ı, dini fundamentalistleri yakından kontrol edecekleri noktasında temin etmişlerdi. bize ‘bu hareketi biz yarattık, dolayısıyla onu rahatlıkla kontrol ederiz’ şeklinde mesaj veriyorlardı. biz selefilerin bomba atmalarıyla değil, kime attıklarıyla ilgiliyiz."
"kısa süre önce suriye’de kalırken, amerikan, siyonist ve körfez istihbarat ajanları ile bu ülkelerden özel silah tüccarlarının ve toplamda yirmiden fazla ülkenin silah temini yoluyla suriye’deki krizden çıkar sağladığı tezini destekleyen somut kanıtları ilk elden gözlemleme imkânı buldum."
meşhur analist ve conscience ınternational’in (uluslararası vicdan) başkanı press tv’ye myanmar’da sürmekte olan müslüman karşıtı şiddetin budist rahipler tarafından kışkırtıldığını söyledi.
"bence bay romney tartışma sırasında, bedelini ödeyebileceği iki gaf yaptı. öncelikle o, suriye’yi iran’ın denize ulaştığı yolu olarak andı ve bence o, bölgeyi, iran’ın zaten bir kıyı şeridine sahip olduğunu fark edecek kadar, yeterince tanımıyor."
"müslümanlar bu tür kısıtlamalara karşı seslerini yükseltmek, bu gibi ilkel adamları çöle geri göndermek ve harameyn’i onların kontrolünden özgürleştirmek zorundadırlar. müslümanlar mekke ve medine suudi sarayı’nın kontrolünde kaldığı sürece bu aşağılanmanın acısını çekmeye devam edecekler."
"beyaz saray’da kimin oturacağına bakmaksızın eşit derecede önemli olan, durgun ekonomi ve yeni askeri maceralara dolanmak korkusu muhtemelen amerika birleşik devletleri’nin gelecekte bölgeyle ilişkilerini yeniden tanımlayacak."
aşağıda islam devrimi muhafızları ordusu’nun ilk komutanı cevad mansuri’nin mukaddes savunma haftası dolayısıyla yaptığı konuşmanın metnini okuyacaksınız.
"yeni savaşlar suriye’den ırak’a oradan iran’a ve yemen’den somali’ye ve oradan mali’ye ve yine nijer’den nijerya ve kamerun’a ve sonra uganda ve kenya’ya kadar hayali el kaide peşinde olacak."
press tv emekli lübnanlı general ve orta doğu çalışmaları merkezi başkanı hişam cabir ile meseleyi derinlemesine konuşmak için bir röportaj gerçekleştirdi.
batılı analist stephen lendman, batılı ülkelerin suriye’de şiddeti canlandırdığını, yerel halka zarar verdiği kadar hükümet hizmetlerini de baltalayan ölüm mangalarını desteklediğini söylüyor.
suriye petrol kaynakları bakımından zengin olmayabilir, fakat anahtar konumu, bu ülkeyi orta asya doğalgazı ve iran petrolü için uygun bir geçiş ülkesi haline getiriyor. russia today'e konuşan gazeteci kris janssen, ayrıca suriye rejiminin düşmesi halinde sıranın tahran’a geleceğini söylüyor.
lübnan hizbullah’ı genel sekreteri seyyid hasan nasrallah, dünya kudüs günü dolayısıyla yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu.
mübarek ramazan ayının son cuması dünya kudüs günü dolayısıyla, türkiye'nin değişik illerinde yürüyüş ve etkinlikler düzenleniyor.
ingiliz financial times gazetesi suriye’deki isyancıların yakınlarda bir parti uçaksavar silahı teslim aldığını yazdı.
basirat.ir'de yayınlanan bu analizde suriye düşmanlarının medya aracılığıyla yürüttükleri psikolojik savaş inceleniyor.
"imam-ı zaman hz. mehdi’nin (a.f) doğum gününü kutladığımız bu günlerde dr. avanî ile müslüman bilgelerin imamet ve velayet konusuna yaklaşımları üzerine konuştuk ve özelde hekîm sühreverdî’nin bu konudaki düşünceleri hakkındaki görüşünü sorduk."
arap dünyasının tanınmış yazar ve analisti abdülbari atvan, türk savaş uçağının düşürülmesini, suriye’nin her türlü savaş ihtimaline hazır olduğu mesajı olarak değerlendirdi.
hizbullah’ın siyasî analistlerinden ibrahim el emin, suriye’deki son gelişmeleri değerlendirdiği makalesinde suriye’nin ve bölge ülkelerinin bugünlerde kader belirleyici denilebilecek yeni bir döneme girmek üzere olduğunu vurguladı.
"hizbullah’a ve mücadelesine olan düşmanlıklarına rağmen batılı uzmanlar hizbullah hareketinin islamcı gruplar arasındaki organizasyonel şema içerisindeki yegâne başarılı örnek olarak farkını tanımak zorundadırlar."
ahlak üstadı hüccetülislam fatiminiyâ’nın imam hâdi’nin (a.s) hayatı ve camia-i kebire ziyareti hakkında yaptığı konuşmanın çevirisi…
kamuoyunun israil ile ilişkileri normalleştirme konusundaki muhalefetinin tamamen aksine mısır baş müftüsü ali gomaa işgal altındaki mescit-i aksa’yı ziyaret ederek, şimşekleri üzerine çekti.
önde gelen bir israil televizyonu pazar gecesi yaptırımlar ve diplomasinin başarısızlığa uğraması ve israil’in askeri bir müdahaleye karar vermesi durumunda israil’in iran’ın nükleer tesislerine nasıl saldıracağına dair detaylı bir haber yayınladı.
merhum ayetullah behçet; ölümün müminlerin lezzetlerinden biri olduğunu ve mümin için hiçbir şeyin ölümden daha leziz olmadığını söylemektedir
ayetullah kasım: allah’tan başkasına güvenmiyoruz artık… o bu mücadeleye gereken yardımı yapacaktır...
iran’ın nükleer takımına yakın resmi ve resmi olmayan haber kaynakları iran’ın 5+1 grubu ile geçen turda yaptığı müzakerelerde türk yetkilinin takındığı tavrın tahran’ın politikaları doğrultusunda olmadığı, bilakis 5+1 grubunun yanında yer alan yedinci kişi unvanıyla iranlı müzakerecilere baskıda bulunmaya çalıştığı bilgisini verdiler
geçtiğimiz günler, iran’ın 5+1 grubuyla yapacağı müzakerelerin zamanı gelmeden bu görüşmelerin yapılacağı ülke hakkındaki tartışmalarla geçti
hums’un ordu tarafından silahlı gruplardan tamamen temizlenmesinden birkaç gün önce, batılı istihbarat ajanları bu silahları ve cihazları yok etmeye başladılar. amerikan insansız uçaklarıysa virüs içerikli programlar göndererek bu cihazları yok etmeyi beceremedi
ayetullah cevadî amûlî'nin, şehidlerin makam ve tasarrufları hakkındaki makalesini sunuyoruz...
wikileaks ve al-akhbar siteleri tarafından ele geçirilen strafor belgelerine göre, özel güvenlik şirketlerinin ceo’larından biri abd hükümetinin bu şirketlerden türkiye’deki suriye muhalifleriyle irtibata geçerek, rejim değişikliği için onlara nasıl yardım edebileceklerini sormasını istediğini belirtiyor
devrim önderinin resmi sitesi (khamenei.ir), akademisyen ve medya uzmanı hasan abidini ile seçim sonuçlarına tepkiler hakkında bir söyleşi yaptı:
"israil militarizmi için oyun bitti. buna rağmen hala bir miktar öldürüyorlar ama onların caydırıcı gücü gerçekten geçmişte kaldı. bölgede bir gelecekleri yok. tarih oldular."
meşhur bir politik analist press tv’ye, amerika birleşik devletleri israil’in yanı sıra suudi arabistan ile de orta doğu’daki müslümanlar arasındaki bölünmeyi yaymak için birlikte çalışıyor, dedi.