Trump'ın geçen hafta Savunma Bakanı Mark Esper'i ve diğer yetkilileri görevden alıp kendine sadık adamlarla değiştirerek Pentagon'da küçük bir tasfiye başlatmasından bu yana bu olasılıkla ilgili alarmlar arttı. Başkan seçilen Joe Biden'a istihbarat brifinglerine erişim izni vermeyi reddetmesi şüpheleri daha da artırdı.
İran halkı ve onun dünya çapındaki dostları ve destekçileri bu ay İslam Devrimi’nin bir yıldönümünü daha kutlarken, bu devrimin kazanımları üzerine düşünmek faydalı olacaktır. 40. yılına giren İslam Devrimi’nin ve onun meyvesi olan İslam Cumhuriyeti’nin dinmek bilmeyen düşmanlıklar arasında hayatta kalmış olması kendi başına büyük bir başarıdır.
2006 savaşı esnasında Hizbullah, İsrail Deniz Kuvvetlerine ait Sa’ar-5 sınıfı korveti vurduğu zaman bütün bir deniz kuvvetlerini muharebenin dışına çıkardı. Bir İsrail F-16’sının düşürülmesi hiç kuşkusuz Tel Aviv’e, Suriye’nin kendini yenilediği ve 1973’ten beri yapmadığı şeyi yapmaya hazır olduğu bilgisini vermiştir: Suriye’nin savaşa hazır olduğuna şüphe yoktur.
Eski ABD Başkanı Franklin Roosevelt için yazılan bir bilgi notunda, başkanın Ortadoğu temsilcisi Korgeneral Harold B. Hoskins, İbn Suud’un Weizman tarafından kendisine ödenecek 20 milyon sterlin rüşvet karşılığında Siyonistlerin Yahudi devleti planını kabul ettiğini bildiriyordu.
Suudiler, İsrailliler ve Amerikalılar arasındaki anlaşma, son makalemde aktarıldığı gibi, ilk sonuçlarını üretiyor ve bu, bazı terörist unsurların Ortadoğu’dan, özellikle de Suriye ve Irak’tan Güneydoğu Asya’ya ve hatta Orta Asya cumhuriyetlerine transfer edilmesi yönünde ilk adım gibi görünüyor.
Washington tarafından yürütülen askeri operasyonun, hedeflerini gerçekleştirmediği bariz bir şekilde görülüyor. Aksine, ABD başkanı Donald Trump'ın pervasızca varlığını ifade etme girişimi olarak gelen saldırı, hızlı ve apaçık bir şekilde ters yönde sonuç elde etti.
Perşembe günü Hizbullah liderinin İsrail rejiminin Dimona nükleer tesisini sökmesini istemesi, İsrail rejiminin tesisi devreden çıkarmak ve küçük düşmek dışında bir seçeneğinin olmadığını gösteriyor. Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü’ne (ISIS) göre, Aralık 1963’te Dimona nükleer tesisinde plütonyum üretimine başlanmasından bu yana İsrail rejimi, temel olarak savaş başlıklarında kullanılacak şekilde 660 kg malzeme üretti.