Ağustos 2021'de Herzliya Uluslararası Terörle Mücadele Enstitüsü bir raporunda, El-Nuceba'nın “İsrail'in güvenliği ve bekası açısından Golan bölgesinin stratejik önemi” başlıklı bir kitap yayınlamasının, hareketin gelecekteki İsrail karşıtı savaşa katılma kararlılığının bir işareti olduğunu öne sürmüştü.
Şaban, “Son yarım yüzyıllık tarihte, Suriye ve Irak’ın birbirine yaklaşması, koordinasyon kurması her zaman engellendi. (Eski Suriye Devlet Başkanı) Hafız Esad ve (eski Irak Devlet Başkanı) Ahmed Hassan el-Bekr kapsamlı bir anlaşmaya varmak üzereyken Saddam Hüseyin bir darbe yaptı ve Suriye’yle yakınlaşma isteyen bütün subayları idam etti” diyor.
ABD destekli Kürt YPG güçleri, açıkça Suudi Arabistan’dan destek istemek gibi delice bir hata yaptı. Her zaman gururla feminizmlerini gösteren YPG’li anarko-marksistler, birden bire Vehhabi Ortaçağ kaçıklarının önünde boyun eğdi. Bu şekilde, ilerici solcu bir güç olma görüntüsünü yok ettiler. Bu adım, Türkiye ve Suriye’nin, Irak ve İran’ın kendilerine karşı olan husumetlerini daha da güçlendirecektir.
Bu yüzden, Suriye’nin Hizbullah ve Devrim Muhafızları da dâhil olmak üzere müttefikleri ile, savaşa silahlı grupların yanında doğrudan doğruya girmeye karar vermeleri halinde Amerikan güçleri arasında doğrudan ve gerçek bir çatışmaya tanık olmamız çok muhtemel. Suriye’nin müttefiklerinin kararının arka planı nedeniyle, Suriye içinde ve belki de dışında yeni tipte bir çatışmaya işaret eden bu olasılık çok ciddiye alınmalıdır.
ABD güçleri, bu sınır kapısını uzun süre ellerinde tutmanın imkansız olduğunun farkındalar: Iraklı kuvvetler hızla sınırlara doğru ilerliyor ve sınırın diğer tarafında Suriyeli kuvvetlerle karşılaşacaklar. Washington’un kaçınmaya çalıştığı şey tam olarak buydu, ancak çabası beyhude.
Bize sıklıkla, Irak işgalinin ve Suriye’deki savaşın, Batı’nın dış politikasının felaket getiren başarısızlıkları olduğu söylenir. Bu makale ise, bu savaşların mimarlarının, askeri çabalarının istikrarsızlaştırıcı sonuçlarının gayet bilincinde olduğunu ve gerçekte her zaman, Irak ve Suriye’nin mezhep çizgileri üzerinden bölünmesine arzulanabilir bir sonuç olarak baktığını savunuyor.
Bugün Yemen’de aralarında çocukların da olduğu milyonlarca insan açlık çekiyor ve BM’ye göre bu çocuklar ömür boyu sakat kalacaklar. Savaşın en kötü şekilde vurduğu bölgelerden gelen fotoğraflar, gençlerin açlıktan öldüğünü gösteriyor. BM Dünya Gıda Programı’na (WFP) göre dünyadaki en yüksek kötü beslenme oranlarının bulunduğu ülkelerden biri Yemen. 14 milyonu aşkın insan aç, bunlardan yarısı açlıktan ölme derecesinde. Ülkedeki yirmi bir eyaletten en az onu kıtlığın eşiğinde.