Örneğin, süper yat Serene’yi Rus bir votka kodamanından 429 milyon avroya (500 milyon dolar - gerçek fiyatın iki katı) ve Fransa'da Versailles yakınlarındaki 14. Louis Şatosu’nu 300 milyon dolara satın aldı. Leonardo da Vinci’nin tablosu Salvator Mundi'ye 450 milyon dolar verdi.
Halep'in kuzey kısmındaki Beni Zeyd kasabası, Temmuz ayında, bizim Halep’e gelişimizden birkaç hafta önce Suriye Ordusu tarafından özgürleştirilmişti. Mahalle kurtarılmadan önce, Batı Halep’teki yerleşim alanlarına fırlatılan ölümcül “cehennem topu” füzeleri için bir fırlatma rampası işlevi görüyordu, bu yüzden de bu gelişme, Suriye halkı tarafından dev kutlamalarla karşılandı.
Buradaki iddiamı kanıtlamak için size sunabileceğim en basit denklem şu: son 70 yıl içinde Amerikalılar bu gezegende kullanılan her şeyin %25’ini tüketti. Gıda, petrol, bakır, kalay, ormanlar, demir cevheri, titanyum ve aklınıza gelebilecek metaları tükettik.
Ebu Karra "Sen rivayetleri yalanlıyor musun?" deyince İmam Rıza (a.s.) "Rivayetler Kur’an ile çeliştiği zaman onları yalanlarım. Müslümanlar şu hususta ittifak etmişlerdir: Allah bilgi bakımından kuşatılamaz, gözler O’nu görmez ve O’nun gibi hiçbir şey yoktur" demiştir.
Asghar, Hacı Mehdi’ye “Seni oğlumun cenazesinin peşinde olduğum için mi aradığımı düşündün? Allah’a yemin olsun ki buna ihtiyacım yok” dedi: “Sadece, Abbas artık senin biriminde olmadığı için Suriye’ye gidebileceğimi söylemek istedim.”
Son zamanlarında İslami Cihad Genel Sekreteri Ramazan Abdullah Şallah ile oturumlar düzenliyordu. İslam Devrimi Muhafızları komutanı Tuğgeneral Muhammad Pakpur da bu oturumlara katılırdı. Son gün, art arda düzenlenen birkaç toplantı boyunca Hamas'ın ve İslami Cihad'ın güvenlik seviyesi ve askeri gücünü arttırmayı görüştüler.
Her ne kadar Afgan Talibanı ile IŞİD’in her ikisi de “cihadçı” gruplar olarak sınıflandırılsa da, bu iki grubun ideolojisi farklı ve birbirine zıttır.