Dünya kapitalist krizinin daha önceki dönemlerinde hegemonik düzenin çöküşüne siyasi istikrarsızlık, yoğun sınıfsal ve toplumsal mücadeleler, savaşlar ve yerleşik uluslararası sistemdeki kırılmalar damgasını vurmuştu. İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcının 1936-39 İspanya İç Savaşı ve onun sonucu olan faşist diktatörlük olduğunu hatırlayalım. Filistin'de tehlikede olan küresel geleceğimizdir.
'Geceyi gündüze, gündüzü de geceye katarsın.' Gece gündüzün, gündüz de gecenin bağrında yer alıyor. Bu diyalektikten ilk söz eden, Herakleitos idi. Günümüzde de diyalektikten söz eden pek çok düşünür var. Özellikle Hegel ve sonrası dönemde… Hegel, zamansal diyalektiği dikkate alırken, Marx bunu toplumsallaştırmış, ona materyalist ve tarihsel bir boyut kazandırmıştır. Bir de tevhidî bir diyalektik var ki, biraz önceki âyet, bunun bir örneğiydi aslında.
Akıl ile kalbin ilişkisi, vahdet ilişkisidir. Kalp, aklın zuhurudur. Akıl kalbe indiğinde, kalp duygu, sevgi, akıl gibi tüm insanî kuvvelerin merkezi olur. Tüm bu algısal kuvvelerin başında akıl gelir. Diğer duyu organlarının tüm verilerini, akıl kontrol altına alır. Bunların hepsinin toplamı kalbi oluşturur.
"Anlamak ve düşünmek, esasında bir fiil ve faaliyettir. Kısacası bir yaratım… Siz düşündüğünüzde, aynı zamanda yaratırsınız da… Burada kesinlikle taklidî bir düşünce ve anlayıştan söz etmiyorum."
En büyük istidat insana ait iken, diğer taraftan sonsuz (ya da en büyük) fiiliyet de, Hakk Tebârek ve Teâlâ’ya aittir. Dolayısıyla Mutlak Kemâl olan Hakk’ın kâmil ifâzesi (feyz verişi) nereye nazil olur? Mutlak istidada, yani insân-ı kâmile… Mutlak istidat kime aitti? Nasıl ki Hakk Teâlâ mutlak fiiliyet ise, insan da mutlak istidattır. İnsân-ı kâmil kimdir? Hz. Hatmî Mertebet (s.a.a.)
Spekülasyon tuzağına düşmek istemiyoruz ve söyleyebileceğimiz tek şey, özellikle Gazze Şeridi'ndeki büyük zaferin ve Süleymani'nin danışmanı ve Lübnan, Batı Şeria, Gazze Şeridi, Irak ve belki de Yemen'deki direnişi silahlandırma konusunda en önde gelen İranlı yetkililerden biri olan Şehit Seyyid Razi El Musevi suikastının ardından gerçekleşeceği için, bu konuşmanın yeni şeylerle dolu olacağıdır.
Al-Arabiya haber sitesine göre, ön saflarda bulunmuş bir İsrail askeri olan Avichay Lowee, ölenlerin sayısının çok daha fazla olduğunu ve onlarcasının sakat kaldığını, büyük bir kısmının ise kendi haline bırakıldığını itiraf etti. Kendisinin de korkudan geceleri altına işediğini söylüyor. Cepheden dönmesine rağmen Hamas'ın RPG ateşinin hâlâ kulaklarında yankılandığını ve çürüyen cesetlerin pis kokusunu aldığını da ekliyor.