Uley b. Rebah; imam ve sikadır. Tâbiûnun ileri gelenlerindendir. Ebû Abdurrahman el-Mukri şöyle der: Ümeyyeoğulları adı Ali olanları öldürmekteydi. Bu durum Rebah’a ulaştırılınca oğlunun ismini değiştirerek ismi tasğir şeklinde Uley yaptı. Evet, İmam Ali’nin dostu ve O’nun izinde yürüyenlerin öldürülmesinden değil, ismi Ali olan kimselerin öldürülmesinden bahsediyoruz! Bunu Zehebî söylüyor.
İnsan bir şeylerini unutabilir; ama insan “ben”i unutabilir mi? Allah korusun bir kişi bir kaza yapabilir ve komaya girebilir. O hastanedeyken mekânı zamanı, nerde olduğunu vs. her şeyi unutabilir. Hatta ismini bile unutabilir. Ancak “ben”ini unutabilir mi? Yani “ben” olduğunu unutamaz. İsmini bile unutabilir, ama ben demeye devam eder. İşte o ben huzurdur.
Chris Harmer’ın bana 2013’te dediğine göre “Dünyadaki en sessiz denizaltı kumlu bir deniz tabanında yatan denizaltıdır. İranlılar bu denizaltıları işte böyle kullanacaklar: Limandan çıkar, Fars Körfezi’nin sığ dibine çökert, kumlu yüzeyde oturup hedefin gelmesini bekle.”
Demir Kubbe’nin varsayılan başarısı, düzmece gibi görünüyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) füze uzmanı Theodore Postol’a göre Demir Kubbe, Hamas’ın roketlerinin yalnızca %5’ini, yahut daha azını engelliyor. Buna dair başka bir kanıt da Tümgeneral Uzi Dayan’dan gelmiş, Dayan, “Eğer İsrail Hamas’ı durduramıyorsa İran’ı nasıl durdursun” diyen bir İsraillinin hikâyesini anlatmıştı.
Yüksek seviyeli bir İsrail güvenlik kaynağı aynı web sitesine Ruslarla yapılan görüşmelerin “sinir bozucu” olduğunu vurguladı… “Onlara İran tehdidinden bahsettiğimizde bize verdikleri cevap ‘gülümsemek’ oluyordu. Ruslar onlara ne söylediğimizi ve onlardan ne istediğimiz anlamak istemiyorlar; onlar İran’ı bölgede bir istikrar unsuru olarak görüyorlar.”
Suudi Arabistan'ın Yemen'de başlattığı "Kararlı Fırtına" adı altındaki savaşın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçti. Bölgede taş üzerinde taş bırakmayarak devam eden savaş, Suudiler için başarısızlıkla sonuçlanmış gibi görünüyor. Suudi yönetimi bu savaşta hiçbir hedefini gerçekleştirme başarısına ulaşamadı.
Eldeki kanıtlar, Siyonistlerin Mescid-i Aksa’nın altında kazdığı tünellerin yapının güvenliğini tehdit ettiğini, bu kutsal mekanı yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını gösteriyor. Yahudilerin inancına göre bu mekanda Süleyman Tapınağının yeniden inşası Mesih’in zuhur etmesinin şartlarından biridir.