Bu âlem önceden akıldan yoksun olup onu sonradan mı doğurmuştur? Hayır. Akıl, âlemi meydana getirmiştir. İşte akl-ı faal budur. Akl-ı faal, evrenin tüm bilimsel kanunlarını meydana getiren ve evreni olabilecek en iyi şekilde yöneten hikmet ve akıldır. O, Allah’ın hikmetidir. Bu yüzden faaldir, yani münfail (edilgen) değildir.
Bu suçun en alt seviyede, bu mübarek evin ‘‘yakılması tehdidiyle” kaldığını kabul etsek dahi yapılan korkunç bir cürümdür. Bu öyle bir evdi ki Hz. Resûlullah (s.a.a.) eşiğine uğrar, kapısının iki kolunu tutar ve bu hanenin halkına “Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzâb, 33) ilahî buyruğunu okurdu.
Biz Allah’ın Resûlü “Halifem” demiş diyoruz, onlar hayır yetmez, diye cevap veriyorlar! “Velim ve vezirim” demiş, onlar yetmez diyorlar! Allah aşkına Allah Resûlü bu hakikati ispat etmek için daha hangi sözcüğü kullansın?
İnsan bir şeylerini unutabilir; ama insan “ben”i unutabilir mi? Allah korusun bir kişi bir kaza yapabilir ve komaya girebilir. O hastanedeyken mekânı zamanı, nerde olduğunu vs. her şeyi unutabilir. Hatta ismini bile unutabilir. Ancak “ben”ini unutabilir mi? Yani “ben” olduğunu unutamaz. İsmini bile unutabilir, ama ben demeye devam eder. İşte o ben huzurdur.
El Kaide lideri Eymen el-Zevahiri, Ebu Musab Zerkavi’ye (bu mektup ABD güçleri tarafından 9 Temmuz 2005’te ele geçirildi) yazdığı bir mektupta -Zerkavi ABD’nin Irak işgalinin ilk yıllarında işgalciler yerine Şiileri hedeflediğinde- şöyle sormuştu: tarihte Şiileri ortadan kaldırmayı başarmış herhangi bir İslam devleti var mı?
1980’de ve hükümetin FLMN isyancıları karşısındaki savaşı boyunca CIA destekli ölüm mangaları Salvador halkını terörize ettiler. Kurtuluş Teolojisi bağlısı Başpiskopos Oscar Arnulfo Romero 1980 yılında vaaz verdiği esnada katledildi. ABD destekli iç savaş bittiğinde en az 75.000 kişinin öldürüldüğü ve binlercesinin sürüldüğü rapor edilmiştir.
Haziran 2014’te IŞİD tarafından ele geçirilen Rakka’nın ABD tarafından kuşatılması, Fırat’ın doğusunda yer alan ve petrol açısından oldukça zengin Deyre’z-Zor bölgesinin de dahil olduğu Suriye topraklarındaki ABD kontrolünü sağlamlaştırmak amacıyla gerçekleştirildi.