Nasîrüddîn Tûsî olmasaydı, Mollâ Sadrâ'lar var olamazdı. Bunu kesin olarak biliniz. Aynı şekilde o eğer Şerhu’l-İşârât’ı yazmasaydı ve Râzî’nin asılsız ve mesnetsiz iddialarını çürütmeseydi, bizler de şimdi Eş‘arîliğin girdabına ve karanlığına hapsolmuş olurduk. Ne yazık ki, şimdi bile az veya çok buna hapsolmuş bir vaziyetteyiz.
Peki yüzünü göstermiyor ne demektir? Yani sizin zihninizin kalıbına sığmaz. O'nun her yerde huzuru var; ama sizin O’nun huzurunu kavrama kapasiteniz yok. Siz onu bir kalıp içinde tasavvur etmek istiyorsunuz. Siz ona zihinsel bir suret vermek istiyorsunuz. Ya da sizin gözünüzün önüne gelmesini istiyorsunuz. Ya da sizin zihninizde canlanmasını istiyorsunuz. Bunlar bizim sorunumuzdur, O’nun değil.
Gadir Hadisi, Şia'nın Emirü’l-Müminin Ali’nin (a.s.) velayeti için gösterdiği en üstün delillerden biridir ve bu hadis Şia ve Ehlisünnet tarikleriyle, sahih senetlerle ve mütevatir (yalan üzerinde birleşmesi mümkün olmayan sayıda insan tarafından anlatılan, nakledilen olay, hadis) olarak nakledilmiştir.
Dört hafta boyunca Suriye’de kalmamın başlıca nedenlerinden biri, Beyaz Miğferler hakkında uzun süreli bir araştırmaya devam etmek istememdi. Bu grup, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, AB ve Japonya tarafından finanse edilip teçhizatlandırılıyor. Beyaz Miğferler eski İngiliz ordusu paralı askeri James Le Mesurier tarafından eğitiliyor ve gruptan çoğu zaman “Suriye Sivil Savunması” diye bahsediliyor.
Bu arada, her ne kadar surelerin sırası sonraki standarttan farklı olsa da, metnin kendisi günümüzdeki Kuran’dan farklılık göstermemektedir. Dolayısıyla da İslam dininin tarihte sağlam bir temelinin olduğunu göstermektedir.
Hasan Sivri, Medya Şafak için Lübnan Hizbullahı ve Direniş Eksenine yakın isimlerden Lübnanlı stratejist Enis Nakkaş ile Suriye ve bölgedeki son gelişmeler ve kendi biyografisi üzerine Beyrut'ta bir röportaj yaptı.
İbn Teymiyye İmam Mehdi'nin sağ olduğu inancına hurafe derken, Mecmuu’l-Fetava adlı eserinde şöyle der: Çünkü Deccal hakkında doğru görüş O’nun Hz. Peygamber döneminde hayatta olduğu, günümüze kadar hayatını sürdürdüğü ve henüz çıkmadığı, şu anda da bir adada yaşadığı şeklindedir.