“Sokaklar cesetlerle dolu. Okullar, köprüler, camiler hedef alındı. [Ölü] insanlar sokaklarda yatıyor, bazı insanlar arabalarla sürüklendi… Yerden kaldıracak kimse olmadığı için köpekler [ölü] bedenleri yiyordu.”
20 Ekim 2014 haftasının ortalarına doğru Körfez Arap medya kuruluşları, (Facebook ve Twitter gibi) sosyal medya sayfalarında, Reyhane Cabbari’nin Sünni olduğu, Şii İran’ın onu mahkum edip idam etme isteğinin altındaki temel motive edici faktörün bu olduğu yönünde çirkin dedikodular yaydı.
Suriye’de aşırıcı grupların yayılması nedeniyle kimi suçlamalı? Batı çoğu zaman Esad’a ve müttefiklerine işaret ediyor, ancak iki gizli ABD belgesi, farklı bir hikayeyi ortaya koyuyor.
Bu yüzden, geniş gözlere, güçlü kalplere ve açık zihinlere sahip olanlar için, iki gerici düşmana karşı toptan saldırının sonuçlarına hazır olmalıdır. Geriye, hem istilaya, hem de onun tekfirci parazitlerine meydan okumaktan başka seçenek kalmıyor. Direniş hâlâ bizim yazgımız.
Direniş Irak’ta ayağa kalktı ve bunun bir parçası, direnişe dahil olan grupların Şii Iraklılardan olması anlamında, tırnak içinde söylemek gerekirse Şii direnişi idi. Çok sayıda operasyon video yoluyla belgelendi, ancak El Cezire, El Arabiye ve ötekiler gibi Arap uydu kanalları, bunları yayınlamayı reddetti.
Muhaliflerin dillendirdiği bir diğer eleştiri, hükümet kontrolündeki bölgelerin dışında kalan bölgelerdeki Suriyelilerin oy verememesidir. Evet bu doğru, fakat isyancılar izin vermediği için böyle. Öte yandan, yer değiştirmiş olan milyonlarca Suriyeliden çoğunun isyancıların kontrolündeki bölgelerden kaçtığını ve şimdi ağırlıklı olarak, oy verebilecekleri hükümet kontolündeki bölgelerde olduklarını belirtmek gerekir.
48 saat önce, Rusya’nın Ortadoğu karşı istihbarat servisinin emekli şefi, Amerika Birleşik Devletleri’ni utandırmak ve onların İsrail’e hizmet ettiğini, nükleerin yayılması eylemlerinde suç ortaklıkları olduğunu göstermek amacıyla, hayli gizli bir raporu yayınladı.