İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (10): Fârâbî’nin yakarışı

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (10): Fârâbî’nin yakarışı

“Allah âlemde midir yoksa âlemin dışında ve ötesinde midir?” Hem âlemde hem de âlemin dışındadır” dersek, çelişki olmuş olur. Aslında bu soruya rahatlıkla cevap verilebilir: “Allah ne âlemdedir ne de âlemin dışındadır.” El-cevap: O, müteâlîdir (aşkındır). “Müteâlî” ne demektir? Dikkatinizi çekerim, “müteâl” olmak, bir şeyin dışında olmak demek değildir.

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (8): Fârâbî’nin Düşüncesinde Hayâlin Rolü

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (8): Fârâbî’nin Düşüncesinde Hayâlin Rolü

Fârâbî’nin benimsediği bu felsefî yorum, sırr makamına ve Zât-ı Ahadiyyet’e işaret etmektedir. Varlıkta hep bir muamma söz konusudur. Eğer bu sır bir kerede çözülseydi, varlık adi, değersiz bir hale bürünürdü. Zaten insanın tüm merakı da, o sırra erişmektir. Bu, varlığın sonsuz olduğu anlamına gelir. Eğer her gizem çözülebilseydi, varlık sonlu ve sınırlı olmuş olurdu. Oysa varlık sonsuzdur.

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (7): İşrâk ve Akl-ı Faal

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (7): İşrâk ve Akl-ı Faal

Derrida, Fârâbî’nin söylediklerini okusaydı onun, kendisinden bin yıl kadar önce bu meselelere işaret ettiğini görmüş olacaktı. Yani benim dış dünyadaki varlığım, faal akıl vasıtasıyladır. Faal akılla olan irtibatımdan ve bu aklın her yerde var olmasından dolayı evrende algıladığım, işittiğim ve anladığım her şeyde hâzır ve nâzır olurum. Ancak faal akla gereken ilgiyi göstermeyen Fransız filozof, dış dünyada gördüğü cisimlerde hâzır olduğunu söylemekte ve bunu ifade ederken “huzûr” sözcüğünü (bulunuş metafiziği) kullanmaktadır.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (35): İmam Mehdî'nin doğumundan önce Gaybet'ten bahseden rivayetler ve kitaplar

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (35): İmam Mehdî'nin doğumundan önce Gaybet'ten bahseden rivayetler ve kitaplar

Bu rivayetlerde İmam Mehdî’nin biri çok uzun iki gaybetinin olacağı ve sonrasında da kıyam edeceği belirtilmektedir. Dolayısıyla bu rivayetler henüz gerçekleşmemiş bir durumun haberini vermektedir. İmam Mehdî’nin doğumundan yarım asır önce Şia’nın elinde -Hasan b. Mahbûb es-Serrâd’ın (h. 149-224) Müşeyhe’si ile diğer kitaplarında ve başka müelliflerin eserlerinde- bu rivayetler mevcuttu ve biz bunları ileride ele alacağız.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (19): Hz. Ali'nin vasi oluşu

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (19): Hz. Ali'nin vasi oluşu

Ben derim ki: “İki yerde geçen ‘şöyle şöyle’ ifadesinin aslı kadim müstensihler (nüsha yazarları) tarafından hazfedilmiştir. Nitekim Taberî’nin aynı senetle Tarih’inde aktardığı aşağıdaki rivayetinden anlaşıldığı üzere sözün aslı şudur: “على ان يكون اخي ووصيي وخلفيتي فيكم” “Böylece kardeşim, vasim ve benden sonra aranızdaki halifem olur.” “ان هذا أخي ووصيي وخليفتي فيكم” “İşte bu, benim kardeşim, vasim ve benden sonra aranızdaki halifemdir.”

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (7): Beden ve ruhun ilişkisi

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (7): Beden ve ruhun ilişkisi

Beden ve ruh ilişkisi de buna benzer. Yani ruhun bedene ihatası vardır. Tırnağın ucundan, bir saç teline kadar insanın bedeninin her noktasına ihatası vardır. Bunlar inzimami olarak birbirine daha sonradan yapıştırılmış şeyler değildir. Aynı şekilde şu taraf ruh, şu taraf da bedendir diye sınır çizemezsiniz. O halde iki şey olmalarına rağmen aralarında ittihat söz konusudur.