Bununla birlikte makalemizin girişinde de belirttiğimiz üzere bir grup araştırmacı, Şiilerin bu bocalayışlarına delalet eden rivayetlerin İmamların isimlerini açıklayan hadislerin uydurma olduğunu gösterdiği inancındadır. Onların bu iddialarına tek delilleri bu iki grup rivayet arasında çelişki olduğunu varsaymalarıdır, oysaki bu çelişkinin halli mümkündür ve bu iki rivayet grubunun sıhhati her türlü belirsizlikten uzaktır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısında Cumartesi günü konuşan Suudi dışişleri bakanı Adil Cübeyr, Filistin-İsrail çatışmasına işaret ederek “Bu bölgemizdeki en uzatılmış çatışmadır ve devamını da hiçbir şey haklı kılamaz” demişti.
Ebu Karra ‘Sen rivayetleri yalanlıyor musun’ deyince İmam Rıza (a.s.) ‘Rivayetler Kur’an ile çeliştiği zaman onları yalanlarım. Müslümanlar şu hususta ittifak etmişlerdir: Allah bilgi bakımından kuşatılamaz, gözler O’nu görmez ve O’nun gibi hiçbir şey yoktur’ buyurdu.
"Acaba Ehl-i Beyt İmamları bu konu hakkında ne diyorlar?" diye sorulabilir. Bizler şu ana kadar konu hakkındaki Ehl-i Sünnet bilginlerinin açıklamalarını sunduk. Ehl-i Beyt İmamları'ndan -yani Ali, Hasan, Hüseyn, Seccad, Bakır, Rıza vd.- hiçbirisi Peygamber hanımlarının kavramın kapsamına girdiğini söylememiştir. Onların ittifak halindeki açıklamalarına göre kavram kendilerine özgüdür.
Taberi, Camiü’l-Beyan adlı tefsirinde şöyle der: “Rivayetler ayetin Hz. Peygamber, Ali, Fatıma ve Hasan ve Hüseyin hakkında indiğini söylemektedir. Bu görüşü destekleyen rivayetler Ebu Said el-Hudri, Aişe, Enes, Ümm-ü Seleme ve Sa’d İbn Ebu Vakkas tarafından rivayet edilmiştir. İkinci görüşün yegane rivayetini ise İkrime aktarmıştır.”