"Tel Aviv Üniversitesi İran Araştırmaları Merkezi tarafından yıllar önce yapılan ve sonuçları Haaretz tarafından yayınlanan bir ankete göre İsraillilerin yaklaşık dörtte biri, İran nükleer silah elde ettiğini açıklar açıklamaz Filistin’den kalıcı olarak göç etmeyi düşünüyor."
“Bulsae-2, (Kuzey) Kore Demokratik Cumhuriyeti'nde (DPRK) üretilen güdümlü bir tanksavar füze sistemidir. Sovyet yapımı Fagot'un varyantı olan bu silahın zırh delme kapasitesinin 400-500 mm olduğu bildirilmektedir. Bulsae, anti-emperyalist ulusların ve grupların Filistin mücadelesine verdikleri desteğin bir başka örneği olarak dikkat çekiyor.”
Ağustos 2021'de Herzliya Uluslararası Terörle Mücadele Enstitüsü bir raporunda, El-Nuceba'nın “İsrail'in güvenliği ve bekası açısından Golan bölgesinin stratejik önemi” başlıklı bir kitap yayınlamasının, hareketin gelecekteki İsrail karşıtı savaşa katılma kararlılığının bir işareti olduğunu öne sürmüştü.
Iraklı kaynaklar bazı silahlı gruplara mensup savaşçıların işgal altındaki Filistin'e yakın bölgelere doğru hareket ettiklerini ve Siyonist işgal ordusuna karşı savaşmak için talimat beklediklerini ortaya koyuyor. The Cradle'ın bazı örgüt liderleriyle kurduğu temas, bu grupların Filistin direnişinin yanında bu büyük mücadeleye katılmaya hazır olduklarını doğruluyor.
Ayta El-Şaab'daki savaşı özetlemek için kahramanlık kelimesini kullanmak yeterli değildir. BMMYK raporuna göre, köy ve çevresinde binlerce askerden oluşan yaklaşık 5 piyade tugayı bulunduran İsrailliler, kasabadaki binaların %90'ından fazlasını yok ettikten sonra, İsraillilerin kendilerinin de itiraf ettiği gibi, yaklaşık 80 direniş savaşçısından oluşan kuşatılmış bir birliği yenmeyi başaramamıştı.
Bu füze türü Siyonist orduyu yeni ve eşsiz bir caydırıcılık denklemiyle karşı karşıya bırakmayı başarmış ve düşmanı Filistin direnişinin ateşkesle ilgili koşullarına boyun eğmeye zorlamıştır. Burak-85, Siyonist işgal ordusunun en güçlü 'savunma' sistemi olarak lanse edilen 'Davud’un Sapanı’ adlı askeri mekanizmasına de sızmayı başardı.
Bu nedenle hükümet ve ordunun, Hizbullah karşısında işgal altındaki toprakların güvenliğini korumadaki zayıflığı, tersine göçü hızlandıracaktır. İstatistiklere göre İsraillilerin yüzde 90'ı işgal altındaki topraklardan göç etmeyi düşünüyor.