1967'deki Arap-İsrail savaşından sonra Sudan, sekiz Arap ülkesinin “Üç Hayır” kararını kabul ettiği önemli bir Arap Birliği konferansına ev sahipliği yapmıştı: “İsrail ile barışa hayır, İsrail'in tanınmasına hayır ve İsrail ile müzakerelere hayır!” Sudan, bir zamanlar Arap dünyasında İsrail rejiminin en büyük hasımlarından biriydi
“İşin doğrusu, İran’ın devlet ve devlet dışı müttefiklerine sağladığı destek olmasaydı bölge ABD’nin ve hiçbir şekilde gündeminde Filistin bağımsızlığı bulunmayan sömürgeci-yerleşimci devlet İsrail’in çıkarlarına çoktan teslim olmuştu… Bütün bunlardan da belli ki Siyonizm’e, bedeli ne olursa olsun, sadece İran ile ittifak ilişkilerine sahip Arap ülkeleri karşı durabilecek.”
Begin Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından yayınlanan çalışmada, BAE ile İsrail arasındaki barış anlaşmasının Ortadoğu'daki stratejik ittifakları değiştirmeyi amaçladığı değerlendirmesinde bulundu. Aynı zamanda söz konusu anlaşmanın, “İran ve Şii hilali” karşısında konumlanan Sünni Arap ve İsrail blokunu resmileştirdiğini ifade etti.
Şiiliğe yönelik mantık dışı Amerikan nefretinin temelinde, Şiiliğin özünde yer alan adaletsizliğe karşı direniş ruhu bulunuyor. Şiiliğin, Kerbela olayı ve İmam Hüseyin’in duruşunun izinde, ezileni korumayı ve savunmayı; ezenin karşısında durmayı esas alan tavrı, ABD ve Batılı egemen güçlerin tolere edebileceği bir şey değil.
Yani akıl nereye giderse hayâ ve din de onunla gider ve onunla hareket eder. Bundan dolayıdır ki bizim rivayetlerde akıl “kendisiyle Rahman’a ibadet edilen ve cennetlerin kazanıldığı şey” olarak geçmektedir.
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei Dünya Kudüs Günü (22 Mayıs Cuma) münasebetiyle bir konuşma yaptı.
İnsan kendini kavramla, tasvirle, tahayyülle hatta taakkul (akletme) yoluyla bilemez. İnsan felsefî ve matematikle ilgili kavramları, taakkul ile anlayabilir. Bazı şeyleri tahayyül, bazı şeyleri de duyularla anlayabiliriz. Ne duyusal ne muhayyel olan ve akletme ile de kavranamayan tek şey “ben”in kendisidir.