Askeri, "Irak İslami Direnişi, Ürdün'deki İslami Direniş’ten mücahit kardeşlerimizi hafif ve orta silahlar, tanksavarlar, taktik füzeler, mühimmat ve tonlarca patlayıcı ile mücehhez 12,000 savaşçının ihtiyacını karşılayacak şekilde donatmak için gerekli ekipmanlarını hazırladı" demişti.
'Geceyi gündüze, gündüzü de geceye katarsın.' Gece gündüzün, gündüz de gecenin bağrında yer alıyor. Bu diyalektikten ilk söz eden, Herakleitos idi. Günümüzde de diyalektikten söz eden pek çok düşünür var. Özellikle Hegel ve sonrası dönemde… Hegel, zamansal diyalektiği dikkate alırken, Marx bunu toplumsallaştırmış, ona materyalist ve tarihsel bir boyut kazandırmıştır. Bir de tevhidî bir diyalektik var ki, biraz önceki âyet, bunun bir örneğiydi aslında.
"İran İslam Devrimi, siyasi, ekonomik ve askeri egemenliğin yanı sıra kültürel egemenliği de hedefliyordu. Miraslarının ihtişamıyla uyanan ve Batı yörüngesinden kararlı bir şekilde çıkan İslam uluslarının hayaleti, İran modelinin yayılmasını önlemek için bir ‘çevreleme’ stratejisi başlatan yeni sömürgecileri dehşete düşürdü."
Komite başkanı "Ön hatlardaki yerleşimciler hiç alarm sireni duymuyorlar; daha doğrusu önce patlamayı sonra alarm sirenlerini duyuyorlar" diyor ve ekliyor: "Hizbullah yaklaşık 8 kilometre uzaklıktaki Biranit kışlasını sürekli bombalıyor, bu nedenle üsse yapılan her saldırı bizi [kuzeydeki yerleşimcileri] çılgına çeviriyor."
"Anlamak ve düşünmek, esasında bir fiil ve faaliyettir. Kısacası bir yaratım… Siz düşündüğünüzde, aynı zamanda yaratırsınız da… Burada kesinlikle taklidî bir düşünce ve anlayıştan söz etmiyorum."
Zuhurun şiddetli oluşu, gizliliğin sebebidir. İkincisi ise kurbunun (yakınlığın) şiddetidir. Bu iki şey O’nun perdesiz bir şekilde gizlenmesine sebep olmaktadır. Bu iki durumu örneklerle açıklayacak olursak: Gözleriniz her şeyi görüyor öyle değil mi? Peki, gözleriniz ayna olmaksızın, kendi kendini de görebiliyor mu?
En büyük istidat insana ait iken, diğer taraftan sonsuz (ya da en büyük) fiiliyet de, Hakk Tebârek ve Teâlâ’ya aittir. Dolayısıyla Mutlak Kemâl olan Hakk’ın kâmil ifâzesi (feyz verişi) nereye nazil olur? Mutlak istidada, yani insân-ı kâmile… Mutlak istidat kime aitti? Nasıl ki Hakk Teâlâ mutlak fiiliyet ise, insan da mutlak istidattır. İnsân-ı kâmil kimdir? Hz. Hatmî Mertebet (s.a.a.)