Dünya kapitalist krizinin daha önceki dönemlerinde hegemonik düzenin çöküşüne siyasi istikrarsızlık, yoğun sınıfsal ve toplumsal mücadeleler, savaşlar ve yerleşik uluslararası sistemdeki kırılmalar damgasını vurmuştu. İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcının 1936-39 İspanya İç Savaşı ve onun sonucu olan faşist diktatörlük olduğunu hatırlayalım. Filistin'de tehlikede olan küresel geleceğimizdir.
Süleymani suikastından bir buçuk yıldan fazla bir süre sonra, Direniş Ekseni içindeki kaynaklar The Cradle'a Nasrallah'ın Süleymani'den kalan pek çok bölgesel dosyanın fiili varisi olduğunu söylüyor. Bunların hiçbiri, Süleymani'nin Kudüs Gücü’ndeki halefi ve Nasrallah’ın rolünü tamamlayan İsmail Kaani'nin yetkinliği hakkında herhangi bir olumsuz ima içermiyor.
Siyasi pusulaları Suudi destekli "âlimler" tarafından belirlenen Selefi eğilimli Müslüman çevreler, Washington’un Uygur yemini yutmuş görünüyor. Pekin'in NATO'nun tuzağına düşmekten kaçınmasının tek yolu, Uygur Müslümanlarına karşı uyguladığı...
İran-Çin paktının nihai detayları ne olursa olsun, anlaşma, çok kutuplu bir dünya düzeninin ortaya çıkmasında atılmış bir başka önemli adımdır. 50 yıldır ilk kez bir Müslüman devlet, böylesi bir büyük değişimde önemli bir rol oynuyor ve en önemlisi, yeni küresel siyasi mimarideki bu özgün rolünü kendisi çiziyor.
Örneğin, süper yat Serene’yi Rus bir votka kodamanından 429 milyon avroya (500 milyon dolar - gerçek fiyatın iki katı) ve Fransa'da Versailles yakınlarındaki 14. Louis Şatosu’nu 300 milyon dolara satın aldı. Leonardo da Vinci’nin tablosu Salvator Mundi'ye 450 milyon dolar verdi.
Begin Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından yayınlanan çalışmada, BAE ile İsrail arasındaki barış anlaşmasının Ortadoğu'daki stratejik ittifakları değiştirmeyi amaçladığı değerlendirmesinde bulundu. Aynı zamanda söz konusu anlaşmanın, “İran ve Şii hilali” karşısında konumlanan Sünni Arap ve İsrail blokunu resmileştirdiğini ifade etti.
Suudi liderliğinin çok yanlış bir zamanlamada fitilini ateşe verdiği bu petrol savaşı, OPEC’in yıkılmasına ve petrol için neredeyse adil fiyatları koruyan küresel bir kuruluş olarak tarihe gömülmesine yol açacaktır. Bu krizin en büyük zarar gören tarafı kuşkusuz Suudi Arabistan Krallığı olacaktır. Çünkü ilk olarak liderlik rolünü daha sonra ise petrol gelirlerinin çoğunu kaybedecektir.