Murray Bookchin anarşist komünite için aziz gibi bir şeydir. Sosyal ekoloji, özgürlükçü belediyecilik ve komünalizm olarak kavramsallaştırdığı fikirleri, kendisini solcu olarak tanımlayan çok sayıda insan üzerinde kalıcı etki yaratmıştır. Bununla beraber çok da dillendirilmeyen bir şey var ki, o da, Bookchin’in birçok anarşist ve liberteryen sosyalist gibi emperyalizm karşısında hoşgörülü bir mahcubiyet içinde olmasıdır.
Radikal Selefilik ve Cihadçılığı ekip büyüterek meyvelerini devşirmek için kaynak harcayan aynı Batılı güçler şu sıralarda çok özenle korunan seralarında genetiği ile oynanmış Sufilik yetiştiriyorlar.
Bu hareketlerin nihai hedefi, Direniş Cephesinin büyük bir basamağını ve İkinci Dünya Savaşı’nın galibi emperyalist güçler tarafından dayatılan politik mimariden bağımsızlığın modeli İran İslam Cumhuriyeti’ni zayıflatmak ve çökertmekti.
Günümüzün dramasında kötü çocuklar ABD-İsrail-Suudiler iken, karşılarındaki tek güvenilir barışçıl aktör İran’dır. 1930’lu yıllarda algılanan tehdit, Avrupa’ya musallat olan “komünizm hayaleti” idi, şimdi ise yegane anti-emperyalist Müslüman devlet olan İran’a indirgenmiş halde. O dönemde Sovyetler Birliği barış yanlısı olduğu halde, terörizm ve komünizm eşit görülürdü.
İran halkı ve onun dünya çapındaki dostları ve destekçileri bu ay İslam Devrimi’nin bir yıldönümünü daha kutlarken, bu devrimin kazanımları üzerine düşünmek faydalı olacaktır. 40. yılına giren İslam Devrimi’nin ve onun meyvesi olan İslam Cumhuriyeti’nin dinmek bilmeyen düşmanlıklar arasında hayatta kalmış olması kendi başına büyük bir başarıdır.
Trump yönetiminin Kudüs kararını ilanından birkaç saat önce FHKC üyesi Leyla Halid ile Kudüs’ü ve bölgedeki son gelişmeleri konuştuk.
İsrail’in ilk başbakanı David Ben Gurion, nadir görülen bir açık sözlülük anında, Arap rejimlerin İsrail’in ilk savunma hattı olduğunu söyleyivermişti. Bu doğru olsa da, Arap yöneticiler bu gerçeği yakın zamanlara kadar kendi halklarından ve geniş Müslüman ümmetinden hep gizlemeye çalıştı. Ancak bir yandan Müslümanlara karşı olan ihanetlerini gizleyememeleri diğer yandan da emperyalizme ve Siyonizm’e topyekün itaatleri nedeniyle, bu gerçek şimdi açığa çıkıveriyor.