İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (12): Manevî Zevk; Tabiat ve Maneviyat

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (12): Manevî Zevk; Tabiat ve Maneviyat

"Anlamak ve düşünmek, esasında bir fiil ve faaliyettir. Kısacası bir yaratım… Siz düşündüğünüzde, aynı zamanda yaratırsınız da… Burada kesinlikle taklidî bir düşünce ve anlayıştan söz etmiyorum."

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (11): O’nunla mahlûkatı arasında mahlûkatından başka engel yoktur / Allah zâhir, âlem gizlidir

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (11): O’nunla mahlûkatı arasında mahlûkatından başka engel yoktur / Allah zâhir, âlem gizlidir

Zuhurun şiddetli oluşu, gizliliğin sebebidir. İkincisi ise kurbunun (yakınlığın) şiddetidir. Bu iki şey O’nun perdesiz bir şekilde gizlenmesine sebep olmaktadır. Bu iki durumu örneklerle açıklayacak olursak: Gözleriniz her şeyi görüyor öyle değil mi? Peki, gözleriniz ayna olmaksızın, kendi kendini de görebiliyor mu?

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (10): Hâlık ile Mahlûk Arasındaki İlişki; Âlemi Hakk’ın Aynasında Görüyoruz

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (10): Hâlık ile Mahlûk Arasındaki İlişki; Âlemi Hakk’ın Aynasında Görüyoruz

Allah’ı kavramlarla değil, zâtımız ve fıtratımızla bulduğumuzdan, âlemi de O’nun nurunun ışığında görmeye başlarız. Eğer Hakk’ın nuru olmasaydı, âlemi göremezdik. “Allah göklerin ve yerin nurudur.”

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (7): Cedel ve Münâzara Âdâbı, En Güzel Şekilde Mücadele Etmek (Cedel-i Ahsen)

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (7): Cedel ve Münâzara Âdâbı, En Güzel Şekilde Mücadele Etmek (Cedel-i Ahsen)

Örneğin göz, kulak münfail olurlar (etkilenirler). Ancak buradaki büyük dilemma şudur: İdrak, infial (etkilenme) değil, fiildir. Fiil olmadıkça, idrak de oluşmaz. İnfial esasında idrak değildir. İdrakin kendi zâtı, fiildir. Bu fiil de nefs-i natıkaya aittir. Nefs ile beden arasındaki fark, burada ortaya çıkmaktadır.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (5): Feyz-i Kâşânî’de Ontoloji ve “Bilgi” Mekanizması

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (5): Feyz-i Kâşânî’de Ontoloji ve “Bilgi” Mekanizması

Yani gerçekte o, her şeyi ve her yeri o kadar kaplamıştır ki, bu onu görmenize bir engel teşkil eder. Peki, vücûdu görememem onun sadece gizlenmiş olmasından dolayı mıdır? Hayır. Burada da bazıları, onu gizli olduğu için göremediğimizi varsayar. Oysa durum bunun tam tersidir. O, bunca aşikâr olduğu için onu göremeyiz.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (4): Hakk Kendisiyle Var Olan Varlığın Kendisidir

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (4): Hakk Kendisiyle Var Olan Varlığın Kendisidir

Burada gözleriniz “görme” görevini yerine getirmiştir, evet. Fakat o, gördüğünün sandalye olduğunu bilmemektedir. Gözün ardında, onun sandalye olduğuna hükmettiren bir şey var. İşte o, akıldır. Akıl, tüm duyuların ötesindedir. Eğer gözlerin ardındaki akıl olmasaydı, göz sadece görmüş olacaktı. Göz sadece görür, anlamları (me‘ânî) idrak etmez.