Bu proje aynı zamanda Amerika'nın Çin'e meydan okuma ve dünya çapındaki planlarını engelleme çabalarının da zirvesini oluşturuyor. Washington bu koridorun inşasıyla, özellikle de Çin'e karşı nüfuz alanlarını korumayı amaçlayan hedeflerine ulaşmayı amaçlıyor. Ayrıca Washington bu plan aracılığıyla İsrail rejimini Arap bölgesine entegre etmeyi ve Hindistan'ın Çin karşısındaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.
Talepler, mevcut hükümetin koşulsuz istifasına ek olarak, Rusya ile tüm bağları koparacak ve Kazakistan'ı EAEU'dan çıkaracak bir geçici hükümetin kurulmasını da içeriyordu. Bu nedenle Kazakistan'daki mevcut isyan, Ukrayna’yı Washington'un yörüngesine yerleştiren “turuncu devrim” ve Belarus rejimini istikrarsızlaştırmaya yönelik son girişimlerle açık bir paralellik gösteriyor.
Birisi bana Florida'daki bir Burger King'de kendisine "Üzgünüm, patates kızartması siparişi alamıyoruz. Çünkü patatesimiz yok ” dendiğini söyledi. Düşünebiliyor musunuz? Amerika'da patates kızartması bulunamıyor.
Bu genç savaşçılar, İsrail özel kuvvetleri tarafından kullanılan M-16'ları veya Carlo ve Tavor saldırı tüfeklerini nasıl elde ediyor? The Cradle, Cenin'den diğer Batı Şeria şehirlerine kadar, bazı cevapları olan bir dizi Filistinliye ulaştı.
Pompeo’nun ziyaretinin açıklanmayan hedefiyse, İsrail ve Amerika’nın yaklaşık bir senedir hazırlandığı ancak İşgal Devletindeki siyasi kriz yüzünden ertelenen stratejilerini pekiştirmektir. Yani, gelecek Kasım ayında yapılacak olan Amerikan Başkanlık seçimleri öncesinde ABD ile İsrail; Direniş Ekseni, Suriye, İran ve Hizbullah’a karşı ortak bir saldırı gerçekleştirebilir.
Suudi Arabistanlı üst düzey yetkililerin “eğip bükmeden” şeffaf bir şekilde halklarına tüm gerçekleri anlattıkları çok nadir görülür. Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan’ın geçtiğimiz akşam el-Arabiya televizyon kanalına ülkenin mali ve ekonomik durumuyla ilgili verdiği röportaj da bu eşine az rastlanır örneklerden biri oldu.
Uluslararası Para Fonu (IMF) birkaç ay önce küresel petrolün 2034 yılında biteceği ve Körfez ülkelerinin çoğunun iflas ile yüz yüze geleceği, bu sebeple krediye başvurmak zorunda kalacakları, bütçe açığını kapatmak için vatandaşlarına yüksek vergiler dayatacakları ve kamu giderlerini minimum seviyeye düşüreceklerini öngörmüştü.