Şehid Basil el-Arac’ın Aksa Tufanı Operasyonu’na ışık tutan gerilla savaşı notları

Şehid Basil el-Arac’ın Aksa Tufanı Operasyonu’na ışık tutan gerilla savaşı notları

"Filistin Direnişi, Arapların ve Müslümanların Afganistan, Irak, Lübnan ve Gazze'deki deneyimleriyle ustalaştıkları gerilla savaşı ya da hibrit savaş mantığına dayanan stratejileri izleyen oluşumlardan müteşekkildir. Bu savaş asla konvansiyonel savaş mantığına ve sabit noktalar ile sınırların savunulmasına dayanmaz; tam tersine düşmanı pusuya düşürürsünüz."

Ramazan ayı yaklaşırken, Hizbullah ile İsrail arasındaki topyekûn savaş riski artıyor

Ramazan ayı yaklaşırken, Hizbullah ile İsrail arasındaki topyekûn savaş riski artıyor

The Cradle'a konuşan Lübnan'daki Direniş Ekseni'ne yakın kaynaklar, önümüzdeki iki haftanın, özellikle de İsrail'in Ramazan ayında askeri saldırılarını yoğunlaştırması ve Filistinlileri Refah'tan çıkarma planlarını ilerletmesi halinde, feci bir tırmanış potansiyeli taşıdığını söyledi.

ÖZEL: İsrail’in yok oluşu iki aşamada gerçekleşecek / İran İslam Devrimi’nin zaferiyle Ahir Zaman Savaşı hız kazandı

ÖZEL: İsrail’in yok oluşu iki aşamada gerçekleşecek / İran İslam Devrimi’nin zaferiyle Ahir Zaman Savaşı hız kazandı

Medeniyet Tarihi ve Mehdevî Devlet kitabının yazarı Muhammed Hâdî Hümayun, İsra Sûresi’ndeki ayetlere göre “İsrail” Yahudilerinin iki merhalede yıkıma uğrayacağına ve Siyonistleri içeriden yıkılmaya sevk edenin Direniş Ekseni olduğuna inanıyor.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (15): İnsanın bâtın ve ruhundaki hayatı

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (15): İnsanın bâtın ve ruhundaki hayatı

'Geceyi gündüze, gündüzü de geceye katarsın.' Gece gündüzün, gündüz de gecenin bağrında yer alıyor. Bu diyalektikten ilk söz eden, Herakleitos idi. Günümüzde de diyalektikten söz eden pek çok düşünür var. Özellikle Hegel ve sonrası dönemde… Hegel, zamansal diyalektiği dikkate alırken, Marx bunu toplumsallaştırmış, ona materyalist ve tarihsel bir boyut kazandırmıştır. Bir de tevhidî bir diyalektik var ki, biraz önceki âyet, bunun bir örneğiydi aslında.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (14): Akıl ve Kalp arasında vahdet ilişkisi vardır / Kalp, Aklın zuhurudur

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (14): Akıl ve Kalp arasında vahdet ilişkisi vardır / Kalp, Aklın zuhurudur

Akıl ile kalbin ilişkisi, vahdet ilişkisidir. Kalp, aklın zuhurudur. Akıl kalbe indiğinde, kalp duygu, sevgi, akıl gibi tüm insanî kuvvelerin merkezi olur. Tüm bu algısal kuvvelerin başında akıl gelir. Diğer duyu organlarının tüm verilerini, akıl kontrol altına alır. Bunların hepsinin toplamı kalbi oluşturur.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (13): Mutlak ve Mukayyed

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (13): Mutlak ve Mukayyed

Bazıları, Allah’a mutlak tenzih makamı atfediyor ve O’nu, yarattıklarıyla (âlem, insan vd.) ilişkisi olmayan bir Tanrı olarak tasavvur ediyorlar. [Deistler; M.Ş.] Allah’a karşı yaklaşımımız ne mutlak tenzih ne de mutlak teşbih olmalıdır. O, tüm varlıklarla ilişkilidir. O’nun ilişkili olmadığı bir şey var mı? O’nun bir hücreyle ve küçücük bir sinekle bile ilişkili olduğuna inanıyoruz da, insan ile ilişkisini mi mümkün görmüyoruz?