Âriflerin dediği gibi bahsedilen makam kemâle yolculuktaki hâtemiyet makamıdır. Hz. Ali (a.s.) da bu makamda Resûlullah’ın (s.a.a.) ortağıdır. Hâtemü’l-Enbiyâ denince kastımız seyr-i ilallah’ın bütün mertebelerini sonlandırmaktır. Yoksa zamansal olarak peygamberlerin sonuncusu olmak değildir.
Hasan Sivri, Beyrut'a giderek Medya Şafak için Hizbullah'a yakın stratejist Dr. Enis Nakkaş ile son gelişmeleri ele aldıkları bir röportaj yaptı. Bu önemli röportajı iki bölüm halinde yayınlıyoruz... İlk bölümde Rusya'nın geri çekilmesi, Suriye'de federasyon ilanı, bunun yansımaları ve federasyonun hangi şartlar altında tüm bölge için seçenek olabileceği konularına ağırlık veriliyor...
Sefir gazetesinden Halil Harb ise şöyle diyor: "Hizbullah Kalamun, Kusayr ve Humus bölgelerinde elde ettiği zaferlerle kendisine ilerde İsrail ile gerçekleştireceği bir çatışma için stratejik bir derinlik yaratmış oldu. Bu durum Direniş Eksenine sahada daha geniş seçenekler sunacak."
Filistin’den Lübnan’a, oradan Suriye’ye ve İran’a kadar uzanan bir cephenin ayrılmazlığını kanıtlamıştır. Yanıt, sadece Kuneytra’daki Hizbullah şehitlerinin intikamı değildi, aynı zamanda İranlı generalin ve Suriye Ordusu’ndaki bazı subay ve askerlerin intikamıydı. İşte İsrail’in şu anda ihtiyatla izlemesi gereken şey tam olarak budur. İran, sınırlarındadır.
Selefiler, İhvan ve Suudi rejimi arasındaki karmaşık ilişkilerin ve çatışmaların tarihsel seyrini ele alan önemli bir analiz...
Türkiye ve Katar, Esad ile yakınlaşıp onu İsrail ile barışçıl bir çözüme çekmek üzere görev üstlendiler. Hatırlarsanız arabulucu Türkiye idi. Katar Emiri Şam'a gidip gelip ''Suriye'yi sana İsviçre gibi yapacağım, oteller, şunlar bunlar'' diyordu. Bir ara bana da benzer şeyler dediler. Gün gelir o ilişkileri söyleriz ama Katar Emiri bana ''Suriye yönetimini ikna edin, acele davransınlar, bir şeylerin doğru yürümesini istiyorsak İsrail ile barış olması gerekiyor'' dedi.
Hem Ukrayna hem de Tayland’da süregiden protestolar, hükümet binalarına saldırma ve buraları ele geçirme girişimlerine sahne oldu. Her iki örnekte de protestocular, kendi ülkelerindeki hükümetlerin devrilmesi amaçlanıyor. Ancak Batı, bunlardan birini soylu bulurken, diğerini bulmuyor.