Ağustos 2021'de Herzliya Uluslararası Terörle Mücadele Enstitüsü bir raporunda, El-Nuceba'nın “İsrail'in güvenliği ve bekası açısından Golan bölgesinin stratejik önemi” başlıklı bir kitap yayınlamasının, hareketin gelecekteki İsrail karşıtı savaşa katılma kararlılığının bir işareti olduğunu öne sürmüştü.
"İsrail" ekonomi gazetesi Calcalist, "F-16'ların, Apache helikopterlerinin ve Demir Kubbe füzelerinin Lübnan'dan İsrail'e sızan bir insansız hava aracını engelleyemediğini" doğruladı.
Siyonist rejime bağlı güvenlik enstitüsü Alma, İran’ın Suriye’nin doğusunda füze yığınağı yaptığını ve burayı kendi ürettiği uçaksavar sistemleriyle tahkim ettiğini iddia eden bir analiz yayımladı. İşte o analiz:
Üst düzey bir Direniş Ekseni güvenlik yetkilisi The Cradle'a, Direniş’in İran Kudüs Gücü Generali Kasım Süleymani ve Irak'ın Haşdi Şabi Komutan Yardımcısı Ebu Mühendis'in suikastlarına misilleme olarak bir Amerikalı ve bir de İsrailli komutanı öldürdüğünü söyledi.
ŞİÖ üyeliğinin örtük siyasi ve güvenlik faydaları da önemlidir. İran, ihracat pazarlarını çeşitlendirmek için geniş ve büyük nüfuslu Avrasya bölgesine daha iyi erişim sağlayabilecek, ancak daha da önemlisi, ŞİÖ de ilk kez Batı Asya'ya giriş yapacak. Karayla çevrili Orta Asya’nın ŞİÖ üyeleri de böylece İran'ın limanları ve su yollarına ulaşabilecekler.
“ABD istihbarat kaynaklarının bildirdiğine göre, üst düzey bir İsrail güvenlik yetkilisi, Libya Ulusal Ordusu komutanı Tümgeneral Halife Hafter'in oğlu Albay Saddam Hafter'in konuğu olarak Ağustos ayının son haftasında Trablus'a gizli bir ziyarette bulundu."
İkisi de suda şehid olmuştular ve su bedenlerini aynı noktaya getirmişti. Çok şaşırtıcı bir durumdu. Hüseyin'e “Bunu nasıl bildin?” diye sordum. Bana, “Önceki gece rüyamda Ekber Musayipur’u gördüm, bana esir alınmadıklarını ve şehid edildiklerini söyledi” dedi. “Yarın bu saatte döneceğim ve Sadıki de ertesi gün dönecek ” dedi diye de devam etti.