Hamas'ın Lübnan temsilcisi Ahmed Abdülhadi şu önemli bilgiyi vermişti: "Tünel fikri iki kişiden geldi. Birincisi şehit komutan İmad Muğniye, ikincisi ise Hacı Kasım Süleymani. General Süleymani Gazze'ye birden fazla kez gitti ve en başından beri Gazze'nin savunma stratejisinin geliştirilmesinde yer aldı."
Fârâbî’nin Uyûnu’l-Mesâil’ini okuyan William James, “Ben bu kitaba gelecekte de erişebilmeliyim” demiştir. James, psikoloji (ilmu’n-nefs) alanında oldukça yetkinleştiğinden, ruhun mertebelerinin ele alındığı bu kitap hakkında az önce aktardığım cümleyi söylemiştir. Ki Fârâbî bunu hicrî III. yüzyılda yazmıştır.
Rusların çıkmaza girdiklerine inanmak yanıltıcıdır, çünkü Moskova, Donbass'ın Rusça konuşan nüfusu arasındaki yan kayıpları sınırlamak istiyor. Amerikalılar “halı bombardımanları” yapıp sonra da hayatta kalanları sayarken, Ruslar yavaş yavaş ilerleyerek sivil kayıpları sınırlandırıyorlar. Ama her gün de ilerliyorlar.
Avrupa'nın önde gelen sanayi gücü olan Almanya, gazının yüzde 40'ından fazlasını Rusya'dan ithal ettiği için en ciddi şekilde etkileniyor. Rus gaz akışının azalması sonucunda Alman şehirleri, enerji tasarrufu için geceleri resmi binaların ışıklarını kapatmak zorunda kaldı. Hanover, ışıkları kapatan ilk Alman şehri oldu. Bunu başkent Berlin, Münih ve Aşağı Saksonya izledi. Uzun yaz günlerinde bu tolere edilebilir ancak kış yaklaştığında durum daha vahim hale gelecek.
2012'nin sonunda Arap ülkelerinden büyük bir heyet bizi ziyarete gelerek Tel Aviv'i vurduğumuz için bizi tebrik ettiler. Onlara ‘Tel Aviv'i bize verdiğiniz kuponlarınızla vurmadık. Bize okul çantaları, kalem, silgi, defter ve kutularca geometri aletleri gönderiyorsunuz. Bize pilav ve etli yemek sepetleri de gönderiyorsunuz tamam ama bizim meselemiz bu değil!’ dedik.”
Siyonistler artık güvenli bir yer bulamayacaklar. Şehit Raad Hazem, "İsrail" varlığının ölümünün, ekonomisinin ve kuruluş noktasının kalbinden, kameraların yanı sıra güvenlik ve operasyon merkezleriyle güçlendirilmiş bir kale konumundaki Dizengoff’tan olacağını göstermiştir.
Eldeki kanıtlar ve bütün işaretler kuşku götürmeyecek bir tarzda onların şûrâya inanmadıklarına delalet etmektedir. Çünkü Ebû Bekir, hastalığı ağırlaşıp da ölüm döşeğine düştüğü esnada Ömer’i veliaht tayin edip ümmetin başına atadı. Bu metodu takip eden Ömer’in kendisi dahi aralarından birisini seçmeleri için altı kişilik şûrâyı atamış ve şöyle demiştir: “Eğer Sâlim hayatta olsaydı şûrâ teşkil etmezdim.”