"İran İslam Devrimi, siyasi, ekonomik ve askeri egemenliğin yanı sıra kültürel egemenliği de hedefliyordu. Miraslarının ihtişamıyla uyanan ve Batı yörüngesinden kararlı bir şekilde çıkan İslam uluslarının hayaleti, İran modelinin yayılmasını önlemek için bir ‘çevreleme’ stratejisi başlatan yeni sömürgecileri dehşete düşürdü."
"Öğrendiğime göre Seyyid Sistani, Şiiler Hıristiyanları savunurken binlerce kişiyi kaybettiğinde Vatikan'ın sessiz kalmasını ve Papa'nın tüm bunlar için herhangi bir atıfta bulunmayıp açıktan bir bildiri bile yayımlamamasını takdir etmemektedir."
Sandalyeye oturduğunda 20 yıldır basına röportaj vermediğini söyledi. Kabaca bir hesaplamayla kendisine Kudüs Ordusu komutanlığının tevdi edilmesinden bu yana… Fakat söyleşinin konusu bu kez Hacı Kasım’ın bize olumlu yanıt vermesine neden oluyor: 33 Gün Savaşı. Konu Hacı Rıdvan’a gelince yavaş yavaş sesinin rengi değişiyor...
İsrail Medya Kurumu “Kan”a göre Beyrut’taki Batılı diplomatik kaynaklar Okaz gazetesine yaptıkları açıklamada, tüm verilerin ve raporların Lübnanlı parti ile İsrail arasında bu yaz bir savaş çıkması ihtimalini gösterdiğini söylediler.
Devrim Lideri Seyyid Ali Hamanei, Kasım Süleymani ve Ebu Mühendis suikastının cezasının ABD’nin Batı Asya’dan çıkışı olduğunu söylediğinde, bu durum, bedeli ne olursa olsun Amerika’nın bölgeden çıkarılması kararının çoktan verildiği anlamına geliyordu.
İran’ın geleneksel ibrik üretmekle sınırlı sanayisinden devasa bir üretim endüstrisine geçişi, 1979 yılı Şubat ayında doğan Devrim’in ilk adımlarından biriydi. Bu üretim, İran’ın dengeli ve öznel yeteneklerini artırdı ve insanlığa hizmet eden en önemli ülkeler arasına girmesini sağladı.
Öte yandan el-Omer petrol sahasındaki Suudi askeri gücünün ve petrol operasyonunun, ABD ordusu ve uçakları ile Suriye Demokratik Güçleri (SDF) tarafından korunduğu da kaydedildi.