Yahudi-Hıristiyan dünyası diye bir şey yok, bu mantıklı değil. Aksine İslam dünyası mevcuttur ve bu dünyada Gelenek (Tradisyon) hâlâ güçlüdür. Açıkça ortada ki Müslümanlar Yahudi-Hıristiyanlara değil, şeytani kültüre, Deccal’e karşı çıkıyorlar.
“Özgür” Batı dünyasının lideri ve NATO’daki Avrupa ülkelerinin ortağı olan ABD, bu müttefiklerine yardım etmek için tek bir tıbbi konteyner bile göndermedi. Yardım etmek şöyle dursun, vatandaşlarının yüzüne kapılarını kapatarak, Avrupa ile tüm uçuşları durdurarak kendini izole etti ve bir Alman şirketinin aşı çalışmalarını kendi tekeline almaya çalışarak işi daha da ileriye götürdü.
Evet, kralın ve çevresindeki %1’lik kesimin haksız kazanılmış mülkiyetine el koymak şüphesiz ki İran’ın demokratik seçimiydi. İran, bunu yapan çok az ülkeden biri, ama ilk ülke değil. Ekonomik düşünce olarak sağcı Reuters, elbette bu uygulamanın gerçekleştiği her duruma karşı.
Al-Mayadeen TV, İran İslam Cumhuriyeti Nizamın Maslahatını Teşhis Konseyi Sekreteri ve Eski Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhsin Rızai ile bir röportaj gerçekleştirdi.
“Amerikalılar bir uçak gemilerinde 60-70 uçak olduğunu söylüyorlar. Her neyse, bizi uçak gemileriyle korkutmaya çalışıyorlar, fakat gemilerinin büyüklüğü onu bizim için sadece kolay bir hedef yapar. Bu gemiden kaç tane uçak kalkacak? Biz o uçak gemisini 7000 mürettebatıyla batıracağız."
Velhasılıkelam, hakiki özgürlük ve bağımsızlık için meydan okuyuş olduğu yerde durmakta. 40 yıl önce Ortadoğu’nun dinamiklerini değiştirip yeni bir dünya düzeni sahnesini hazırlayan İslam Devrimi’nin, çağdaş tarih için bir dönüm noktası olduğundan şüphe etmek zordur.
İyi bağlantılara sahip kaynaklara göre, İsrail jetleri -hedefi yok etmeden önce- Hizbullah misillemesi korkusundan can kaybını önlemek için hedef aldığı araçların önüne uyarı füzeleri fırlatıyordu.