"Burkan 10 km'ye kadar menzile sahip olup 100 kg ile 500 kg arasında değişebilen ağırlığa sahip patlayıcı başlığıyla dikkat çekiyor. Roket, çarpma noktasından itibaren 150 metrelik bir yarıçap içerisinde geniş çaplı bir yıkıma neden olabiliyor. 2016’da Hizbullah'ın elinde yüzlerce Burkan roketi bulunuyordu ve her bir roketin maliyeti de 300 ila 400 dolar arasında değişiyordu. Etkisi büyük, fiyatı ucuz bir silah. Bugün Hizbullah'ın cephaneliğinde bu tür roketlerden muhtemelen binlercesinin bulunduğunu tahmin ediyoruz."
Öte yandan Arap ilişkileri uzmanı Yoni Ben Menachem ise şu tweet’i attı: "İsrail istihbaratı Hizbullah'ın yanıtı karşısında bir kez daha şok oldu. Caydırıcılık aşındı ve durum Hizbullah ve İran'a karşı sert bir yanıt gerektiriyor, ancak hiçbir şey olmuyor. Ne kadar utanç verici!"
Siyonist rejim resmi olarak ilk kez, Hizbullah’ın elindeki hassas isabetli füzelerin kendileri için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu itiraf etti.
Gündüz tesisatçılık yapan Osman akşamları Hizbullah'ın mezhepsel olmayan askeri kanadı Saraya el-Mukaveme (Direniş Tugayları) savaşçısı. Dini -ya da dinsizliği- onları Hizbullah’a katılmaktan alıkoyanlar için Hizbullah’ın hal çaresi, Sünni, Şii vs. Lübnanlı savaşçıların İsrail ve Suriye’de ortak düşmanlarla mücadele etmesi için Saraya’nın kurulması oldu.
Habersiz olduğumuz son konu, yakın zamanda Hizbullah’ın askeri medyasında yayımlanan ve “Görev tamamlandı” diyen videoda ortaya çıktı. Burada hassas güdümlü füzelere atıfta bulunulmadığı açıktır, zira Seyyid Hasan Nasrallah zaten kamuoyuna açıkça “Evet, işgal altındaki Filistin'de herhangi bir İsrail askeri tesisini vuracak kadar hassas güdümlü füzelere sahibiz” demişti.
Şehid Ahmed Kassir, 11 Kasım 1982’de, Güney Lübnan Tire’deki İsrail askeri komuta merkezine patlayıcı yüklenmiş arabasıyla dalarak Hizbullah’ın ilk bombalı şehadet operasyonunu gerçekleştirmişti. Eylem, aralarında subayların da olduğu 76 Siyonist askerin ölümü ve 118’inin de yaralanmasıyla sonuçlanmıştı.
“Hizbullah’ın özelliği, (düşmanda yarattığı) korkusunun önden gitmesidir. Dini sınırlara dikkat etmek başarının temelidir. Saldırı esnasında bir sivile rastlarsak onları korumak zorundayız. Biz silahlı gruplarla savaşıyoruz. Dolayısıyla kadınları, çocukları ve yaşlı insanları öldürmek, onları yaralamak ve onlara vurmak dinen caiz değildir."