"Ey Ali! Seni ancak mümin sever, sana ancak münafık buğzeder" hadisinin incelenmesi (5) (SON)

Said b. Cübeyr’den rivayete göre şöyle demiştir: Arafat’ta İbn Abbâs ile beraberdim. İbn Abbâs ‘‘insanların telbiye getirmelerini niçin duymuyorum’’ dedi. Ben de ‘‘Muâviye’den korktukları için’’ dedim. Bunun üzerine İbn Abbâs çadırından çıkarak "Emret Allah’ım, emrine hazırım’’ diye telbiye getirmeye başladı ve ‘‘Ali’ye kızgınlıkları yüzünden Sünnet’i terk etmişler” diye konuştu.

Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre Hz. Fâtıma'nın makamı ve mazlumiyeti (10) (SON)

Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre Hz. Fâtıma'nın makamı ve mazlumiyeti (10) (SON)

Buradan hareketle akla şu soru geliyor: Zahir ve bâtın ilmi Hz. Peygamber’den (s.a.a.) kime geçmiştir? Şia açısından mesele ve problem çözülmüştür. Çünkü Şia Sekaleyn Hadisi gereği Kur’ân ile Ehl-i Beyt İmamlarının birbirinden ayrılmadığına inanıyor. Kur’ân’ın nasıl ki zahiri varsa bâtını da vardır. Nasıl ki tenzili varsa tevili de bulunmaktadır. Öyleyse Ehl-i Beyt İmamları (a.s.) tenzil ve tevil ilmini atalarından miras almışlardır.

Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre Hz. Fâtıma'nın makamı ve mazlumiyeti (7)

Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre Hz. Fâtıma'nın makamı ve mazlumiyeti (7)

Ehl-i Sünnet’in bu büyük âlimi Âlûsî şöyle der: "Hz. Meryem’in Peygamber olduğu görüşünü kabul etsek dahi bunu söylemek caizdir." Yani sahih ve sarih rivayetler Hz. Meryem’in peygamberlerden biri olduğuna delâlet etse bile Hz. Fâtıma (a.s.), Hz. Meryem’den daha üstündür!

Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre Hz. Fâtıma'nın makamı ve mazlumiyeti (3)

Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre Hz. Fâtıma'nın makamı ve mazlumiyeti (3)

Yani akıl nereye giderse hayâ ve din de onunla gider ve onunla hareket eder. Bundan dolayıdır ki bizim rivayetlerde akıl “kendisiyle Rahman’a ibadet edilen ve cennetlerin kazanıldığı şey” olarak geçmektedir.

Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre Hz. Fâtıma'nın makamı ve mazlumiyeti (2)

Ehl-i Sünnet kaynaklarına göre Hz. Fâtıma'nın makamı ve mazlumiyeti (2)

Bu suçun en alt seviyede, bu mübarek evin ‘‘yakılması tehdidiyle” kaldığını kabul etsek dahi yapılan korkunç bir cürümdür. Bu öyle bir evdi ki Hz. Resûlullah (s.a.a.) eşiğine uğrar, kapısının iki kolunu tutar ve bu hanenin halkına “Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzâb, 33) ilahî buyruğunu okurdu.

Ayetullah Kemal Haydari: Câhiliye Ölümü (5) (SON)

Ayetullah Kemal Haydari: Câhiliye Ölümü (5) (SON)

Âlûsî, Muhammed Sûresi’nin 27-31. âyetlerinin tefsirinde şöyle der: Bana göre Yezid'in buğzu münafıklık alametlerinden daha kuvvetlidir. Ah keşke ilahi rahmetten kovulmuş Yezid hakkında ne söylüyorsunuz, bir bilebilseydim! O, Hz. Ali’ye sevgi mi besliyordu yoksa buğz mu ediyordu? Allah’ın lâneti ona olsun!