Askeri, "Irak İslami Direnişi, Ürdün'deki İslami Direniş’ten mücahit kardeşlerimizi hafif ve orta silahlar, tanksavarlar, taktik füzeler, mühimmat ve tonlarca patlayıcı ile mücehhez 12,000 savaşçının ihtiyacını karşılayacak şekilde donatmak için gerekli ekipmanlarını hazırladı" demişti.
Böylelikle Şehid General Süleymani, müttefik güçler ve hatta ülkeler eliyle düşmanın boynunu sıkıp onu boğabilecek bir füze kordonu inşa etmeyi başarabilmiştir. Şehadetinden önce ise, İşgal Altındaki Toprakların hayati ve stratejik tesislerine ve yerleşim yerlerine aynı anda dört taraftan füzelerin yağacağı an için hazırlanan planı tamamlamıştı.
Çünkü hadis “يضرب رقابكم على الدين / din üzere boyunlarınızı vuracak” şeklindedir. Sizler ise birinci, ikinci ve üçüncü halifenin her şeyi din için yaptıklarını söylüyorsunuz. Madem öyle Hz. Resûlullah (s.a.a.) neden bunu onaylamıyor da onların sorularına ‘‘hayır’’, ‘‘hayır’’, ‘‘hayır’’ cevabını veriyor?
İnsanlığın Resûlü ve bu ümmetin peygamberi Hâtemü’l-Enbiyâ, Hz. Zehrâ (a.s.) hakkında neler buyurmuşlar ve O’na nasıl davranmışlar? Kitabımız el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn’ın da müellifi olan Hâfız Hâkim en-Nîsâbûrî’nin (h. 405) Fadâilü Fâtımeti’z-Zehrâ adlı eseri.
“Cennet ehlinin hanımlarının efendisi” ibaresi Sahihü’l-Buhârî ve diğer hadis mecmualarında geçmektedir. O’nun ilk halifeye biat etmediği de kesin bir şekilde biliniyor.
“Özgür” Batı dünyasının lideri ve NATO’daki Avrupa ülkelerinin ortağı olan ABD, bu müttefiklerine yardım etmek için tek bir tıbbi konteyner bile göndermedi. Yardım etmek şöyle dursun, vatandaşlarının yüzüne kapılarını kapatarak, Avrupa ile tüm uçuşları durdurarak kendini izole etti ve bir Alman şirketinin aşı çalışmalarını kendi tekeline almaya çalışarak işi daha da ileriye götürdü.
Peki kendisini nasıl görüyor? Yani kendisine ait bir tasavvura mı sahiptir? Yani Hak Teâlâ kendisini tasavvur mu ediyor? Bir şeyin tasavvuru o şeyin dışındadır. Bir şeyin tasavvuru o şeyin kendisinden farklıdır. Hak Teâlâ’nın kendisini görmesi, kendi kendindeki huzuru demektir. Bu ise huzurun esasıdır. Gören, görülen ve görmek hep O’dur.