Tahran, Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırılarını İsrail ile daha uzun süreli bir çatışmanın başlangıcı olarak görüyor. Esasen Devrim Muhafızları Ordusu’nun bu uzun savaş etrafında inşa ettiği doktrin İsrail'e uzun bir süre boyunca yavaş yavaş kan kaybettirmeyi amaçlıyor. Devrim Muhafızları’nın üst düzey komutanlarının da belirttiği gibi, ‘Filistin operasyonu Direniş Ekseni'nin İsrail'i yok etme hareketinin başlangıcıdır.'
Çin'in ekonomik ve teknolojik başarısı, çökmekte olan Batılı neoliberal hiper-bireyciliğin körü körüne taklit edilmesinden çok, Komünist Parti ve onun hükmedip yönlendirdiği devlet aygıtı tarafından yukarıdan dayatılan kolektivizm ve ahlaktan kaynaklanmaktadır. Bu kolektivist ahlakın dikkate değer bir örneği, Çin'in hararetli ve bitmez tükenmez yolsuzlukla mücadele kampanyasıdır.
Tahran'ın yeni belirlenen angajman kurallarından öğrenilecek bir şey varsa, o da "İsrail" ile topyekûn bir savaşa girmenin Devrim Muhafızları için hiç sorun olmadığıdır. Biraz sabırla bölgedeki direniş güçlerinin nasıl bir ciddi darbe indireceğini görmek kolay olacaktır. "İsrail", belirli kırmızıçizgileri geçmemesi için defalarca uyarıldı ve öldürdüğü kişilerin mezarları üzerinde dans ederek bu çizgileri sürekli ihlal ediyor.
Bu, gerçek bir savaş. NATO Rusya ile savaş halindedir. Alman hukukçular buna hayır diyebilirler, ancak Batı Ukrayna'yı silahlandırdığında; NATO, Özel Kuvvetleri ile Kiev'deyken (yani İngiliz SAS'ıyla) ve milis vekillerine Rusları öldürmek için silah eğitimi verirken, Rus helikopterini düşüren (Britanya yapımı) Starstreak füzesinin kimin omzundan ateşlendiğinin gerçekte ne önemi var?
Han'ın, ABD'nin ve göreve başladığından beri kendisini bir kez bile aramamış olan Başkan Biden'ın gözündeki günahları çok: yolsuzlukla mücadele; ABD'nin Afganistan işgaline karşı Taliban direnişini desteklemek; Çin ile ilişkilerin güçlendirilmesi; Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınamayı reddetmek; İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için yapılan muazzam baskılara direnmek; İran ve müttefikleriyle ilişkileri geliştirmek; Suudi-BAE koalisyonu bayrağı altında Yemen'e asker göndermeyi reddetmek ve Filistin davasını sesli olarak desteklemek.
Rusya bunu fark edemezse, Rusların entelektüel olarak Batı kadar sıkışıp kaldıkları anlaşılır: Ukrayna'daki çatışma sadece Rusya nefretiyle ilgiliyse, o zaman aynı “Batılı kimlik politikaları dünya görüşüne” yenik düşmüşler, "ırk”ı, politik-ekonomik söylemlerinin temeli kılmışlar demektir. Sınıf savaşı, emperyalizm ve 1979'un [İslam Devrimi] “belki de sosyoekonomik politikalarımızda manevi ahlaka ihtiyacımız vardır?” merceğini göz ardı ediyorlar demektir. Bunların hepsi, 1917-1991 yılları arasında ortaya çıkan ve mevcut Rus liderliğinin reddettiği mercekler.
ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) komutanı General Kenneth F. McKenzie, “ABD, İran'ın nükleer silaha sahip olmasını engellese bile, İran'ın balistik füzeleri ve insansız hava araçları sorununu çözmüş olmayacak” uyarısında bulundu.