Ümeyyeoğulları, Ebû Bekir ve Ömer döneminde valilikler elde ettiler. Benî Hâşim’den ise hiç kimse valilik makamına atanmadı. İşte bu ve benzeri davranışları Benî Ümeyye’nin azı dişlerini keskinleştirdi, onlara kapılar açtı, onların kâselerini doldurdu. Hatta öyle ki Ebû Süfyân b. Harb, Hz. Hamza’nın kabrinin başına gelip şöyle dedi: Senin kendisi için bizimle çarpıştığın şey en sonunda bizim elimize geçti!
İsrail, 2011 yılından beri Suriye sınırları içinde ve üzerinde gelişen yıkıcı çatışmada artan ölçüde provokatif bir rol oynadı. Pek çok gözlemcinin gözünde İsrail politikası oportünizm ve tek taraflı saldırganlık sınırları içinde gidip geliyor. Gerçekte ise İsrail’in çatışmadaki rolü, yalnızca Suriye için değil, bütün bölge için geçerli İngiliz-Amerikan planlarının çok daha geniş ve uzun vadeli şablonuna uyuyor.
"Batı’nın Sünni köktencilerle olan işbirliği hakkında yazmış olan Robert Dreyfus, Batılı kaynakların Baasçıları acımasız katiller olarak şeytanlaştırmak için Hama'daki ölüm rakamlarını kasıtlı olarak abarttığını ve Baasçıların da Müslüman Kardeşler’i yıldırmak için bu yanıltmacanın peşinden gittiğini ileri sürer."
Riyad'un Şii din adamı Şeyh Nimr el-Nimr’i idam etmesi, İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması ve Suriye barış sürecinin canlandırılması beklentileriyle çakışacak şekilde zamanlandı.
Tasnim Haber Ajansı 14 Aralık günü, Nijerya hakkında ve Gine Körfezi’ndeki bu Afrika ülkesinde bulunan Şiileri ortadan kaldırmayı amaçlayan, dışarıdan gelmiş güçlerin girişimleri hakkında bir analiz yayınladı.
ABD’de faaliyet yürüten şirket finansmanlı düşünce kuruluşu Brookings Institution, Haziran 2015’de “Suriye’nin yapısökümü: Konfederal bir ülke için bölgeselleşmiş bir stratejiye doğru” başlıklı bir rapor yayınladı. Suriye’yi bölme, yok etme, istila etme, ardından da uçuşa yasak bölgeleri ve hem ABD hem de İngiliz özel kuvvetlerini kullanarak kademeli olarak işgal etme yönündeki, imzalanıp üzerine tarih atılmış açık komplo, şimdi kendini göstere göstere ilerliyor.
Yakınlarda Bilgi Edinme Özgürlüğü Kanunu çerçevesinde yayınlanan Ağustos 2012 tarihli ABD Savunma Bakanlığı İstihbaratı’nın 7 sayfalık bir belgesi, Suriye Muhalefeti’nin “açık ve net bir şekilde mezhepçi biz çizgide ilerlediği” ve “Selefilerin, Müslüman Kardeşler ve Irak El Kaidesi’nin Suriye’deki isyanın en büyük aktörleri oldukları” yönünde bilgiler veriyor.