New York Times'ın (NYT) yakın zamanda yaptığı bir araştırmaya göre İran, işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistin direnişine işgalci İsrail güçlerine karşı koymaları için silah ve mühimmat sağlamak amacıyla en az iki yıldır gizli bir kaçakçılık operasyonu yürütüyor.
İsrail rejiminin aslında neyin yaklaşmakta olduğunu bildiği fikri, Siyonistlere her şeye kadirlik ve mükemmellik sıfatı atfetmekten başka bir şey değil ki böyle olmadıkları da zaten açığa çıktı.
Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki askeri kanadının lideri Muhammed Dayf'ın yaklaşık iki yıl önceki Kudüs Kılıcı Operasyonu’ndan beri niçin ortalarda gözükmediğini artık biliyoruz. Meğer karşı saldırının plan ve hazırlıklarıyla meşgulmüş. Cumartesi günü, sözcüsü Ebu-Ubeyde ile birlikte ortaya çıkarak bunu ifşa etti.
Belçika kralı bunu yapmak istemeyerek, haksız kazançlarını harcamak için muazzam bir dizi bayındırlık işine girişti ve modern Brüksel'i yarattı. Şimdi AB ve NATO burada toplanıyor ve insanlık tarihinin en acımasız zulüm örneklerinden bazılarının kazançlarıyla çevrelenmişken, evrensel insan hakları konusunda küstahça nutuklar atıyorlar.
Ayta El-Şaab'daki savaşı özetlemek için kahramanlık kelimesini kullanmak yeterli değildir. BMMYK raporuna göre, köy ve çevresinde binlerce askerden oluşan yaklaşık 5 piyade tugayı bulunduran İsrailliler, kasabadaki binaların %90'ından fazlasını yok ettikten sonra, İsraillilerin kendilerinin de itiraf ettiği gibi, yaklaşık 80 direniş savaşçısından oluşan kuşatılmış bir birliği yenmeyi başaramamıştı.
Avrupa'nın kuşkusuz yaşayan en büyük siyaset felsefecisi olan Jürgen Habermas, savaş gibi çok önemli bir sosyopolitik olguyu anlamakta sürekli sorun yaşamıştır. Buna rağmen Habermas'ın düşüncesinde, bazı belirsizliklere rağmen olumlu olarak nitelendirebileceğimiz bir evrim gözlemlemek mümkündür. Bu entelektüel yörüngede üç dönüm noktası göze çarpar: Birinci Körfez Savaşı, Irak Savaşı ve son olarak Ukrayna Savaşı.
Siyonist rejim medya kuruluşu The Jerusalem Post'un ismini vermediği Filistinli bir güvenlik kaynağına göre, Filistin İslami Cihad hareketi, işgal altındaki Batı Şeria'da büyüyen direniş gruplarını silahlandırmak ve finanse etmek için İran'dan gelen fonları kullanıyor.