Birinci, ikinci ve üçüncü ciltte tüm bu iddialarınızı ele alıp irdeledim ve bu konularda yanıldığınızı kanıtladım. Siz de bundan sonra kalkıp bütün bu meselelerin ikincil, ayrıntı mesabesinde şeyler olduğunu söylediniz. Her şeyden önce sizin bu meseleleri ikincil ve önemsiz görme hakkınız bulunmuyor. Zira On İki İmam Şiası’na ve temel ilkelerine karşı olumsuz bir tasavvur doğurmak için tüm bu meseleleri ardı ardına toplayıp önümüze döken sizsiniz!
Ümeyyeoğulları, Ebû Bekir ve Ömer döneminde valilikler elde ettiler. Benî Hâşim’den ise hiç kimse valilik makamına atanmadı. İşte bu ve benzeri davranışları Benî Ümeyye’nin azı dişlerini keskinleştirdi, onlara kapılar açtı, onların kâselerini doldurdu. Hatta öyle ki Ebû Süfyân b. Harb, Hz. Hamza’nın kabrinin başına gelip şöyle dedi: Senin kendisi için bizimle çarpıştığın şey en sonunda bizim elimize geçti!
Mizzî’nin (h. 742) Tehzîbü’l-Kemâl adlı eserine bakalım. Mizzî burada Ömer b. Sa’d’ın tercüme-i hâlinde şöyle der: "Ahmed b. Abdullah el-İcli şöyle derdi: Ömer b. Sa’d babasından hadisler rivayet ederdi. İnsanlar da ondan rivayette bulunurdu. Ömer b. Sa’d, Hüseyin’i öldürdü. Tabiî ve sikadır."
Esasında Muâviye Hz. Resûlullah’a (s.a.a.) lanet etmek istiyor, fakat açıktan yapamıyor. Muâviye’nin İmam Ali (a.s.) ve Ehl-i Beyt ile savaşı Allah Resûlü ile yapılan bir savaştır. O, Resûlullah (s.a.a.) ile savaşmaya gücü yetmediğinden Ali ile savaşmıştır.
Muğîre b. Şu’be, Ali b. Ebî Tâlib’e sövdü. Bunun üzerine Zeyd b. Erkam ayağa kalkarak şöyle dedi: Ey Muğîre, Resûlullah’ın (s.a.a.) ölülere sövmeyi yasakladığını bilmiyor musun? Ali ölüp gittiği halde neden O’na sövüyorsun? Bu hadis Müslim’in şartına göre sahihtir.
İmam Ahmed dedi ki: … Ebû Saîd el-Hudrî’den şöyle rivayet edilmiştir: Bizler Ensar’ın münafıklarını Ali’ye buğzetmelerinden tanırdık. Aynı rivayet Fadâilü’s-Sahâbe’nin bir başka yerinde (s. 792) geçer. Rivayet şöyledir: Cabir b. Abdullah’tan şöyle rivayet edilmiştir: Biz Ensar topluluğu münafıklarımızı ancak Ali’ye buğzetmelerinden tanırdık. Bu rivayet Câmiü’t-Tirmizî’de de geçer.
Ahmed b. Hanbel ‘‘Hz. Ali’nin fazileti hakkında rivayet olunan hadisler kadar hiçbir kimsenin hakkında rivayet edilmedi’’ demiştir. İsmail el-Kâdî, Nesâî ve Ebû Ali el-Nîsâbûrî de ‘‘İmam Ali hakkında hasen isnadlar ile rivayet olunan hadisler gibisi hiçbir sahâbe hakkında rivayet edilmemiştir’’ demişlerdir.