İsrail rejimi deniz anlaşmasını onayladı / Netanyahu: Anlaşma, Hizbullah karşısında tarihi bir teslimiyettir

İsrail rejimi deniz anlaşmasını onayladı / Netanyahu: Anlaşma, Hizbullah karşısında tarihi bir teslimiyettir

The Times of Israel’in aktardığına göre muhalefet lideri Benjamin Netanyahu ise yeni deniz sınırı anlaşmasının Hizbullah karşısında "tarihi bir teslimiyet" olduğunu söyledi. Netanyahu, “Bu tarihi bir anlaşma değil, tarihi bir teslimiyettir. Lapid tarafından yapılmış bir tasfiye satışıdır” dedi.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (20-27): Seyyid Murtazâ’ya Göre Gadîr Hadisi’nin Delaleti / Sahâbe ve Gadîr Hadisi / İmam Hüseyin’in Mektubunda Vasiyet

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (20-27): Seyyid Murtazâ’ya Göre Gadîr Hadisi’nin Delaleti / Sahâbe ve Gadîr Hadisi / İmam Hüseyin’in Mektubunda Vasiyet

Ebu’t-Tufayl sahâbenin küçüklerinden olup Mekke’de ikamet etmekteydi. Hz. Peygamber (s.a.a.) vefat ettiğinde sekiz yaşındaydı. Bu bilgiler ışığında İmam Ali’ye biat edildiğinde 33 yaşında olmuş olur. Mekke’de ikamet ettiğinden ve siyasî otoritenin hem bu hadisin hem de Ehl-i Beyt hakkındaki diğer hadislerin rivayetine mani olması yüzünden, o yaşına dek bunu işitmemişti! Onun zihnini tırmalayan şeyin, Gadîr Hadisi’nin İmam Ali’ye (a.s.), Rasulullah’ın ümmet üzerindeki velayeti gibi bir velayet tahsis etmesi oluşunda herhangi bir kuşku yoktur.

ÖZEL: Etan Kohlberg’in İmâmiyye Şiîliğinin Kaynaklarını Kullanımındaki Yönteminin İncelenmesi ve Eleştirisi

ÖZEL: Etan Kohlberg’in İmâmiyye Şiîliğinin Kaynaklarını Kullanımındaki Yönteminin İncelenmesi ve Eleştirisi

Ancak Kohlberg'in, kendi varsayımlarını; “Şia’nın, zamansal bakımdan Peygamber-i A‘zam’ın (s.a.a.) vefatından sonra oluştuğu,” “Şia’nın siyasal kaynağı/kökeni,” “İmâmiyye tarafından rivayetler uydurulması,” “analizlere hâkim olan, dine dışardan bakış,” ve “kavramların anlaşılmasında/algılanmasındaki hatalar” üzerine inşa etmiş olması, çalışmalarının tesirini ve gücünü [olumsuz yönde] etkilemiştir.

ÖZEL: Câbirî’ye Reddiye: Şiî İrfanı Hermesçilikten mi Doğmuştur?

ÖZEL: Câbirî’ye Reddiye: Şiî İrfanı Hermesçilikten mi Doğmuştur?

Çağdaş Faslı Arap düşünür Muhammed Âbid el-Câbirî, kendi düşünsel projesinde Şiî tefekkürünü Hermetik görüşlerin ve Gnostik – rasyonel olmayan – düşüncelerin bir ürünü olarak görür. O bu ilişkiyi, yapısalcılık ve söylem analizi gibi yöntemlerden faydalanmak ve tarihsel kanıtlar sunmak suretiyle keşfetmeye çalışmaktadır. Elinizdeki çalışma bu ilişkinin varlığını ve bu [varsayımsal] ilişkiden hâsıl olan sonuçları kritik etmeyi amaçlamaktadır.

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (12): İbn Sînâ’nın Bakışında “Salâmân ve Absâl”

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (12): İbn Sînâ’nın Bakışında “Salâmân ve Absâl”

Adeta hem Salâmân ve Absâl kıssasını hem de Makâmâtu’l-Ârifîn’i okumuş gibi [hatta okumuştur]. Hâfız muhakkak bunları okumuştur. İbn Sînâ’nın ârif olmadığını söyleyenler [bilmelidirler ki] İbn Sînâ [Batı’nın öngördüğü/dayattığı] ıstılahî anlamda bir filozof değildir. İbn Sînâ bir Bertrand Russell, bir Wittgenstein değildir ki... O, ilâhî bir hekîmdir.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (19): Hz. Ali'nin vasi oluşu

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (19): Hz. Ali'nin vasi oluşu

Ben derim ki: “İki yerde geçen ‘şöyle şöyle’ ifadesinin aslı kadim müstensihler (nüsha yazarları) tarafından hazfedilmiştir. Nitekim Taberî’nin aynı senetle Tarih’inde aktardığı aşağıdaki rivayetinden anlaşıldığı üzere sözün aslı şudur: “على ان يكون اخي ووصيي وخلفيتي فيكم” “Böylece kardeşim, vasim ve benden sonra aranızdaki halifem olur.” “ان هذا أخي ووصيي وخليفتي فيكم” “İşte bu, benim kardeşim, vasim ve benden sonra aranızdaki halifemdir.”