Yahudi-Hıristiyan dünyası diye bir şey yok, bu mantıklı değil. Aksine İslam dünyası mevcuttur ve bu dünyada Gelenek (Tradisyon) hâlâ güçlüdür. Açıkça ortada ki Müslümanlar Yahudi-Hıristiyanlara değil, şeytani kültüre, Deccal’e karşı çıkıyorlar.
"Öğrendiğime göre Seyyid Sistani, Şiiler Hıristiyanları savunurken binlerce kişiyi kaybettiğinde Vatikan'ın sessiz kalmasını ve Papa'nın tüm bunlar için herhangi bir atıfta bulunmayıp açıktan bir bildiri bile yayımlamamasını takdir etmemektedir."
Dünyada kendisini alternatif olarak tanıtan tek bir ideolojik sistem kaldı. Batı küreselciliğinin, tüketim toplumunun ve teknokratik materyalizmin muhalifi olan İran'ın İslami toplum ve devlet modelinden bahsediyorum. Öte yandan tüm büyük halklar gibi, dünyanın en eski medeniyetlerinden birinin soyundan gelen İranlılar da Mesihçi düşünceden yoksun değiller.
Şiiliğe yönelik mantık dışı Amerikan nefretinin temelinde, Şiiliğin özünde yer alan adaletsizliğe karşı direniş ruhu bulunuyor. Şiiliğin, Kerbela olayı ve İmam Hüseyin’in duruşunun izinde, ezileni korumayı ve savunmayı; ezenin karşısında durmayı esas alan tavrı, ABD ve Batılı egemen güçlerin tolere edebileceği bir şey değil.
İşgalci rejimin, Direniş lideri Seyyid Hasan Nasrallah’ın varlığından dolayı sıkıntı çektiği kuşku götürmez. Siyonistlerin bu sıkıntıları itiraf etmesi ile birlikte, eski İsrail Başbakanı Yitzhak Shamir’in “Araplar aynı Arap, deniz aynı deniz” sözleri de, tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş oldu.
Yukarıdaki tüm konular reformculuktan ziyade devrimci yaklaşımlar gerektiriyor. Özel bankalarca faize dayalı nakit yaratımı tamamen ortadan kaldırılmalıdır, ıslah kurtarmaz. Filistin Siyonizm’den tamamen kurtarılmalıdır. Neo-liberal kapitalizm devrilmeli ve yoksulları ve ezilenleri gözeten bir sistemle yer değiştirmelidir.
2014’te Medine’deki Mescid-i Nebevi’den sorumlu yetkililer, Allah’ın Elçi’sinin (s.a.a.) kabrini el-Baki Kabristanı’nda gizli bir yere taşınmasını tartışıyorlardı ki bu taşıma işlemi kesinlikle yıkımla sonuçlanacaktır. Selefi-Vahhabiler böyle giderse, Hz. Peygamber’in mezarını ve kutsal Kâbe’yi yerle yeksan etmekte tereddüt etmeyeceklerdir.