Ahmed el-Kâtib’e Reddiye (17): İmâmet hakkındaki birkaç soruya cevap

Ahmed el-Kâtib’e Reddiye (17): İmâmet hakkındaki birkaç soruya cevap

Eldeki kanıtlar ve bütün işaretler kuşku götürmeyecek bir tarzda onların şûrâya inanmadıklarına delalet etmektedir. Çünkü Ebû Bekir, hastalığı ağırlaşıp da ölüm döşeğine düştüğü esnada Ömer’i veliaht tayin edip ümmetin başına atadı. Bu metodu takip eden Ömer’in kendisi dahi aralarından birisini seçmeleri için altı kişilik şûrâyı atamış ve şöyle demiştir: “Eğer Sâlim hayatta olsaydı şûrâ teşkil etmezdim.”

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (19)

İbrahimi Dinani: Mesnevi Dersleri (19)

İnsanların farkında olmadığı hususlardan biri, temel meselelerin hiçbir zaman görünür olmamasıdır. Bakın tümel bir şey söylüyorum. Temel meseleler hiçbir zaman görünür değildir. Görünür olan şeyler, çok da esaslı olmayan şeylerdir. Sadece bedenden örnek vereyim, zaten görünmeyen ruhtan söz etmiyorum, sadece bedenden bahsediyorum. Sokrat ile cahil bir adam bir yerde oturuyor olsa siz sadece iki tane beden görürsünüz. Sokrat’ın düşüncesini görebilecek durumda değilsiniz.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (16): Hz. Ali hakkında onca nass varken sahâbe  bunlara niçin itaat etmedi?

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (16): Hz. Ali hakkında onca nass varken sahâbe bunlara niçin itaat etmedi?

Veda Haccı’nda Resûlullah (s.a.a.) ile birlikte yetmiş bin, yüz bin veya daha fazla sayıda sahâbî bulunmaktaydı. Bu yıl nübüvvetin son yılıydı. Sahâbe, temettu haccının durumunu Hz. Peygamber’den (s.a.a.) dinlemiş, sert ve uzun tartışmalardan sonra onunla amel etmişti. Bütün bunlara rağmen Halife Ömer onlara temettu umresini/haccını yapmayı yasaklayabilmiş, bu konuda emrine muhalefet edenleri cezalandırabilmiştir. İmam Ali (a.s.), Mikdâd, Ammâr gibi birkaç sahabî dışında bu durumun önünde durmaya kimse cüret edememiştir.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (14): Üçüncü Halife'yi seçen şûrâ hakkında ilginç bilgiler

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (14): Üçüncü Halife'yi seçen şûrâ hakkında ilginç bilgiler

Ben “Ey müminlerin emiri! Benim kalabalık bir ailem var, daha fazla ver” dedim. Ömer "Şimdilik bu kadar yeter; benden sonra birisi hilâfete ulaşacak, akrabalığını gözetecek ve ihtiyacını giderecektir; bu sır aramızda kalsın” dedi. Said der ki: Ömer'in hilâfetinden sonra onun tayin etmiş olduğu şûrâyla Osman hilâfete ulaştı. Osman, hilâfetinin ilk gönlerinden itibaren benim rızamı kazandı ve isteğimi çok güzel bir şekilde yerine getirdi.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (13): Sakife Toplantısı ve sonrasındaki acı hadiseler

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (13): Sakife Toplantısı ve sonrasındaki acı hadiseler

Muhammed b. Ebî Bekir ile Muâviye b. Ebî Süfyân arasındaki mektuplaşmalar hakkında ise şöyle der: “İkisi arasında birtakım yazışmalar olmuştur. Ancak içlerinde avamın işitmeye tahammül edemediği şeyler barındırdığından bunlara değinmeyi hoş karşılamadık.” (Taberî, c. 4, s. 557) Acaba Taberî ve benzeri tarihçilerin Hz. Fâtıma’nın evine yapılan saldırının detaylarını zikretmelerini bekleyebilir miyiz?

ÖZEL: Kitap kritiği:

ÖZEL: Kitap kritiği: "Hain İttifak - İsrail, İran ve ABD'nin Gizli Anlaşmaları" (Trita Parsi )

Yakın tarihin en sofistike “tekfir teşvik kitabı” olduğunu düşündüğümüz metni ele alarak çağdaş İslam dünyasındaki tekfir konusuna odaklanalım: Hain İttifak - İsrail, İran ve ABD'nin Gizli Anlaşmaları, Trita Parsi ( Yale Üniversitesi Yayınları, 2007). Treacherous Alliance — The Secret Dealings of Israel, Iran and the US by Trita Parsi (Yale University Press, 2007).