"Mektup" için 147 adet haber bulundu

Hamid Dabashi: Gazze sayesinde Avrupa felsefesinin ahlaki iflası ifşa oldu

Hamid Dabashi: Gazze sayesinde Avrupa felsefesinin ahlaki iflası ifşa oldu

Immanuel Kant ve Georg Wilhelm Friedrich Hegel ile başlayıp Emmanuel Levinas ve Slavoj Zizek ile devam eden süreçte bizler, Oryantalistlerin deşifre etmekle görevlendirildiği tuhaflıklar, eşyalar ve bilgi nesneleriyiz sadece. Bu nedenle, on binlercemizin İsrail ya da ABD ve Avrupalı müttefikleri tarafından öldürülmesi, Avrupalı filozofların zihninde en ufak bir duraksamaya bile yol açmıyor.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (35): İmam Mehdî'nin doğumundan önce Gaybet'ten bahseden rivayetler ve kitaplar

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (35): İmam Mehdî'nin doğumundan önce Gaybet'ten bahseden rivayetler ve kitaplar

Bu rivayetlerde İmam Mehdî’nin biri çok uzun iki gaybetinin olacağı ve sonrasında da kıyam edeceği belirtilmektedir. Dolayısıyla bu rivayetler henüz gerçekleşmemiş bir durumun haberini vermektedir. İmam Mehdî’nin doğumundan yarım asır önce Şia’nın elinde -Hasan b. Mahbûb es-Serrâd’ın (h. 149-224) Müşeyhe’si ile diğer kitaplarında ve başka müelliflerin eserlerinde- bu rivayetler mevcuttu ve biz bunları ileride ele alacağız.

ÖZEL: İbn Arabî ve Seyyid Haydar Âmulî’nin bakışından Hatm-i Velâyet konusunun karşılaştırmalı bir incelemesi

ÖZEL: İbn Arabî ve Seyyid Haydar Âmulî’nin bakışından Hatm-i Velâyet konusunun karşılaştırmalı bir incelemesi

Zira velâyetin hatminin temel ölçütü, Peygamberlerin Hâtemi’ne (s.a.a.) manevî yakınlıktır. Şahsına münhasır bu yakınlığı pek çok rivayet açıklamıştır. İbn Arabî'nin “İnsanların ona en yakını, âlemlerin İmamı ve tüm nebilerin sırrı olan Ali ibn Ebî Tâlib’dir” ifadesi de hem şekilsel hem manevî hem şuhûdî hem de gaybî bir yakınlığı ifade etmektedir. Onun o Hazret’e yakınlığının bir benzeri yoktur; dolayısıyla onun velâyeti de benzersizdir.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (33): Ahmed el-Kâtib'in iki önemli şüphesine cevap

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (33): Ahmed el-Kâtib'in iki önemli şüphesine cevap

Bu bölümde Ahmed el-Kâtib’in İmam Mehdî’nin (a.s.) varlığı hakkında oluşturmak istediği şüpheleri cevaplandırmaya çalışacağız. Onun bu bağlamdaki iddialarından biri de şudur: 'Hicrî üçüncü ve dördüncü asırlarda Şia -azınlık bir grup hariç- Muhammed b. Hasan el-Askerî’nin varlığına inanmıyordu. Nitekim bu durumu Nevbahtî, Eşarî, Kuleynî, Numânî, Sadûk, el-Müfîd ve Tûsî gibi Şiî müelliflerin tamamına yakını kaydetmiş ve bu döneme Asrü’l-Hayret (Şaşkınlık Çağı) adını vermişlerdir.'

İran 15 bin kişiyi idam edecek yalanı nasıl uyduruldu?

İran 15 bin kişiyi idam edecek yalanı nasıl uyduruldu?

İranlı yetkililer tarafından gözaltına alınan 15 bin protestocu rakamı suları daha da bulandıran İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı'ndan (HRANA) kaynaklanıyor. ABD merkezli HRANA, İran İnsan Hakları Aktivistleri’nin (HRAI) medya koludur ve National Endowment for Democracy'den (NED) fon alan bir gruptur. NED ise on yıllardır dünya genelinde rejim değişikliği çabalarını finanse eden, bir CIA yumuşak güç aparatıdır.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (32-2): Ahmed el-Kâtib'in mektubuna cevap

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (32-2): Ahmed el-Kâtib'in mektubuna cevap

Ahmet el-Kâtib’in veya diğer Ehl-i Sünnet ulemasının inkârları onlara zarar vermez. Nitekim İsrâiloğullarının büyük çoğunluğunun Hz. İsa’nın mucizevi doğumunu inkâr etmeleri de O’na (a.s.) zarar vermemiştir. Şöyle ki küçük bir fırkaları hariç -bu fırka da Hz. Zekeriyya ve Hz. Yahya (a.s.) bağlılarından oluşmaktaydı- Yahudiler, Hz. İsa Mesih’in mucizevi doğumunu inkâr etmiştiler ve günümüze kadar da Mesih beklentilerini sürdürmüşlerdir.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (30-31-32): Eşari Kummi ve Abdullah b. Sebe rivayetleri / İbn Sebe gerçek bir şahıs mı yoksa efsane mi / Nass ve biat

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (30-31-32): Eşari Kummi ve Abdullah b. Sebe rivayetleri / İbn Sebe gerçek bir şahıs mı yoksa efsane mi / Nass ve biat

Sunduğumuz bu bilgiler Sa’d el-Eşarî’nin, İbn Sebe ve Sebeiyye hakkındaki açıklamalarının bir bölümünü kendisinden önce yazılan mezhepler tarihi kitaplarından, diğer kısmını ise yukarıda işaret ettiğimiz kaynaklardan aldığını teyit etmesi açısından yeterlidir. Nitekim onun “ehl-i ilim diyor ki” sözü de bunu işaret etmektedir. Zira o “ilim ehli” tabiriyle Şia’yı kastetseydi şüphesiz “ashabımızdan bir topluluk” derdi.