İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (4): Tüm yaratılış gerçekte bir soruya verilmiş yanıttır

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (4): Tüm yaratılış gerçekte bir soruya verilmiş yanıttır

“Verilen şeyler, kabiliyetler kadardır.” Peki, hikemî dille söyleyecek olursak, “kabiliyet” nedir? İstemektir. İstemek de sorunun kendisidir ve bu, tekvinî bir sorudur. Yani hakikatte, yaratılışın varlığı kabiliyetlerin sorusuna/talebine bir cevaptır.

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (3): Tûsî’nin Düşüncesinde Felsefî Diyaloğun Bileşenleri

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (3): Tûsî’nin Düşüncesinde Felsefî Diyaloğun Bileşenleri

Elest bezmi, ezel bezmidir. Ezel ne demek? Ezelden önce ne vardır? Ezel bir tarih değildir. Ezelden önce hiçbir şey yoktur. Allah’ın sözünü ilk işiten kimdi? İnsân-ı kâmil, yani Hz. Hatmî Mertebet (s.a.a.)… Bunun da ötesinde, Masum İmamlarımız dahi öyledir. Onlardan ulaşan bir hadiste: “Biz Allah’ın tam kelimeleriyiz” buyrulmuştur.

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (1): Diyalog Filozofu Tûsî

İbrahimî Dinânî: Nasîrüddîn Tûsî Söyleşileri (1): Diyalog Filozofu Tûsî

Nasîrüddîn Tûsî olmasaydı, Mollâ Sadrâ'lar var olamazdı. Bunu kesin olarak biliniz. Aynı şekilde o eğer Şerhu’l-İşârât’ı yazmasaydı ve Râzî’nin asılsız ve mesnetsiz iddialarını çürütmeseydi, bizler de şimdi Eş‘arîliğin girdabına ve karanlığına hapsolmuş olurduk. Ne yazık ki, şimdi bile az veya çok buna hapsolmuş bir vaziyetteyiz.

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (3): Fârâbî’nin siyasî düşüncesi / Medîne-i Fâzıla

İbrahimi Dinani: Fârâbî Dersleri (3): Fârâbî’nin siyasî düşüncesi / Medîne-i Fâzıla

A‘yânu’ş-Şîa’da merhum Muhsin El-Emîn, Fârâbî’yi İmamların ismet [günahsızlık, hatasızlık] ve imametine inanan ilk Şiî filozof olarak kabul etmektedir. Yine Âga Bozorg-i Tehrânî’nin Ez-Zerî‘a’sında ve daha sayılamayacak pek çok eserde bu hususa işaret edilmiştir. Bu kimselerin, Fârâbî’nin Şiî olduğundan hiçbir tereddütleri yoktur. Hatta o, İmam Mehdî’nin üçüncü naibi Hüseyin b. Rûh Nevbahtî’nin çağdaşı ve arkadaşı idi.

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (32-2): Ahmed el-Kâtib'in mektubuna cevap

Ahmed el-Kâtib'e reddiye (32-2): Ahmed el-Kâtib'in mektubuna cevap

Ahmet el-Kâtib’in veya diğer Ehl-i Sünnet ulemasının inkârları onlara zarar vermez. Nitekim İsrâiloğullarının büyük çoğunluğunun Hz. İsa’nın mucizevi doğumunu inkâr etmeleri de O’na (a.s.) zarar vermemiştir. Şöyle ki küçük bir fırkaları hariç -bu fırka da Hz. Zekeriyya ve Hz. Yahya (a.s.) bağlılarından oluşmaktaydı- Yahudiler, Hz. İsa Mesih’in mucizevi doğumunu inkâr etmiştiler ve günümüze kadar da Mesih beklentilerini sürdürmüşlerdir.

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (15): İbn Sînâ Ontolojisi

İbrahimi Dinani: İbn Sina Dersleri (15): İbn Sînâ Ontolojisi

Hz. Mûsâ aklî ölçülerle soru sorduğunda, aykırı bir tavır mı sergilemiş oldu? Daima gizli olan o velîye üç kez aklî ölçülerle soru sorunca, nübüvvet makamından düşmüş mü oldu? Hayır. O halde buradan, akılcı bir şekilde soru sormanın, düşünmenin ve hareket etmenin hiçbir sakıncası olmadığı sonucuna ulaşıyoruz. Bu örnek, Kur’ân-ı Kerîm’den idi. Kur’ân bunda bir beis görmüyor ve Hz. Mûsâ’yı ‘niçin soru sordun’ diye eleştirmiyor. Dolayısıyla aklı yermememiz gerekir.