İslam Devrimi, "Batılılık" (Westernesse) olarak bilinen tüm söylemsel kompleksin hegemonyasının yıkılmasında çok önemli bir rol oynamıştır. İslam Cumhuriyeti'nin kuruluşunu tanımlamak için kullanılan "skandal" kategorisini anlamak için bu yıkımın farkında olmak önemlidir. Zira İslami devrimci siyasetin müdahalesiyle, "Platon'dan NATO'ya" olarak bilinen güya zorunlu tarihsel sekans kesintiye uğratılmış olmaktaydı.
Lübnanlı analist ve eylem adamı Enis Nakkaş, 30 Mayıs 2020’de NBN TV’ye (Lübnan) önemli bir röportaj verdi: “Filistin’i özgürleştirerek Siyonist rejime son verecek savaşın on yıldan daha kısa bir süre içerisinde, hatta beş yıl içerisinde gerçekleşeceğini düşünüyorum. Bunun çok yakında olmasını umuyorum.”
Uley b. Rebah; imam ve sikadır. Tâbiûnun ileri gelenlerindendir. Ebû Abdurrahman el-Mukri şöyle der: Ümeyyeoğulları adı Ali olanları öldürmekteydi. Bu durum Rebah’a ulaştırılınca oğlunun ismini değiştirerek ismi tasğir şeklinde Uley yaptı. Evet, İmam Ali’nin dostu ve O’nun izinde yürüyenlerin öldürülmesinden değil, ismi Ali olan kimselerin öldürülmesinden bahsediyoruz! Bunu Zehebî söylüyor.
Bu noktada, küresel petrolün tamamen aynı malzeme olmadığı ve rafine birimlerinin de aynı olmadığını belirtmek gerekiyor. Buradan ise İran’ın gönderdiği bu malzemeler ve parçaların özellikle Venezuela’nın kullanımı için revize edildiği anlaşılıyor. Yani İran bu meseleye çözüm bulmak için araştırma içine girerek büyük çaba sarf etmiştir.
Ben sevgiyi fiili değil, zati sıfat olarak görüyorum. Yani Allah nasıl zat olarak “âlim” ise aynı şekilde zat olarak “muhib”dir. Muhabbet, Hak Teâlâ’nın varlığından ayrı değildir. Hak Teâlâ’nın varlığı muhabbettir, rahmettir. O’nun rahmeti gazabını geçmiştir.
Lübnanlı el-Akhbar gazetesi de sahadaki kaynaklarından aktardığı haberinde ABD askerlerinin kaybolduğunu doğruladı. Gazete kaynaklardan şu sözleri aktardı: “Orta ölçekli makineli tüfekler ve havan mermileri ile uğradığı saldırı, Amerikan aracının neredeyse tamamen yanmasına yol açtı… "
Uluslararası Para Fonu (IMF) birkaç ay önce küresel petrolün 2034 yılında biteceği ve Körfez ülkelerinin çoğunun iflas ile yüz yüze geleceği, bu sebeple krediye başvurmak zorunda kalacakları, bütçe açığını kapatmak için vatandaşlarına yüksek vergiler dayatacakları ve kamu giderlerini minimum seviyeye düşüreceklerini öngörmüştü.