"Önce rahmet gelir; gazap arızîdir. Önce tevhid gelir; şirk arızîdir. Aslolan şirk midir, tevhid midir? Tevhiddir. Bizler Hakk’ın rahmetinden mi geldik, gazabından mı? Rahmetten geldiğimize göre, yine rahmetine mi döneceğiz, yoksa gazabına mı? Geldiğimiz yere, yani rahmete döneceğiz."
Eğer siyaset biliminin ilerlediğini ve gelişme kat ettiğini iddia ediyorsak, bunun somut karşılığını önce insanlığın huzur ve refah seviyesinde aramamız gerekmez mi? Artık zulümler son buldu mu mesela? Günümüzde halen emperyalist siyasetçiler ve sistemler tarafından zulme uğramaya devam eden şahıslar, toplumlar ve ülkeler yok mu gerçekten? Süper güçler, emperyalist devletler daha zayıf gördükleri ülkeler üzerinde baskı kurmuyorlar mı?
Ben”imiz, kendi zihnimize sığar mı, sığmaz mı? Zihnimiz, deyim yerindeyse, bizden (=ben’imizden) bir kokudur sadece. O ben’imizin şuûnundan bir şa’ndır. Bu durumda bütün bu şuûn (varlığımız, vücûdî boyutumuz), tek bir şa’na (zihin) nasıl sığabilir?
Birinci, ikinci ve üçüncü ciltte tüm bu iddialarınızı ele alıp irdeledim ve bu konularda yanıldığınızı kanıtladım. Siz de bundan sonra kalkıp bütün bu meselelerin ikincil, ayrıntı mesabesinde şeyler olduğunu söylediniz. Her şeyden önce sizin bu meseleleri ikincil ve önemsiz görme hakkınız bulunmuyor. Zira On İki İmam Şiası’na ve temel ilkelerine karşı olumsuz bir tasavvur doğurmak için tüm bu meseleleri ardı ardına toplayıp önümüze döken sizsiniz!
"Bugüne geldiğimizde, Mwalimu Horace Campbell'in askeri darbelere karşı tepkisiz kalmamamız gerektiğini, çünkü ordunun rolünün önde gelen emperyalist merkezlerde olduğu gibi her zaman gerici olmadığını söyleyen dersine kulak vermek önemlidir."
Avrupa'nın kuşkusuz yaşayan en büyük siyaset felsefecisi olan Jürgen Habermas, savaş gibi çok önemli bir sosyopolitik olguyu anlamakta sürekli sorun yaşamıştır. Buna rağmen Habermas'ın düşüncesinde, bazı belirsizliklere rağmen olumlu olarak nitelendirebileceğimiz bir evrim gözlemlemek mümkündür. Bu entelektüel yörüngede üç dönüm noktası göze çarpar: Birinci Körfez Savaşı, Irak Savaşı ve son olarak Ukrayna Savaşı.
Al-Monitor için haber yapan Yemenli gazeteci Mareb al-Ward, Çin'in Yemen büyükelçilerinin Ensarullah'ın temsilcileriyle düzenli olarak görüştüğünü ve Çinli görevlilerin örgütten 1962 devrimcilerinin halefi olarak bahsettiğini belirtti.