Füze ve insansız hava aracı kabiliyetlerini geliştirerek Tel Aviv'e karşı bir caydırıcılık denklemi kuran Filistinliler bir de Mısır topraklarından yardım alırlarsa güçlerini daha da pekiştirecekler ve bunun İsraillilere bedeli de ağır olacaktır.
Tüm bunların ardından bölgede sıra Suriye'ye geldi. Siyonizm, emperyalizm ve Arap gericiliği, bir Arap ülkesi olan Suriye'ye karşı küresel bir savaş başlattı. Onların adlandırmasıyla “zalim Esad'a” karşı barışçıl bir devrim amaçladıklarını iddia ettiler. Ne var ki, başlangıcının üzerinden altı küsur yıl geçen bu savaş da, aslında Arap dünyasını parçalamak için İsrail'in yürüttüğü projelerin bir parçası olmaktan fazlası değildi.
2010 tarihli ABD Ordusu Özel Kuvvetler Konvansiyonel Olmayan Savaş kitapçığından alıntı: “ABD’nin konvansiyonel olmayan savaş (UW) çabalarının amacı, ABD’nin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzere direniş güçlerini geliştirmek ve kalıcı hale getirmek yoluyla, düşman bir gücün siyasi, askeri, ekonomik ve psikolojik savunmasızlıklarından yararlanmaktır..."
BM’nin Bağımsız Uluslararası Suriye Araştırma Komisyonu’na göre çatışmanın bir yılını doldurduğu Mart 2012 tarihinde Suriye hükümet güçlerinin toplam can kaybı 2,569 idi. O tarihte BM’nin Suriye’deki siyasi şiddetin tüm kurbanları için verdiği toplam ölüm rakamı 5 bin idi.
Bazı analistler bu durumun Üçüncü Filistin İntifadası için yolu döşediğine, bunun sürecinin ve koşullarının önceki iki intifadadan farklı olduğuna ve farkların büyük ölçüde, çeşitli gelişmelerdeki güç dengesinde olduğuna inanıyor. Şu andaki intifadayı önceki intifadadan ayıran belli başlı özelliklerden bazıları şunlardır:
Çünkü o “Bu hadis bize Ehl-i Beyt sevgisini, Ehl-i Beyt’i ululamayı, onların Hz. Resulullah’ın (s.a.a.) oğulları olmaları münasebetiyle konumlarını gözetmeyi anlatmak istiyor” demiyor. O, bu hadis “temessük”ü (tutunmayı) emrediyor, diyor. Kimileri hadisin anlatmak istediği Ehl-i Beyt’e sevgi duymaktır, demek suretiyle hadisin içini boşaltmaya çalışmaktadır, oysa hadisin kendisinde “ma in ehaztum/aldığınız, sarıldığınız müddetçe” ifadeleri geçmektedir.
Mart ayı başlarında, Şeyh Abdülmelik el Husi liderliği altında örgütlenmiş bir Şii grubu olan Husilerle bağlantılı bir medya kaynağı, ABD hükümetinin, eski Güney Yemen’in başkenti Aden ile ülkenin ikinci en kalabalık şehri olan Taiz’in tam ortasında yer alan güneydeki Lahc eyaletinde bir askeri deniz üssü kurmayı planladığının iddia edildiği bir haber yayınladı.