Övgüye layık tüm şeyler vücûdî umûrdandır. Vücûd da hakikatte Hakk Tebârek ve Teâlâ’dır. Çünkü kötülükler O’na ulaşamaz. Şeylerin noksanlıkları ve kusurları ademîdir [yokluksaldır]. Nitekim Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Sana isabet eden her iyilik Allah’tan, her kötülük ise nefsindendir.”
Hz. Peygamber’in bazı eşleri Resûlullah’a (s.a.a.) karşı birlik olup hizipleşiyorlarsa Hz. Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’e (a.s.) karşı neler yapacaklarını var sen düşün! Resûlullah’a (s.a.a.) böyle davranıyorlarsa Hz. Fâtıma, Hz. Ali, Hasan ve Hüseyin’e (a.s.) karşı nasıl davranırlar?
Bugünkü konumuz ise Resûl-u Ekrem’in (s.a.a.) vasilerin efendisi Ali b. Ebû Tâlib’e buyurduğu “Ey Ali! Sen benden sonra halifemsin” hitabını içeren hadisidir.
Ben merhum Henry Corbin’in Allame Tabatabaî ile yaptığı o özel görüşmelerin tamamında bulunmuştum. Yani o toplantıların tamamında bulunan tek kişi bendim. Merhum Corbin’le çok yakındım, çok uzun sohbetlerimiz oldu, ben onu çok büyük bir insan olarak görüyorum. İslam felsefesini de çok incelemiş biriydi. Ancak onun hatalı görüşlerinden biri, şu an sizin bu naklettiğiniz kısımda ortaya çıktı.
Devamında şöyle diyor: Eğer Ali’yi (a.s.) emir edinirseniz ki bunu yapacağınızı zannetmiyorum. Bu da Resûlullah’ın mucizelerinden ve gaybî mesajlarındandır. Resûlullah (s.a.a.) emir belirleme hususunda nasıl davranacaklarını biliyordu. Bu hadis Müsnedü Ahmed’de geçiyor.
Mezkûr rivayet, İslam âlimleri nezdinde sened açısından herhangi bir tartışmaya konu olmamıştır. Senedin sağlamlığı hem Şiî hem de Sünnî ulema tarafından ifade edilmiştir. Bahsettiğimiz hadis, herkesin bildiği ve işittiği “Benimle, Harun’un Musa’yla olan konumunda olmayı istemez misin?” şeklinde bilinen ‘‘Menzile Hadisi’’dir.
İbn Hazm: Bundan dolayı Ömer konuşmaya başladı. Bu da yazının yazılması halinde ümmetin asla sapmayacağı şeklindeki hayrın önüne geçmesine neden oldu. Bu hadisin bizim açımızdan önemi hala devam etmektedir ve kalbimizde bir yaraya dönüşmüştür.