Dünya kapitalist krizinin daha önceki dönemlerinde hegemonik düzenin çöküşüne siyasi istikrarsızlık, yoğun sınıfsal ve toplumsal mücadeleler, savaşlar ve yerleşik uluslararası sistemdeki kırılmalar damgasını vurmuştu. İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcının 1936-39 İspanya İç Savaşı ve onun sonucu olan faşist diktatörlük olduğunu hatırlayalım. Filistin'de tehlikede olan küresel geleceğimizdir.
Ey savaş meydanının erleri, İmam Hüseyin’in (a.s.) kişiliğinin cisimleşmiş halleri, Muhammed Mustafa'nın (s.a.a.) sünnetinin altın süsleri, parazitizme karşı savaşmış kahramanlar, İslam’ın hazineleri, cesaret yıldızları, Direniş’in ışıldayan gök taşları! Bu dünya sizin hatırınıza dönüyor!
Pazartesi günü denizde tehlikesizce patlayan roketin taşıdığı mesaj şuydu: İran İsrail’in iki ana limanını -bunlardan birinde İsrail deniz kuvvetleri karargâhları yer alırken ikisi de Amerikan 6. Filosu savaş gemilerince ziyaret edilmektedir- bloke etme araçlarına sahiptir.
John Bolton, John McCain ve Rudy Giuliani gibi hepsi Halkın Mücahitleri Örgütü'nü destekleyen kişiler tarafından emir verilen Arnavut hükümeti nihayetinde Arnavutluk'taki Şii ve Sufi kurumlara da saldırmaya başladı. 22 Mart 2018'de antiterör polisi Dünya Bektaşi Merkezi tarafından Tiran'da organize edilen Nevruz bayramı programını akamete uğrattı.
Acılı, oğullarının kaderiyle tükenmiş kahırlı baba (oğullarından biri olan Abdullah şehid olurken iki yaş büyük diğeri de pek çok yara almış ve birkaç kemiği kırılmıştı) mezar kazıcılarına toprağın ağarmasını dilediğini söylemiş. Ve on dakika içerisinde gökyüzünden, yeri beyaz bir battaniye gibi saran beyaz, donmuş zerrecikler yağmış!
Suudi Arabistan'ın Yemen'de başlattığı "Kararlı Fırtına" adı altındaki savaşın üzerinden iki yıldan fazla zaman geçti. Bölgede taş üzerinde taş bırakmayarak devam eden savaş, Suudiler için başarısızlıkla sonuçlanmış gibi görünüyor. Suudi yönetimi bu savaşta hiçbir hedefini gerçekleştirme başarısına ulaşamadı.
Daha önce İran’ın farklı üniversitelerinde de ders veren Bakıru’l Ulum Üniversitesi ve İmam Humeyni Enstitüsü Öğretim Üyesi Amerikalı Prof. Muhammed Legenhausen, 1389 yılında ‘Felsefe’nin Kalıcı Siması’ seçildi. Prof. Muhammed Legenhausen, Havza dergisine verdiği söyleşisinde Batı felsefesinin mahiyetini ve İslam felsefesiyle farklarını ele aldı.