Açıklamada, "ABD işgal güçleri ve paralı askerlerinin - ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) atıfta bulunuluyor - doğu bölgesinde işgal altındaki alanlardan her gün 66 bin varil çaldığı" ifade edildi. Bu miktar Suriye'nin günlük petrol üretiminin yaklaşık yüzde 83'üne denk düşüyor.
Suudi liderliğinin çok yanlış bir zamanlamada fitilini ateşe verdiği bu petrol savaşı, OPEC’in yıkılmasına ve petrol için neredeyse adil fiyatları koruyan küresel bir kuruluş olarak tarihe gömülmesine yol açacaktır. Bu krizin en büyük zarar gören tarafı kuşkusuz Suudi Arabistan Krallığı olacaktır. Çünkü ilk olarak liderlik rolünü daha sonra ise petrol gelirlerinin çoğunu kaybedecektir.
Süveyş Kanalı Savaşı ve İngiliz-Fransız-İsrail saldırıları Britanya İmparatorluğu’nun çöküşüne tarih attıysa, korona virüsü de Amerikan İmparatorluğunun sonu için geri sayım başlatmış olabilir. En azından biz böyle olmasını umuyoruz.
Bu savaşın amacı ise Rusya’yı şartlarına boyun eğdirmek ve Corona virüsünden dolayı tüketimin azalması nedeniyle gerileyen petrol fiyatlarını yükseltmek için OPEC’i günlük yaklaşık 1,5 milyon varil üretim azaltma kararına uymak zorunda bırakmaktır.
İsrail, Amerika için son derece önemli olmakla birlikte, sadece bir ülke değildir. İran ise Batı Asya savaşlarının tamamında Amerika’ya meydan okuyan bir gulyabani haline geldi. Birçok ülkede ABD’ye karşı orduları ve silahlı güçleri destekliyor.
Suudi ARAMCO şirketine ait iki hayati tesisin hedef alındığı saldırı, Krallığı büyük kayba uğrattı. 10 maddede sıralanabilecek olan bu hasarın ilki elbette ekonomik kayıptır. Bu saldırı ile dünyanın en büyük petrol işleme tesisi hedef alınarak Suudi petrol endüstrisi kalbinden vurulmuş oldu.
Seyyid Seri, istihbarat gözlem operasyonu için Suudi Krallığı içerisindeki “şerefli ve özgür” kişilerin işbirliğine değindi. Bu, Şii azınlığın yoğun olduğu doğu bölgesindeki devrimci Şii hücrelerin de operasyona katıldığı anlamına mı geliyor?