Ekonomileri yeniden yapılandırmak ve küresel totaliter bir süper devlet empoze etmek için -muhtemelen ortalama tehlikedeki- bir virüsten yararlanma planı, açılacak olan Yeni Karanlık Çağ'da itaat ve mahrumiyete öncülük edecek. Egemen elitler, bizi kölelerden hallice ve bedavadan yiyici takım olarak telakki ediyor.
Suudi ordusu ağır ve acı verici kayıplardan muzdarip, Suudi askeri birliklerin deniz, hava ve kara bölümlerinden şu ana kadar 6483 askeri görevli yaralanmış ya da hayatını kaybetmiş durumda. Ra’yul Yevm, Newyork Times, birçok Amerikan, Arap ve yabancı haber ajansları ya da medya kaynakları, Suudi Arabistan’ın savaşın ilk yılında 3 binden fazla askerinin hayatını kaybettiğini kaydetti.
Bu yılın Şubat ayı İslam Devrimi’nin 38. yılına denk düşüyor. Tarihin ölçeği içinde bu küçük bir noktadan ibaret olabilir, fakat İslam Devrimi, küresel meseleler üzerindeki etkisi açısından deprem yaratan bir olaydı, zira sıradan bir devrim değildi. Şah’ın baskıcı rejimini yıktığı gibi, aynı zamanda emperyalizmin dayattığı düzenin prangalarından kopuş getirdi.
"Batı’nın Sünni köktencilerle olan işbirliği hakkında yazmış olan Robert Dreyfus, Batılı kaynakların Baasçıları acımasız katiller olarak şeytanlaştırmak için Hama'daki ölüm rakamlarını kasıtlı olarak abarttığını ve Baasçıların da Müslüman Kardeşler’i yıldırmak için bu yanıltmacanın peşinden gittiğini ileri sürer."
Fakat Suriye bir taş değil, hele sıçrama taşı hiç değil. Suriye sert bir kayadır. Suriye; Rusya, İran ve Çin ile birlikte dünyanın hayal edebileceği en güçlü ittifaka sahiptir. Bu Barış İttifakı, ABD-NATO-Brüksel’in yıkım ve öldürmeye dayalı şeytani terör ittifakı karşısında en sonunda muzaffer olacaktır.
Ancak İsrail liderliği, en mantıklı senaryoyu görmezden gelme eğiliminde oldu. Bu senaryo ise İsrail’in yıllar içinde geliştirdiği ve kamuoyuna da taşınan, Hizbullah’ın İsrail’in derinliklerindeki yüzlerce askeri ve stratejik hedefi vurabileceği yönündeki tahminlerde ifadesini buluyor.
"Temmuz 2006 savaşının maliyetleri tamamen Körfez parasıyla karşılandı. ABD ve İngiliz yönetimleri İsraillilere silah, teçhizat ve cephanelik gönderirken bile hepsinin parası Suudiler tarafından ödeniyordu."