Yakın tarihin en sofistike “tekfir teşvik kitabı” olduğunu düşündüğümüz metni ele alarak çağdaş İslam dünyasındaki tekfir konusuna odaklanalım: Hain İttifak - İsrail, İran ve ABD'nin Gizli Anlaşmaları, Trita Parsi ( Yale Üniversitesi Yayınları, 2007). Treacherous Alliance — The Secret Dealings of Israel, Iran and the US by Trita Parsi (Yale University Press, 2007).
Uluslararası Af Örgütü, 9 Mayıs tarihli bir açıklamasında Nijerya rejimini, Boko Haram’ın okula saldıracağı yönünde önceden ikaz olmasına rağmen eyleme geçememekle suçladı.
Mutluluk gözyaşları, üzüntü ve acıya karışıyordu, tıpkı hastanede koşturup altı yaşındaki oğluna ne olduğunu soran Ümmü Ali gibi. Ümmü Ali, serbest bırakılan esirlere teker teker oğlunu sordu. Buna, serbest bırakılan bir esir ona şok edici cevabı verinceye kadar devam etti: “Senin oğlun aylar önce savaşçılar tarafından öldürüldü.”
Batılı araştırmacıların çoğu, aksiyom olarak, bütün toplumlarda Batılı demokratik sekülarizme doğru kaçınılmaz bir ilerleme olduğunu ileri sürdüler ve dinin önemli bir sosyal ve siyasi faktör olduğunu ya küçümseyip görmezden geldiler ya da reddettiler.
"Saatler sonra Suriyeli üst düzey yetkilinin ofisindeki telefon çalar. Süpriz! Telefon görüşmesi selamlar ve tebriklerle yapılıyor. Lakin Suriye ofisindeki temsilci, muhatabına, var olan koşulların, Katarlı temsilcinin, topraklarına adım atabileceği sınırlarda olmadığını ifade etti."
"Katar Emiri Temim Bin Hamad, istihbarat başkanını derhal İstanbul'a giderek rehine krizini, çözümü kolaylaştırarak sonlandırma emri vermiş. Ayrıca Katarlılar, daha önce Türkiye-Suriye sınır bölgelerinden yönettikleri bazı operasyon merkezlerine, doğrudan yaptıkları mali yardımı azaltmaya başlamış."
"İbrahim, Suriye’nin kuzeyindeki kasaba ve köylerini IŞİD gibi aşırılıkçı gruplara karşı korumak için savaşan Kürtlerle arası iyi olan gizli bir arabulucudan da yardım istedi. Bu gizli arabulucunun teklifi üzerine, Kürt yetkililer Kuzey Fırtınası’ndan Lübnanlı rehineleri serbest bırakmasını istediler."