"Sahibi" için 669 adet haber bulundu

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (23): Hakk’ın Veçhi ve Kulluk (Ubûdiyet)

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (23): Hakk’ın Veçhi ve Kulluk (Ubûdiyet)

Bilimler söz konusu olduğunda hep akıl ve düşünceyle ilerlenir. Dinde ise durum farklıdır: Burada akıl, düşünce ve şuurun yanı sıra irade ve kalp de devreye girmelidir. İrade ve akıl normalde iki ayrı şey değil midirler? Evet, öyledirler. Ancak din gibi bir alanda bunlar tek bir yönde Allah’a doğru yönelirler. İbadetlerde de durum bu şekildedir: Namaz sırasında yalnızca fikriniz değil, iradeniz de O’na yönelmiş olmalıdır. Burada irade ve akıl tek bir şey olmaktadır.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (15): İnsanın bâtın ve ruhundaki hayatı

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (15): İnsanın bâtın ve ruhundaki hayatı

'Geceyi gündüze, gündüzü de geceye katarsın.' Gece gündüzün, gündüz de gecenin bağrında yer alıyor. Bu diyalektikten ilk söz eden, Herakleitos idi. Günümüzde de diyalektikten söz eden pek çok düşünür var. Özellikle Hegel ve sonrası dönemde… Hegel, zamansal diyalektiği dikkate alırken, Marx bunu toplumsallaştırmış, ona materyalist ve tarihsel bir boyut kazandırmıştır. Bir de tevhidî bir diyalektik var ki, biraz önceki âyet, bunun bir örneğiydi aslında.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (14): Akıl ve Kalp arasında vahdet ilişkisi vardır / Kalp, Aklın zuhurudur

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (14): Akıl ve Kalp arasında vahdet ilişkisi vardır / Kalp, Aklın zuhurudur

Akıl ile kalbin ilişkisi, vahdet ilişkisidir. Kalp, aklın zuhurudur. Akıl kalbe indiğinde, kalp duygu, sevgi, akıl gibi tüm insanî kuvvelerin merkezi olur. Tüm bu algısal kuvvelerin başında akıl gelir. Diğer duyu organlarının tüm verilerini, akıl kontrol altına alır. Bunların hepsinin toplamı kalbi oluşturur.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (12): Manevî Zevk; Tabiat ve Maneviyat

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (12): Manevî Zevk; Tabiat ve Maneviyat

"Anlamak ve düşünmek, esasında bir fiil ve faaliyettir. Kısacası bir yaratım… Siz düşündüğünüzde, aynı zamanda yaratırsınız da… Burada kesinlikle taklidî bir düşünce ve anlayıştan söz etmiyorum."

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (11): O’nunla mahlûkatı arasında mahlûkatından başka engel yoktur / Allah zâhir, âlem gizlidir

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (11): O’nunla mahlûkatı arasında mahlûkatından başka engel yoktur / Allah zâhir, âlem gizlidir

Zuhurun şiddetli oluşu, gizliliğin sebebidir. İkincisi ise kurbunun (yakınlığın) şiddetidir. Bu iki şey O’nun perdesiz bir şekilde gizlenmesine sebep olmaktadır. Bu iki durumu örneklerle açıklayacak olursak: Gözleriniz her şeyi görüyor öyle değil mi? Peki, gözleriniz ayna olmaksızın, kendi kendini de görebiliyor mu?

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (10): Hâlık ile Mahlûk Arasındaki İlişki; Âlemi Hakk’ın Aynasında Görüyoruz

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (10): Hâlık ile Mahlûk Arasındaki İlişki; Âlemi Hakk’ın Aynasında Görüyoruz

Allah’ı kavramlarla değil, zâtımız ve fıtratımızla bulduğumuzdan, âlemi de O’nun nurunun ışığında görmeye başlarız. Eğer Hakk’ın nuru olmasaydı, âlemi göremezdik. “Allah göklerin ve yerin nurudur.”

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (9): İnsân-ı Kâmil ve Mutlak Kemâl

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (9): İnsân-ı Kâmil ve Mutlak Kemâl

En büyük istidat insana ait iken, diğer taraftan sonsuz (ya da en büyük) fiiliyet de, Hakk Tebârek ve Teâlâ’ya aittir. Dolayısıyla Mutlak Kemâl olan Hakk’ın kâmil ifâzesi (feyz verişi) nereye nazil olur? Mutlak istidada, yani insân-ı kâmile… Mutlak istidat kime aitti? Nasıl ki Hakk Teâlâ mutlak fiiliyet ise, insan da mutlak istidattır. İnsân-ı kâmil kimdir? Hz. Hatmî Mertebet (s.a.a.)