"İran İslam Devrimi, siyasi, ekonomik ve askeri egemenliğin yanı sıra kültürel egemenliği de hedefliyordu. Miraslarının ihtişamıyla uyanan ve Batı yörüngesinden kararlı bir şekilde çıkan İslam uluslarının hayaleti, İran modelinin yayılmasını önlemek için bir ‘çevreleme’ stratejisi başlatan yeni sömürgecileri dehşete düşürdü."
Güvenlik yetkilileri ve analistlerin korkusu, şayet Trump yönetimi isterse, örgütün Arnavutluk veya Avrupa'da büyük bir sahte bayrak terör eylemi gerçekleştirmesi ve bu saldırının Trump-Pompeo yönetimine İran ve Avrupa Birliği ile büyük bir çatışma için bahane olmasıdır.
Eğer Hizbullah olmasaydı Güney Lübnan muhtemelen Batı Şeria ve Golan Tepeleri gibi işgal edilmiş bir toprak haline gelecekti. İran lideri Ayetullah Hameney, 1980’lerden beri “Siyonist rejimin yeni toprakları çiğneyemediğini, aynı zamanda bazı yerlerden çekilmeye başladığını” söylemişti. Hameney’e göre Filistin direnişi bu geri çekilmelerde “büyük ve belirleyici bir rol” oynadı.
Hasan Sivri, FHKC Siyasi İlişkiler Başkanı Semir Loubani ile Beyrut’ta bulunan Mar İlyas Filistin kampında Kudüs gelişmelerini ve İstanbul’daki İslam İşbirliği Konseyi toplantısını konuştu.
Trump yönetiminin Kudüs kararını ilanından birkaç saat önce FHKC üyesi Leyla Halid ile Kudüs’ü ve bölgedeki son gelişmeleri konuştuk.
Yazar ve profesör Emel Saad, Suudi Arabistan'ın Lübnan Başbakanı Saad Hariri'yi istifaya zorlamakla suçlanmasından sonra bir de onu göz altına almasının Hizbullah’ın desteğinin artmasına yardımcı olduğunu belirtiyor.
Tabi ki hepsi marifettir, biraz önce okuduğunuz şu beyitte ‘men be hiş numudem sad ihtimam veli ne şod’ (ben kendime yüz ihtimam gösterdim ama olmadı) derken bununla üzüm şarabının sarhoşunu mu kastediyor? Tabi ki hayır. Üzüm şarabı yüz ihtimam istemez, ayrıca üzüm şarabının sarhoşu için ‘ama olmadı’ diye bir şey olmaz ki.