"Görüntüler neredeyse apaçıktı; İran, Şahid-129 ve Şahid-191'i Rus heyetine açıkça gösteriyor ve bunu gizlemek için bir neden görmüyordu. Amerikalılar doğru anladılar. İran, dünyanın en güçlü ikinci ordusuna sahip Rusya Federasyonu’na askeri teçhizat ihraç etmişti.”
2007 yılında o zamanki Bush yönetiminin Suriye hükümetini devirmek üzere Müslüman Kardeşler’i ve El Kaide’yle bağlantılı militan grupları kullanma planlarını ifşa ettiği zaman – ki bugün bu planların sonuçlarını görüyoruz - New Yorker gazetesi, Hersh'in çalışmasını liberal okuyuculara da ulaşacağını düşündükleri bir mesaj olarak memnuniyetle karşıladı.
Ünlü gazeteci Robert Fisk'in Independent'ta çıkan yazısının çevirisini yayınlıyoruz
Eylül 2001 suçlarının 13. yıldönümü yaklaşırken, yeni-muhafazakarlar çatılardan bağırıyor ve 11 Eylül ve şarbonlu yanıltma harekatının gerçek failleri olduklarını etkin bir şekilde itiraf ediyorlar. (Belki hatırlarsınız, neo-con’lar Eylül 2000’de açıkça “yeni Pearl Harbor” çağrısı yapmış ve tam bir yıl sonra bunu elde etmişlerdi.
Üst düzey Suriyeli yetkililer Suriye uçaklarının son günlerde, Irak'ın kalbinde saldırılar gerçekleştirmekten uzak durmadığını aktardı. Operasyonlar sınır bölgelerinden ve Kaim'deki sınır kapısından uzak bölgelerde gerçekleştirildi. Bu operasyonlar IŞİD'in stratejisine uygun. ''İslam Devleti'nin'' Sykes-Picot sınırlarını aşan gerçekliğine de uygun.
İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaneî’nin, İran’ın nükleer silahlarla ilgili tavrı, ABD ile müzakereler ve iç politik tartışmalar hakkında geçenlerde yaptığı önemli konuşmasının çevirisini sunuyoruz.
Gazze’de yaşananlar Batı Asya’da (Ortadoğu’da) yeni bir bölgesel strateji döneminin başladığını ve bu dönemi İslam Cumhuriyeti’nin şekillendireceğini göstermiştir. Bu yeni dönemin ayırıcı özelliklerinden biri, Amerikan’ın dünyanın bu bölgesindeki saltanatının sona erdiğidir.